Gündem

Bakan Çelik: Bakan toto oynamıyoruz, istifa yok

Hüseyin Çelik: Bu arkadaşlar yargılansa bile ki; şu an yargılanmıyorlar, biz bu insanları peşinen suçlu kabul edemeyiz

19 Aralık 2013 22:57
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Bakanlar istifa etti, istifaları da kabul edildi' iddiaları külliyen yalan. Başbakan zaten bir kabine revizyonu yapacaktı. Sayın bakanlar Sayın Başbakan'ın elini rahatlatmak için ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını zaten söylemişlerdir. Bu arkadaşlar yargılansa bile ki; şu an yargılanmıyorlar, biz bu insanları peşinen suçlu kabul edemeyiz" dedi.
Bakan Çelik, Habertürk TV'de Başkent Gündemi programında Nilgün Balkaç ile Erdal Şen'in sorularını yanıtladı.
Hüseyin Çelik, çocukları yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında gözaltına alınan bakanlar da dahil 4 bakanın istifa dilekçesi verdiği, Başbakan Erdoğan'ın da istifaları kabul ettiği yönündeki iddiaları kesin bir dille yalanladı. Bakan Çelik,operasyonla ilgili "Bir bakan çıkıp ben partimi rahatlatmak istiyorum diyerek istifa ederse o ayrı ama ben bakan toto oynamıyorum" diye konuştu.
Çelik’in açıklamalarının satırbaşları şöyle:
 

'İtiraz edilen, haber verilmemesi; yoksa üzerine beraber gidelim'

 
“Bu zanlılarla ilgili olarak bütün her şey getirilmiş savcılıklara teslim edilmiş. Şimdi gereği neyse yapılıyor. Bundan sonra emniyet müdürlerini de görevden alsanız bir şey değişmez. Kolluk gereğini yapmıştır. Bundan sonrası yargıya aittir. Bu tür soruşturmalar bizatihi başsavcılığın emrinde olmalıdır. Başsavcının haberi yok, valinin haberi yok, içişleri bakanının haberi yok. Ülkenizde 25 milyar TL’lik, eski rakamla 25 katrilyonluk kayba yol açan bir ekonomik deprem yaşanıyor, başbakan bu olayı televizyondan öğreniyor. İtiraz edilen budur. Yoksa yolsuzluğun üzerine hep beraber gidelim.”
 

'Kaos yaratmaya çalışılıyor'

 
“İlk duyduğumda anlamaya çalıştım önce. Böyle bir olay olduğunda Parti Sözcüsü sıfatıyla kimi ararsınız. İçişleri Bakanı'nı. Onu aradım. Oğlunu almışlar İstanbul’da. Medyadan haberi olduğunu söyledi. Önümüzdeki 3 seçimle ilgili birileri kaos yaratmaya çalışıyor, AKP’yi vurmaya çalışıyor. Yolsuzluk varsa üstüne gitmeyelim mi diyoruz?”
 

'Bakanlar istifa etmedi'

 
"Bakanlar istifa etti, istifaları da kabul edildi' iddiaları külliyen yalan. Başbakan zaten bir kabine revizyonu yapacaktı. Sayın bakanlar Sayın Başbakan'ın elini rahatlatmak için ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını zaten söylemişlerdir. Bu arkadaşlar yargılansa bile ki; şu an yargılanmıyorlar, biz bu insanları peşinen suçlu kabul edemeyiz.
Biz bakan toto oynamıyoruz. Buna karar verecek olan Başbakan'dır. Bir bakan arkadaşımız çıkıp da 'Ben Başbakan'ı, hükümeti rahatlatmak için illa da istifa etmek istiyorum' derse o başka. Ama biz bakan toto oynayamayız.
 

'Operasyonun yanlış tarafı, Başbakan'ın haberdar edilmemesi'

 
Türkiye'de İstanbul ve Ankara'da ilk kez emniyet müdürü ve valinin haberi olmadan operasyon yapılıyor. Böylesine büyük çapta ekonomik boyutu olan bir operasyon yapılıyor ve ülkenin Başbakanı, ülkenin İçişleri Bakanı bunu televizyondan öğreniyor. Operasyonun yanlış tarafı, haberdar olması gereken kişilerin, Başbakan'ın haberdar edilmemesi."
 

'Topyekün cemaati ve Hoca Efendi'yi suçlamak yanlış'

 
"AKP büyük bir camiadır. Bu büyük camia içerisinde yanlış yapan insanlar olabilir. Eğer gerçekten suçları kanıtlanmışsa hedef alabilirsiniz. Ama topyekün olarak onları itham etmek olmaz. Cemaat dediğiniz de bir inanç, ahlak ve eğitim hareketidir. Cemaat de çok büyük bir kitledir. Cemaat içinde de birileri yanlış yapabilir. Biz topyekün cemaati suçlayamayız. Cemaat içinde yanlış yapan varsa ona gerekli müeyyideyi uygulamak gerekir. Birileri cemaatin adını kullanarak bir şey yapıyorsa, cemaatin öncelikle ona sahip çıkmaması gerekiyor. Bazı adamlar ona buna şantaj yapıyor, haysiyet cellatlığı yapıyor, soruyorum cemaatin adamlarına 'bunun bizimle alakası yok' diyorlar. Peki diyorum 'bu arkadaşa niye itibar ediyorsunuz', 'efendim şöyle oldu, böyle oldu' diyorlar. Eğer yapılan hatalar cemaate ve Hoca Efendi'ye mal edilirse bu Allah'ın da beşarın da nazarında olmaz.
Bakıyorsun cemaatle hiç ilgisi olmayan bir adam sosyal medyada hükümete, Başbakan'a, Başbakan'ın eşine demediğini bırakmıyor. Aynı şekilde AKP ile ilgisi olmayan adamlar da bunu yapıyor."
 

'Cemaate büyük haksızlık yapılıyor'

 
Bu memleket için AKP ve Recep Tayyip Erdoğan çok büyük şanstır. Türkiye bir ivme yakalamıştır ve istikbale doğru gidiyor. Cemaat mensuplarının bize sitem etme hakkı vardır. Biz sizin hükümetiniziz. Gidip de Merkel’e, Putin’e sitem edecek değilsiniz. Ama bu hizmet hareketi birileri tarafından zehirlenmemelidir. Bazı şahinler var bakıyorsunuz bir savaş hali varmış gibi hareket ediyor. Türkiye’de bir çok güzellikler oldu. Kimse bu güzellikleri baltalamamalıdır. Bakın yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmeli ama operasyonun bu şekilde yapılmış olması 25 katrilyon bu ülkenin kaynağına mal olmuştur.
Gezi olayları masum bir çevre hareketiydi değil mi? Sonra hangi şekiller aldığını biliyorsunuz. Dershaneler meselesini de milimetrik bilen bir insanım. Ben ilgili kurullarda, MYK'da, Sayın Başbakan ile şahsi görüşmelerimde bildiğimi, düşündüğümü hiçbir kaygı duymadan söylemiş bir insanım. Sonra karar aldık, 2 yıl süre verdik. Bu kadar masum bir mesele nerelere gitti. Burada cemaate de büyük haksızlık yapılıyor. Cemaat de şaibe altında kalıyor. Biz cemaatle aynı ruh ve mana ikliminin insanlarıyız. Bu insanlar bizim potansiyel tabanımızdır. Herkes akıllı olacak, itibar cellatlığına alet olmayacak. Herkes şahsi meselesini AKP'li ise AKP'nin, cemaatten ise cemaatin meselesi haline getiriyor."
 

'CHP, 'komşuda pişer bana da düşer' diyor'

 
“Cemaat’in yurtdışında açtığı okullar bizim medarı iftiharımızdır. Devlet büyüklerimizin yurtdışına gittiğinde resmi işlerinin ardından ilk gittiği yerler buralarıdır. Cemaat’e söylemediğini bırakmayan CHP, şimdi komşuda pişer bana da düşer mi diyerek, iktidarla bunları daha çok çarpıştırabilir miyim hesabı yapıyor. Bu operasyonu yapan arkadaşlar vatanı, milleti düşünen, Türkiye’nin temizlenmesini isteyen insanlardır da onların amiri, valisi, başbakanı düşünmüyor diye bir yaklaşım olabilir mi? Hakkıyla görevini yapan amir, memur bütün polis kardeşlerimiz başımızın tacıdır. Onlar adeta hayatlarıyla bu işin içindedirler. Her an bir kör kurşuna kurban gitme riskiyle görev yapıyorlar. Sizin Ankara temsilciniz, genel yayın yönetmeminiz bilmiyor ama Ankara’da büroda bir grup muhabiriniz, mizanpajı yapanlar bir gece manşeti değiştiriyor. Genel yayın yönetmeni de ertesi gün görüyor. Böyle bir şey olsa siz ne yaparsınız? Bakın ‘ismet’ sıfatı, hatasızlık sıfatı peygamberlere mahsustur. Biz kuluz. Tekrar söylüyorum, bir hatam varsa bunun bedelini öderim. Partim, ülkem benden çok daha önemlidir.”
 

'Gemicik meselesi'

 
Bir 'gemicik' meselesi var. Başbakan'ın oğlu da, bakanların oğlu da, milletvekillerinin oğlu da serbest ticaret ortamında iş yapabilir. Önemli olan o işi doğru mu yapıyor, usüle, kanuna uygun mu yapıyor... Ama terbiyesizce sürekli bu konu gündeme getiriliyor. 
 

'14 ay niçin beklendi'

 
“Yanlışın ve pisin üzerine oturmayız. Adalet Bakanı ve Meclis bize fezleke gelmedi dedi. Soruşturmanın gizliliği diye bir şey var mı? Bu operasyonu yapan arkadaşlar, içişleri bakanına, başbakana, İstanbul valisine bildirmiyor ama medyaya naklen yapıyorsa burada bir sakatlık yok mu? Ee geçmişte de yapıldı. O zaman da sakatlık vardı. Bugün bazı köşe yazarları Hüseyin Çelik bunu şimdi mi söylüyor diye. Bunu diyen arkadaşlar kusura bakmasınlar, hafızalarını iyi kurcalasınlar. Google yalan söylemez. İddialar kesin delil haline gelmeden bakanlarla ilgili hangi fezleke yazılır? Ben Zekeriya Öz beyi medyadan bilirim. Yanlış yapanın üstüne gidiyorsa onu alkışlarım ama usul ve esas hatası yapılıyorsa bunu söylemek de vatandaşın hakkı değil mi? Biz büyük fotoğrafı görmek zorundayız. 14 ay önce birinin hata yaptığını görüyorsunuz ve onun hata yapmasına izin veriyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi? Biri ısrarla trafikte kırmızı ışık ihlali yapıyor. Polis, dur bu 25 kere bunu yapsın, sonra gideyim diyebilirim mi? Bakan oğlu da olsa kimsenin suç işleme hakkı yoktur. Sen 14 ay bekleyeyim, suç kabarsın diyorsan, birbiriyle alakasız 3 olayı bir araya getireyim diyorsan insanların eleştirisinden de kurtulamazsın.  Hükümetin bu konuda bir çalışması var mı bilmiyorum ama bana sorarsanız, kim olursa olsun sabahın 5’inde evi basılıp gözaltına alınıyorsa bu doğru değildir. 28 Şubat davasındakiler niye tahliye oldu? Bugün tutuklu kimse kalmadıysa bu hükümetin attığı adılar nedeniyledir. Çünkü biz dedik ki tutukluluk istisnai bir durumdur. Adli kontrol mekanizması getirdik. Çevik Bir ya da bir başkası, o davadakiler beraat etmemiştir. Adli kontrol mekanizması işliyor. Bunu yapan da bizim hükümetimizdir.”