Görüşmeye dair sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Bakan Ersoy, “KKTC Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Sayın Fikri Ataoğlu ile bir araya geldik. KKTC turizminin güçlendirilmesine, hem kültürel hem de sanatsal işbirliğimize yönelik ortak çalışmalarımızı değerlendirdik” ifadelerini kullandı.
Bakan Ersoy daha sonra restorasyonu TİKA tarafından gerçekleştirilen Barbarlık Müzesi’nin açılış törenine katılarak konuşma yaptı.
Bakan Ersoy, yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle insanlık tarihinin en acımasız katliamlarından biri olan Kanlı Noel katliamı şehitlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anarak sözlerime başlamak istiyorum. İnanıyorum ki bu hadise üzerine konuşmak hiçbirimiz için kolay bir durum değildir. Üzerinden 59 yıl geçmiş olmasına rağmen bu katliamın acısını yüreğimizde hissediyoruz ve bu öyle büyük bir acı ki yaşamımız boyunca bir an dahi unutabileceğimize ihtimal vermiyorum. Unutmayacağız, Rum çetelerin, bir sağlık görevlisi olarak tek derdi insanları yaşatmak olan Kıbrıs’taki Türk Alayı’nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve 3 çocuğunu gözlerini kırpmadan, vahşice katletmelerini unutmayacağız. 1963 yılında gerçekleşen bu acımasız olayı her zaman, her şartta ve her platformda tüm dünyaya anlatmaya devam edeceğiz. Kadınların, çocukların, yaşlıların, Rum terör örgütleri tarafından nasıl elleri bağlanarak katledilip toplu mezarlara gömüldüğünü, çocukların vurulduğunu, en barbar saldırılara maruz kaldığını herkese, her fırsatta anlatacağız. Bu bizim şehitlerimize, tarihimize karşı en büyük sorumluluklarımızdan da biri.
Kıbrıs davası bizim kalbimizde, vicdanımızda ve tarihimizde çok büyük bir yeri olan milli bir davadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi bu dava tarihiyle büyük, vicdanıyla büyük, mücadelesiyle büyük, 1974’te yazdığı kahramanlık destanıyla büyük bir milletin davasıdır. Bu davanın sahibi olan büyük Türk milleti olarak Kıbrıs Türk’ünün huzuru, güvenliği ve dünyadaki konumu için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceğiz. Rumlar, büyük bir hukuksuzluğa imza atarak evlatlarımızı hedef aldılar. Ancak devletimizin çok büyük olduğunu ve bu yaşananları hem unutmayıp hem de unutturmayacağını düşünemediler. Şükürler olsun ki milletimiz öyle bir millettir ki ne tek bir şehidini unutur ne de tek bir karış toprağına göz diktirir. Bu millet ne Fatih'i unutur, ne Mustafa Kemal'i unutur ne de Murat İlhan, Kutsi İlhan, Hakan İlhan'ı unutur. İşte bugün gelinen noktada bu isimleri unutmadığımızı tüm dünya görüyor, herkes bu isimleri öğreniyor.
"90’lı yıllarda Saraybosna’da tarihin en büyük insanlık suçlarından biri işlendi"
Bildiğiniz gibi 90’lı yıllarda Saraybosna’da tarihin en büyük insanlık suçlarından biri işlenmiş, on binlerce Boşnak soykırıma uğramıştı. Yaşananların ardından bilge lider Aliya İzzetbegoviç ‘Ne yaparsanız yapın ama soykırımı unutmayın çünkü unutulan soykırım tekrarlanır’ şeklinde uyarıda bulunmuştu. Bu açıdan 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın hemen ardından Barbarlık Müzesi’nin kurulması, yaşananların unutulmaması ve dünya kamuoyuna anlatılması çok çok önemlidir. Ancak süreç içerisinde iklimsel ve kentsel döngünün etkisiyle müzede bazı sorunlar ortaya çıktı.
Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak Kıbrıs’ta son derece başarılı çalışmalara imza atan TİKA marifetiyle Barbarlık Müzesi’nin restorasyonunun gerçekleştirilmesine karar verdik. Ancak süreç içerisinde geçen yıl başlattığımız müzenin restorasyonunu, elektrik, mekanik, teşhir tanzim ve çevre düzenlemesi işleri yapılarak modern ve geleneksel müzeciliği birleştirerek aslına uygun bir şekilde tamamladık. Çağdaş müzecilik anlayışı çerçevesinde, yaşananların eksiksiz bir şekilde anlaşılması adına dijital imkanların geliştirilmesi sağlandı. Hafıza Havuzu'nda, arşivlerden Kıbrıs'ta şehit olan ve kayıp listesinde bulunan vatandaşlara ilişkin bilgi ve görsel dokümanların temini, ek olarak eğer ulaşılabiliyorsa vatandaşların yaşam öyküleri, fotoğraf ya da resmi belgeler, nerede şehit edildikleri, ve şehit edildikleri tarih gibi bilgiler sağlanmış ve işlenmiştir.
"Türk tarihi bir bağımsızlık tarihidir"
Türk tarihi aynı zamanda bir bağımsızlık tarihidir. Malazgirt ile adım attığımız Anadolu topraklarında büyük bedeller ödedik. Çok zor bir dönemde yeni bir cumhuriyet inşa ettik, bağımsızlığı karakterimiz bildik. Bu sorumluluklarımız çerçevesinde Kıbrıs Türk’ünün yanında olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile olan dayanışmamızı en üst seviyede sürdürmeye devam edeceğiz. Bu konudaki azmimizi bir an olsun kaybetmeden devam ettirmek milletçe boynumuzun borcudur. Kurumsallaşma ve faaliyetlerin yerinden yürütülerek daha etkin koordinasyonunun sağlanması amacıyla TİKA Lefkoşa Program Koordinasyon Ofisi’ni açmamız çalışmalarımıza büyük bir katkı sağladı. Turizmin geliştirilmesi, istihdamın artırılması, ekonominin güçlendirilmesi ile kültürel ve sanatsal iş birliğine dönük birçok çalışmayı da birlikte hayata geçirmeye devam edeceğiz.” (DHA)