Gündem

Bakan Dönmez, Somalı madencilerle iftar yaptı: Amacımız sıfır tolerans, sıfır kaza

Dönmez, Madenlerde Risk Yönetimi Projesi'yle madenlerin olası risklerini haritalandırdıklarını ve her bir maden için risk analizi yaptıklarını anlattı

25 Mayıs 2019 00:43

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Manisa programı kapsamında Yeni Anadolu Madencilik Soma Işıklar Kömür Ocağı'nda düzenlenen iftar programına katıldı. 

Madencilerle aynı masada orucunu açan Bakan Dönmez, daha sonra yaptığı konuşmada, Soma'daki maden faciasını hatırlatarak, şehit madencilerin haklarının ne yapılsa ödenemeyeceğini ifade etti.

Bakanlık ve madencilik sektörü olarak bu kazadan çıkarılması gereken dersleri çıkardıklarını belirten Dönmez, "Rabbim inşallah bize böylesine acı ve üzüntü veren kazaları bir daha yaşatmasın. Nitekim gerek yasal gerekse teknik düzenlemelerde yaptığımız değişikliklerle birlikte madencilik sektörü açısından iş kazası oranlarında azalmalar yaşandı. Son 1 yılda ölümlü kaza oranlarımızda yüzde 55 azalma var. Gönül ister ki sıfır olsun. Amacımız sıfır tolerans, sıfır kaza." dedi.

Bu noktada sadece işverenlerin değil çalışanların da gerekli hassasiyeti göstermesi gerektiğine dikkati çeken Dönmez, iş güvenliği kurallarına harfiyen uyulması gerektiğinin altını çizdi.

“Madenleri az, orta ve yüksek risk grubu diye 3 kategoriye ayırdıklarını, riskli madenleri yılda en az 4 kez denetlediklerini” savunan Dönmez, "Geçtiğimiz yıl 8 bin 88 maden işletmesini denetlemişiz. Buralarda yaklaşık 11 bin 95 maden ocağı var. Bir işletmede bazen birden fazla ocak olabiliyor. 2 bin 500 sahanın da geçici olarak faaliyetlerini durdurduk. İnşallah bu yıl da 9 bin civarında maden sahamızı denetlemeyi hedefliyoruz." diye konuştu.

Tüm madenler için risk analizi

Maden işletmelerinde meslek hastalıklarına ve iş kazalarına bağlı yaralanmaların önüne geçmek için Maden Güvenlik Kültürü Projesi'ni hayata geçirdiklerini anımsatan Dönmez, Madenlerde Risk Yönetimi Projesi'yle madenlerin olası risklerini haritalandırdıklarını ve her bir maden için risk analizi yaptıklarını anlattı.

Yer altı ve açık ocak kömür işletmelerinde çalışanlar için Maden Çalışanları Zorunlu Ferdi Kaza Sigortası'nı yürürlüğe koyduklarını hatırlatan Dönmez, "Bunu bütün maden işletmelerini kapsayacak şekilde genişletmek için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu tamamlandığında maden sektöründe ferdi kaza sigortasız kimse kalmamış olacak." ifadesini kullandı.

Maden sahası ihale sayısında hedef 2 bin

Madencilerin maaşlarını asgari ücretin en az iki katı olacak şekilde düzenlediklerini kaydeden Dönmez, "Çalışma sürelerini de düzenlemek suretiyle hafta sonu 2 gün tatil hakkı yasal olarak sizlere tanınmış oldu. Günde de en fazla 7,5 saat çalışacaksınız. Haftada da çalışacağınız süreler 37,5 saati aşmayacak. Bu düzenlemelerden sonra iş kazalarındaki düşüşler bunların ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koydu." dedi.

Türkiye'nin hedeflerine ulaşmak için en önemli gücünün yerli kaynaklar olduğuna işaret eden Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yerli kaynaklarımızı sonuna kadar kullanmakta kararlıyız. Soma ve Tunçbilek'te henüz üretim yapılmayan 375 milyon ton kömür rezervine sahip sahalar için ruhsat devir anlaşmalarını imzaladık. 3 tane sahayı burada özel sektöre devrediyoruz. Burada 10 bin kişiyi aşan sayıda yeni işçi istihdam edilecek. Bunun yanı sıra sadece kömürde değil kömürün dışındaki sahalarda geçtiğimiz yıl bin 248 maden sahamızı ihale ettik, inşallah 2019'da bu sayıyı 2 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Böylece istihdam rakamımızı da daha yukarılara çıkartmış olacağız."

"Soma - Işıklar bölgesinde rödövans usulü ile çalıştırılan ve 6 milyon ton kömürün üretilmesini içeren iş için taahhüt edilen miktarın bitmesiyle tasfiye aşamasını tamamladık. Burada çalışan hiçbir kardeşimizi mağdur etmeden işletmeye devam ediyoruz. Maden ocağının bulunduğu bölgede yaklaşık 20 milyon ton kömür rezervimiz var. Kolları sıvayıp 'Bismillah' diyerek kazmayı memleket için vurmaya devam edeceğiz inşallah. Gayretimiz daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla teknolojik yatırım ve daha fazla yerel kalkınmadır. Ekonomimize doğrudan müdahalelerin olduğu bu dönemde dışa bağımlılığımızı azaltacak, yerli üretimi artıracak her hamle bizleri daha güçlü ve daha bağımsız kılacaktır."