İçişleri Bakanı Muammer Güler, Mehmet Şerif İşbilir ile Veysel İşbilir'in polis kurşunuyla öldüğü Yüksekova'daki gösteriye ilişkin, "Yüksekova'da maalesef evvelsi gün 10 ayrı noktadan uzun menzilli silahlarla polisimize hedef gözetmeksizin ateş edildi. Bu çok enteresan bir konudur. Mezarlıkların tahrip edildiği şeklinde halk içerisinde dolaştırılan bir söylentilerle insanlar tahrik edildi. Hiçbir mezarda öyle bir tahrip söz konusu değil. Böyle bir bahaneyle insanlar kışkırtıldı ve polisle karşı karşıya getirildi. 10'a yakın polis aracında isabetler var hemen polis kuvvetlerinin yakınında 50'ye yakın uzun namlulu silahlara ait kovanlar var. Bunun kabullenilmesi mümkün değil. Bizim şimdiye kadar hiçbir demokratik protestoya, gösteriye bu şekilde bir müdahalemiz olmadı. Polisimiz olayın başından itibaren barikat kurulmasına, molotofkokteyli, el yapımı bomba, fişeklerle saldırılara karşı hep biber gazıyla, tazyikli suyla müdahale etti. Ama uzun menzilli silahlarla hedef gözetmeksizin yapılan müdahalede polisin karşılık verme yetkisi var. Polisin kanunlardan kaynaklanan silahlı saldırıya silahlı karşılık verme mükellefiyeti var. Bu onu görevidir." dedi.
21 noktadan ateş edilmeye başlandı
Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim asıl üzüntüm o insanları polisle karşı karşıya getirilip böyle bir olayı ortaya çıkaran sebeplerin üzerinde durmaktır. Asıl mesele budur. Bu olayla ilgili bütün görüntüler, bütün kayıtlar elimizdedir. Ve maalesef bir öğrenci yurdu tahrip edilmiştir. Bir kız yurdunun tahrip edilmesine çalışılmıştır. Ona müdahale eden polislere 21 ayrı noktadan dün ateş edilmeye başlanılmıştır. Bunun kabullenilmesi mümkün değildir. Devlet asla zaaf içinde olamaz. Bu devleti zaaf içinde göstermek isteyenlere de asla fırsat verilmeyecektir. Hastane basılmış, güvenlik görevlisinin bulunduğu yer ateşe verilmiştir. Polis linç edilmek istenmiştir. Buna hiçbir güvenlik gücünün müsaade etmesi mümkün olamaz."