Dünya

Bahçeşehir Üniversitesi'nden Almanya atağı

Alman yüksek okuluna dönüşen Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Berlin Kampüsü, ekim ayında faaliyete geçiyor.

22 Ağustos 2014 12:33


Türkiye-Almanya ilişkileri her alanda olduğu gibi eğitim alanında da gelişim gösteriyor. İki ülke arasında yapılan öğrenci değişim programları ya da İstanbul’da kurulan Alman üniversitesinin ardından yine bu çerçevede Berlin Bahçeşehir Üniversitesi Kampüsü, Alman mevzuatına uyumlu hale getirilerek bir Alman yüksek okuluna dönüşüyor. Üniversite, bu sayede Almanya ve Türkiye başta olmak üzere yüksek öğrenim görmek isteyen gençlere geniş olanaklar sunmaya hazırlanıyor.

Almanya’nın başkenti Berlin’de iki yıldır faaliyet gösteren Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Kampüsü, işletme, hukuk, mimarlık ve sinema-televizyon bölümlerinde öğrenim sunuyordu. Kampüs, yeni öğretim yılında Alman eğitim kurumlarının desteği ve Alman Bilim Komisyonu’nun onayıyla bir Alman yüksek okuluna dönüşüyor. Üniversitenin yönetim kadrosunda yer alan Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Yüksel Pöğün Zander, söz konusu değişimin ne anlama geldiğini ise şu sözlerle aktarıyor:"Yeni oluşumun en büyük farkı, daha önce Bahçeşehir Üniversite kampüsü olarak buradaki bütün öğrenciler İstanbul’a kayıtlıydı. Türkiye yasalarına göre eğitim alıyorlardı. Şimdi Türk yasalarıyla bir ilişkimiz kalmadı, öğrenciler tamamen yeni kurulan üniversitede Alman yasalarına göre Almanya’da öğrenci statüsünde oluyorlar."

'Alman yüksek okullarındaki tüm olanakları sunuyor'

Yüksek okulun ekim ayında öğrenime başlayacağını belirten Zander, okula kayıtlı öğrencilerin, Alman üniversitelerindeki öğrencilere sunulan tüm fırsatlardan yararlanabileceğini ifade ediyor. Koordinatör, Federal Eğitim Teşvik Yasası’na dayanan öğrenci bursu Bafög gibi olanakların da sunulduğunu kaydederek, öğrencilerin öğrenim sonunda uluslararası geçerliliği olan bir Alman diploması alacaklarının altını çiziyor.

Zander ayrıca, BAU İngilizce eğitim verdiğinden Alman üniversitelerinin talep ettiği Almanca sınavının kendileri için söz konusu olmadığını söylüyor. Kayıt için öğrencilerin İngilizce bilgisini gösteren bir sınavdan geçmeleri gerektiğini ifade eden Zander, İngilizcesi yeterli olmayan öğrencilere bir yıl eğitim verdiklerini ve bu öğrencilerin de bölüme kayıtlı oldukları için Alman öğrenci statüsünde olduğunu söylüyor. Öğretim üyesi, kayıt için gerekli diğer şartları da şöyle anlatıyor:"Almanya’daki öğrencilerin Abitur ya da Fachabitur yapmış olması gerekiyor. Eğer öğrenci yurtdışından geliyorsa aynı şekilde Abitur ya da Fachabitur’a denk bir lise diplomasına sahip olması gerekiyor. Öğrenci Türkiye’den geliyorsa üniversite sınavına girmiş ve herhangi bir bölüme yerleşmiş olması şartı aranıyor. Farklı bir bölümde de olsa geçiş yapabilir, önemli olan bir üniversiteye yerleşme hakkı kazanmış olması."

'Hedef küresel bir eğitim ağı oluşturmak'

Koordinatör Zander, üniversitenin gerek öğrenim, gerek iş deneyimi kazandırma kapsamında küresel bir ağ oluşturmayı istediğini; bir Alman yüksek okulu açma düşüncesinin altında da böyle bir çalışmanın yattığını kaydediyor:"Bahçeşehir Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren zaten küresel bir ağ oluşturmak gibi bir vizyonu vardı. Bu kapsamda Almanya’da bir Alman üniversitesi kurulduğu gibi Amerika’da da bir Amerikan üniversitesi kuruldu ve bun devam etmesi planlanıyor. Bu şekilde öğrencilerin birçok farklı kampüse gidip gelmelerinin önü açılmış olacak. Yani Alman şartlarına göre işleyen bir üniversite kurulmasının arkasındaki en önemli neden bu uzun vadeli küresel ağı oluşturmak."

Zander, Alman siyasetinin başta Almanya’daki Türkleri gözeterek bir Alman yüksek okulu açılmasını arzu ettiğini ve desteklediğini de ekliyor. Koordinatör, her ne kadar entegrasyona yönelik bir çalışma gibi görünse de okulun entegrasyonu aşan bir yapı taşıdığını vurguluyor:"Üniversitemiz kuruluş amacıyla her ne kadar buradaki Türk toplumuna hizmet etmek misyonunu üstlenmiş görünse de, amacımız sadece bu değil. Aynı zamanda oluşturduğumuz dünya çapındaki global network ile dünyaya entegre olmak gibi bir hedefimiz var.”