Ekonomi

Bakan Günay, Avrasya Ekonomi zirvesinde konuştu

06 Mayıs 2009 19:03
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesinin bir final olmadığını belirterek, "2010'da İstanbul'un kimliğine hangi anlayışla sahip çıkığımızı gösteren bir başlangıç yapacağız" dedi.

Günay, 12. Avrasya Ekonomi Zirvesi kapsamında düzenlenen "AB Yolunda Dünya Turizm Sektörünün Geleceği ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti" konulu oturumda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, 2008 yılını dünya ortalamasının çok üzerinde bir başarıyla kapattığını ve turizm gelirlerini 18 milyar dolardan 22 milyar dolar civarına, ziyaretçi sayısını 23 milyondan 26 milyon 300 bine çıkardığını kaydetti.

2009 yılında ekonominin diğer alanlarında olduğu gibi turizmde de bir talep daralması yaşandığını ifade eden Günay, Türkiye'nin ilk 3 ayda yüzde 4'ler civarında bir gerileme yaşadığını ancak nisan ayını yüzde 11 civarında artışla kapattığını bildirdi.

Günay, yıl içinde de bu artışın bazı önlemler alınarak sürdürülebileceği görüşünü dile getirdi.

Bunda, Türkiye'nin, dünyanın en çok gezen insanlarının yaşadığı Avrupa kıtasına en yakın destinasyonlardan biri ve en kaliteli konaklama tesislerine sahip bir ülke olmasının etkisi olduğunu belirten Günay, uluslararası araştırmalara göre Türkiye'nin bu yıl dünyanın en iyi 100 otelinin 39'una sahip olduğunu kaydetti.

Günay, "Sektörü çeşitli sorunlarda bir miktar desteklediğimiz zaman 2009 yılını da önemli bir olumlu başarıyla kapatabileceğimizi düşünüyorum ve bütün gücümüzle bunun için çalışıyoruz" dedi.

Yatırımcıları desteklediklerini, bunun için iki temel kriterlerinin, tarihsel ve doğal çevre ile kalitenin korunması olduğunu belirten Günay, "Kaliteli, doğaya ve tarihe saygılı yatırım bizim için desteklenmesi gereken yatırımdır. Doğayı ve tarihi korumamız gerekiyor çünkü biz sürdürülebilir bir turizm anlayışından yanayız" diye konuştu.

Türkiye'ye en fazla ziyaretçinin Avrupa'dan geldiğini söyleyen Günay, AB sürecinin turizmi, turizmin AB sürecini desteklediğini söyledi.

Günay, "AB'ye tam üyeliğini gerçekleştirmiş bir Türkiye'de turizm işletmelerinin de destek alabileceğini düşünüyoruz. Turizm işletmeleri esas itibariyle KOBİ niteliğinde işletmeler. AB destek fonlarından yararlanabileceğimizi düşünüyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye katılımının, AB açısından da önem taşıdığını vurgulayan Günay, dünyada demokrasinin artık vazgeçilmez bir yaşam biçimi olarak kabul edildiğini, demokrasinin geliştirilmesinde farklı kültürlerin birbirine tahammül etmesinin ötesinde, birbirini eşit olarak algılamasının önem taşıdığını kaydetti.

Günay, şöyle konuştu:
"Avrupa gerçekten bize son yıllarda Balkanlarda yaşanan trajedileri unutturmak istiyorsa, çok kültürlü bir toplumun temellerinin atılması projesi olduğuna inandırmak istiyorsa, Türkiye AB üyesi olmalıdır diye düşünüyoruz. Türkiye AB üyesi olmazsa, Avrupa'nın bütün bu çok kültürlülük, hoşgörü, ötekileştirmekten uzaklaşma, herkesi doğduğu için eşit haklara sahip görme iddiası kağıt üzerinde teorik bir hayal olarak kalacaktır diye düşünüyoruz."

Türkiye bir ebru, Rengârenk bir coğrafya

Türkiye'nin farklı inançların ayak izlerini taşıyan bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Günay, "Türkiye farklı kültürlerin inanılmaz ahengi içinde oluşmuş bir ebru, rengarenk bir coğrafya" dedi.

2010 Avrupa kültür başkenti çalışmalarına da değinen Günay, İstanbul'un aslında bir dünya kenti olduğunu belirterek, bu projeye verdikleri önemi anlattı.

Ertuğrul Günay, İstanbul'un geçmiş yıllarda bir yanlış uygulamanın tahribatına uğradığını ifade ederek, İstanbul gibi tarihi ve doğal güzelliklere sahip bir kentin, atölyelerin ve iş arayanların yığıldığı bir sanayi kenti olmaması gerektiğini kaydetti.

Günay, "İstanbul'un tarihine, doğasına, kültürüne sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bu yeni vizyonla 2010'da bir başlangıç yapacağız aslında. 2010 bir final değil, 2010'da İstanbul'un kimliğine hangi anlayışla sahip çıkığımızı gösteren bir başlangıç yapacağız" diye konuştu.

İstanbul'un, Avrupa'nın Londra ve Paris'ten sonra en fazla ziyaret edilen 3. şehri olduğuna işaret eden Günay, şöyle devam etti:

"Ben yakın bir gelecekte İstanbul'un Avrupa'da en fazla ziyaret edilen birinci şehir olabileceğine inanıyorum. Yakın gelecekte bir vadede dünyada belli bir kültür ve gelir düzeyine sahip insanlar, İstanbul'u görmemiş olmayı bir eksiklik olarak hissedecekler. İstanbul'u görmemiş olmak, bir kitaptan, önemli bir sanat eserinden haberi olmamak gibi algılanacak. Türkiye turizmini de bu hale getirmeye çalışıyoruz . Türkiye'yi dünyanın en kültürlü, en kanaat önderi insanların mutlaka görmek isteyeceği bir ülke haline getirmeye çalışacağız. Türkiye ve İstanbul bunu hak eden bir coğrafya..."