Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Kadri Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'yla Kürtçe seçmeli ders için öğretmen adaylarının statüsüyle ilgili bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti. Yıldırım, enstitünün ilk mezunları için Avcı'nın "maaşlı ancak kadrosuz bir ara formül" önerdiğini söyledi.
"Gelecek sene kesin bir çözüm bulunmazsa bakanlığın önünde öğretmen adaylarıyla çadır kuracağını" belirten Prof. Yıldırım'ın Hürriyet'ten Cansu Çamlıbel'e verdiği söyleşinin ilgili kısmı şöyle:
Geçen hafta mezun ettiğiniz öğretmen adaylarına Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’dan teminat ilettiniz. Avcı ile görüşmenizde neler konuşuldu?
İktidar partisinden ve muhalefetten birer parlamenteri yanıma alarak Bakan Nabi Avcı’yı ziyarete gittim. 20 dakika niyetiyle gittik ama iki saat sürdü. Orada kendisine izah ettik, ders ücretine karşı öğretmenlik kabul edilemez. Doğrudur, hiçbir seçmeli ders için kadro yok ama Kürtçe dersinin bir istisnai durumu var. Her caminin imamını Kuran-ı Kerim dersine sokabilirsin. Ama Kürtçe dersine herkesi sokamazsın. Bu kabul edilebilir bir tavır değil. Böyle giderse bu ders için öğretmen bulamayacağız. Eğer iki kuruş ders ücretinde ısrar edilirse bu talep sıfıra iner. Size de çok tepki doğar, bize de doğar dedim. Bu tepkileri göğüsleyebilecekseniz tamam, yoksa bir formül bulun. Talim Terbiye Kurulu Başkanı da oradaydı ve bir formül üzerinde konuşuldu. Şu formül önerildi; bu sene tercih edenlerin sayısı belli olsun, biz de istatistikler son haliyle elimize geçtiği zaman sizin mezun edeceğiniz öğretmen adaylarını Milli Eğitim müdürlüklerinin emrine vereceğiz. Onlar da Kürtçeyi tercih eden okullara bunları maaşlı olarak dağıtsınlar. Maaşlı olacak ama kadro olmayacak.
Konuştuğum mezunlar bu formüle de tepkili. Siz neden uygun buldunuz?
Bakan haklıdır, çünkü şu anki mevzuatta kadro yok. Bu sözü verdiler. Eylülde adaylarımızı maaşlı olarak istihdam edecekler. Bu da bütün seçmeli dersler arasında Kürtçeye bir istisna olarak sağlanacak. Bir ara formül olarak bu yıl böyle yapılabilir. Ancak gelecek yıl kesin çözüm bulmak gerekecek. Bir merkez kadro oluşturulabilir, o merkez kadro her yıl bir yere gönderilebilir. Bu o kadar zor bir şey değil. Ama benim endişem bu yıl için verilen aylıklı, maaşlı istihdam formülünün bile işlemeyeceği ki, o zaman çok kötü olur.
Kötü olur derken?
Ben tasımı tarağımı toplayıp, çadırımı da hazırlayıp öğrencilerle birlikte Bakanlığın önüne gideceğim. Artık ikinci bir Gezi Parkı mı olur bilemiyorum, ama gidip orada kamp kuracağım.