Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bugün itibariyle İstanbul'a su sağlayan barajların doluluk oranı ortalamasının yüzde 27, Ankara'nın ise yüzde 13 olduğunu belirterek, hiç yağış olmaması durumunda bile İstanbul'un yaklaşık 3 ay, Ankara'nın da 5 aylık suyunun bulunduğunu açıkladı.
Türkiye genelinde işletmede olan; enerji maksatlı barajlarda yüzde 37,5, sulama maksatlı barajlarda yüzde 32,6, içme suyu maksatlı barajlarda yüzde 33,5 doluluk oranı bulunduğunu belirten Pakdemirli, 374 adet depolama tesisinde ise doluluk oranı ortalamasının yüzde 35,6 mertebesinde bulunduğunu ve mevcut su miktarının da 126,7 milyar metreküp olduğunu kaydederek, bu oranın geçen sene ile yaklaşık aynı miktarda olduğunu söyledi.
Baraj doluluk oranlarının geçen yılın aynı dönemine göre daha düşük olduğunu ancak 'sulama sezonunun bitmesi, buharlaşmanın azalması ve yağışlı periyoda girilmesi' sebebiyle önümüzdeki günlerde barajlardan daha az su tüketimi olacağının beklendiğini dile getiren Pakdemirli, bu süreçte önemli bir su sıkıntı yaşanmayacağını öngördüklerini söyledi.
Pakdemirli, konuya ilişkin şu bilgileri verdi:
"İstanbul'un günlük içme ve kullanma suyu ihtiyacı ortalama 3 milyon 200 bin metreküptür. Bu ihtiyacın önemli bir miktarı Devlet Su İşleri'nin (DSİ) daha önce inşa ettiği Ömerli, Alibeyköy, Büyükçekmece ve diğer barajlar ile Yeşilçay ve Melen Sistemi'nden karşılanıyor. Dünyanın en büyük şehirlerinden biri olan, ülkemizin göz bebeği İstanbul'a su sağlayan barajların bir kısmı Anadolu yakasında bir kısmı ise Avrupa yakasında bulunuyor. Bu barajlar birbiri ile entegredir ve tüm barajlardan İstanbul'un her tarafına arıtma tesislerinden su aktarılabiliyor. Bugün itibariyle İstanbul'umuza su sağlayan barajların doluluk oranı ortalaması yüzde 27'dir. Şu anda hiç su gelmese dahi İstanbul'un yaklaşık 3 aylık ihtiyacını karşılayacak su rezervuarlarda mevcuttur. Ayrıca her yıl olduğu gibi önümüzdeki kış aylarındaki yağışlarla birlikte baraj giriş akımlarındaki artışla birlikte İstanbul'da herhangi bir su problemi yaşanmasını beklemiyoruz.
"Şu an itibariyle Ankara'daki barajlarda doluluk oranı yüzde 13 seviyesinde. Geçen yıl aynı tarihte bu oran yüzde 12,7 seviyesinde idi. Ankara'da günlük 1,2 milyon metreküp su kullanılıyor. Ankara'nın su yeterlilik durumunu barajlardaki doluluk oranları üzerinden kıyaslayarak belirtmek doğru bir yaklaşım değildir. Zira 1 milyar 500 milyon metreküp depolama hacmine sahip Ankara'daki barajlarda şu an itibariyle 185 milyon metreküp su bulunuyor ve hiç yağış olmaması durumunda bile barajlardaki su, şehrin 5 aylık ihtiyacını karşılayabilecek miktardadır."
Barajlardaki son durum
Melen ve Yeşilçay regülatörlerinden 2019 yılında 311 milyon 976 bin 301 metreküp su alındı. Bu miktar 2020 yılında 458 milyon 26 bin 593 metreküpe çıktı. Sözcü'nün aktardığına göre, İstanbul'a su sağlayan barajların şu an doluluk oranları şöyle:
Ömerli Barajı yüzde 34.4, Pabuçdere yüzde 1.6, Sazlıdere yüzde 2.2, Büyükçekmece yüzde 10.5, Alibeyköy Barajı yüzde 4, Terkos Barajı yüzde 19.4, Kazandere Barajı yüzde 0.5, Elmalı Barajı yüzde 1, Darlık Barajı yüzde 25.8, Istrancalar yüzde 0.6.
Melen'e yeni pompa sistemi kurulacak
İSKİ'den yapılan açıklamada İstanbul'da susuzluğa karşı alınacak önlemler sıralandı. Önlemlerin başında; Melen Barajı'nın DSİ tarafından henüz tamamlanarak İBB'ye teslim edilememesi nedeniyle Melen sisteminden daha çok su alabilmek için yeni pompa sistemleri kurulması geliyor. Yapılan açıklamada önlemler şöyle sıralandı:
"Melen Havzası'ndaki yağış durumuna göre günlük 2 milyon metreküpe kadar alınabiliyor. Melen Nehri'nden 2 farklı pompa sistemi ile alınan su miktarını artırılması hedefleniyor. İnşa edilecek 3. pompa sistemi ile alınabilecek su miktarı daha da artırılarak günlük 2.7 milyon metreküpe ulaştırılacak. Su kaynaklarının yüzde 65'i Anadolu Yakası'nda, yüzde 35'i ise Avrupa Yakası'nda yer alıyor. Nüfus ve su tüketimi ise bunun tam tersi oranda. Bu nedenle hali hazırda uygulanmakta olan Anadolu Yakası'ndan Avrupa Yakası'na su aktarımı uygulaması devam ettirilecek."
"İstanbul'da baraj su seviyeleri doğal değil"
Sözcü'ye konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyeni atmosfer bilimcisi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, "Daha yağış alma ihtimalimiz var. İstanbul'daki barajların durumu, İstanbul'daki yağışı temsil etmiyor. Çünkü çoğu baraja Melen'den, başka yerden su taşınıyor. O yüzden baraj seviyesine bakarak yağışla ilgili bir şey söylemek zor. Doğal değil baraj su seviyeleri İstanbul'da" dedi.
En büyük problemin, Türkiye'nin kuraklıkla mücadele planının olmaması olduğunu vurgulayan Kadıoğlu, "1 Ekim Su Yılı'nın başında su bütçesinin devreye girmesi lazım. Böyle bir alışkanlık Türkiye'de yok. Bütün büyükşehirlerde bir meteoroloji birimi olması lazım. Bunlar yer altı suyunu, toprak nemini, yağan yağmuru, bir aylık, 6 aylık tahminlerdeki yağacak yağmuru, barajların su seviyesini, kuyuların su seviyesini, hepsini takip etmesi lazım" ifadelerini kullandı.
"Su bittiği zaman yapacak bir şey kalmıyor"
Su bütçesi açık verdiği zaman plan dahilinde bütün paydaşlarla beraber kararlaştırılmış olan önlemlerin otomatik olarak yürürlüğe sokulması gerektiğini söyleyen Kadıoğlu, "Biz Türkiye'de bunu yapmıyoruz. 'Su çok kıymetli, para kadar kıymetli' diyoruz ama bir para gibi bütçesi falan yok. Kuraklığın kriz yönetimi olmaz. Su bittiği zaman yapacak bir şey kalmıyor. O yüzden su bitmeden önce su bütçe açığının tamamlanması lazım bazı tedbirlerle. Bizdeki anlayış, 'boruyu döşeyelim', 'oradan buradan su getirelim' mantığı var bizde, o mantıkla gidiyoruz. Yani inşaatçı kafasıyla gidiyoruz. Su yönetiminde öyle bir şey yok" açıklamasında bulundu.