Gündem

Bahçeli: Tutuklu milletvekillerine ilişkin kanun teklifi İmralı canisinin milletvekili olmasına vize

Tutuklu milletvekillerinin cezaların ertelenmesini öngören kanun teklifinin HDP milletvekili Sebahat Tuncel'i de kapsadığını hatırlatan Bahçeli, Tuncel ve Engin Alan'ın farklı muamele görmesini istedi

09 Mayıs 2014 20:16

MHP Genel  Devlet Bahçeli, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in tutuklu milletvekilleri ile ilgili teklifi için Meclis'te grubu bulunan partilere gönderdiği kanun teklifinin Abdullah Öcalan'a milletvekilliği yolu açtığını savundu. Bahçeli, kanun teklifi ile ilgili olarak, “Sayın Çiçek'in Meclis'te grubu bulunan partilere gönderdiği kanun teklifi; İmralı canisinin milletvekili olmasına adeta vize, PKK'nın dağ kadrosunun siyasete kaydırılmasına adeta yeni bir imkan getirme risklerini ihtiva etmektedir” dedi.

Kanun teklifinin Meclis’te kabul edilmesi halinde HDP Eş Başkanı Sebahat Tuncel’in de affedileceğini hatırlatan Bahçeli, " "Engin Alan ile PKK terör örgütüne üyelikten mahkûmiyet almış HDP Eş Başkanı'nı terazinin iki kefesine koyup beraberce ele alma gafleti siyasi ve ahlaki meşruiyet açısından oldukça mahsurludur. Engin Alan ile HDP Eş Başkanı olan milletvekilinin durumları mutlaka ayrı ayrı ele alınmalıdır" ifadesini kullandı.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in tutuklu vekillerle ilgili siyasi partilere sunduğu öneriye ilişkin değerlendirmede bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yazılı açıklaması şöyle:

“TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından hazırlanan 'hükümlü ve hükmü kesinleşmiş milletvekillerini' konu edinen kanun teklifi taslağı uzun zamandır süren tartışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu çerçevede, 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanuna geçici bir madde eklenerek, değişik yargılamalar neticesinde mahkûmiyet ve kesinleşen mahkûmiyet almış milletvekilleri için bir çözüm ve çıkış yolu önerilmiştir. Şu an itibariyle mahkûmiyeti kesinleşen iki milletvekili olduğu bilinen bir gerçektir. Bunlardan birisi partimizin İstanbul ele Milletvekili Engin Alan, diğeri ise hala HDP Eş Başkanı olan bir kadın milletvekilidir. Alan, Balyoz Güvenlik Hareket Planı Davası kapsamında, 21 Eylül 2012 tarihinde haksız, hukuksuz ve vicdanlara sığmayacak şekilde 18 yıla mahkûm edilmiştir. Karartılmış, üretilmiş ve düzmece delillerle milli irade cezalandırılmış, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çok sayıda değerli mensubu ağır cezalara çarptırılmıştır. Bunun yanı sıra savunma hakları da kasten ihlal edilmiştir. Söz konusu davayı gören İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını 7 Ocak 2013 tarihinde ilan etmiştir. Yargıtay 9. Ceza Dairesi de 9 Ekim 2013 tarihinde Alan'ın da içinde yer aldığı 237 kişinin cezasını onaylamıştır. İstanbul Milletvekilimiz Engin Alan yıllardır çile çekmekte, eziyet görmekte ve zalimler tarafından özgürlüğünden alıkonulmaktadır. Siyasileşen ve kumpas olduğu da Başbakan'ın gözde danışmanları tarafından itiraf edilen sözde darbe davalarının gerçekte Türk Silahlı Kuvvetleri'nden intikam alma vasıtasına dönüştürüldüğü çok açıktır." 

 

‘Bölücülükten sabıka yemiş malum milletvekili…’ 

 

"Bu hukuksuzluk mahşeri vicdanda hiçbir zaman karşılık bulmamış, verilen mahkeme kararları adaletle bağdaşmamıştır. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in şeklen mağduriyetleri gidermek maksadıyla hazırladığı kanun teklifi özünde çelişkili olduğu kadar tehlikeli gelişmelere de hız ve prim verecektir. Nitekim Engin Alan ile PKK terör örgütüne üyelikten mahkûmiyet almış HDP Eş Başkanı'nı terazinin iki kefesine koyup beraberce ele alma gafleti siyasi ve ahlaki meşruiyet açısından oldukça mahsurludur.

Zira Alan'a atfedilen suçlamalarla bölücülükten sabıka yemiş malum milletvekilinin fiil ve eylemleri taban tabana zıttır. Kaldı ki Engin Alan yıllardır cezaevinde tutulmasına rağmen, mahkûmiyet almış bölücü milletvekilinin elini kolunu sallayarak Habur hukuku, yıkım adaleti ve çözüm edebiyatıyla dokunulmaz ve erişilmez olması kabul edilemez bir çifte standarttır. Sayın Çiçek'in Meclis'te grubu bulunan partilere gönderdiği kanun teklifi; İmralı canisinin milletvekili olmasına adeta vize, PKK'nın dağ kadrosunun siyasete kaydırılmasına adeta yeni bir imkan getirme risklerini ihtiva etmektedir. TBMM Başkanı, kendine göre ilkesel bazda bir adım atsa da bu çelişkilerin altından kolay kolay kalkamayacak, yıllarca süren hak ve hukuk kıyımlarını birden bire telafi edemeyecektir. Milliyetçi Hareket Partisi Sayın Engin Alan'a sahip çıkıp özgürlüğüne kavuşması için herkesi duyarlı ve sorumlu hareket etmeye çağırırken ne Başbakan ne Meclis Başkanı ne de bir başka siyasi aktör bugüne kadar samimi katkı vermemiş, verememiştir. Başbakan ve partisinin sorumsuzca ve vicdansızca kayıtsızlığı hala sürmektedir.

Demokrasi katledilip milletimizin tercih ve seçimi ilgisizliğe mahkûm edilirken herkes kulağının üzerine yatmış, partimizin ve Sayın Engin Alan'ın talep ve teklifleri dikkate alınmamıştır. Hiç şüphesiz, Sayın Alan'ı bahane ederek PKK'ya üyelikten hüküm giymiş bir milletvekilinin kurtarılma niyet ve hedefi, teröristleri siyasete taşıma istek ve emeli bölücülüğe verilmiş paye, terör örgütüne sunulmuş acı bir taviz reçetesi olmaya adaydır. Bir defa herkes Sayın Engin Alan'ın kanunsuz bir şekilde mahkûm edildiğini kabul ve itiraf etmelidir. Bu dürüst ve adil tavır gösterilmeden atılacak her adım bir başka soruna açık kapı bırakacaktır. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken Sayın Alan ile ilgili istismara müsait teklif ve girişimin başka maksatlara matuf sinsi bir hazırlık olduğu da gözden kaçmamıştır." 

Bahçeli, bu gelişmeler ve gündeme yansıyan görüşlere karşı MHP'nin değerlendirmelerini ise maddeler halinde şöyle sıraladı: 

"İstanbul Milletvekilimiz Engin Alan ile HDP Eş Başkanı olan milletvekilinin durumları mutlaka ayrı ayrı ele alınmalıdır. Terörle mücadelede eşsiz kahramanlıklar sergileyen saygın bir ismin, PKK üyesi olmaktan dolayı cezalandırılmış birisiyle aynı kategoriye sokulamayacağı asla unutulmamalıdır. Balyoz Güvenlik Hareket Planı Davası kesinleştikten sonra 5 No'lu CD'nin sahte olduğu ayan beyan belli olmuştur. Bu yeni durum verilen mahkûmiyet kararlarının şaibeli, temelsiz ve hukuksuz olduğunu esasen tescillemiştir. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı'nın 'kanun yararına bozma' ilkesini çalıştırarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurması ahlaken, hukuken bir yükümlülük ve zorunluluktur." 

 

‘Türk milletinin vicdanı müsterih olmayacak’ 

 

Devlet Bahçeli, uyduruk ve asılsız kanıtlara dayanarak oluşmuş mahkeme kararlarının süratle bozulmasının milli iradeye gösterilen hürmet ve riayetin doğası gereği olduğunu ifade etti. MHP Genel Başkanı, "CMK'nın 308. Maddesi'nde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın; Yargıtay Ceza Dairelerinden birinin kararına karşı, re'sen veya talep üzerine ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde Ceza Genel Kurulu'na itiraz edebileceği ifade edilmektedir. İlave olarak sanık lehine itirazda süre aranmayacağı bilinen bir hukuk kuralıdır. Bu yasal imkân mutlaka değerlendirilmelidir. İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan, tutuklu yargılanmasının yasama görevini yerine getirmesini engellediği gerekçesiyle adil yargılanma hakkının ihlalinin tespiti için Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştur. Yüksek Mahkeme'nin tutuklu milletvekillerinin lehine verdiği önceki kararlar henüz tazeliğini korumaktadır. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi çok hızlı ve acil bir şekilde Sayın Alan'ın müracaatını sonuçlandırmalı ve hak kaybının önüne geçmelidir. Partimiz bunlara ek olarak doğrudan doğruya Sayın Engin Alan'ın mağduriyetini gidermek amacıyla gerekli kanun teklifini kısa süre içinde TBMM'ne verecektir.

HDP Eş Başkanı olan milletvekilinin ise ne olacağı kendi partisinin bileceği bir husustur. PKK'ya üyelikten dolayı ceza almış HDP Eş Başkanı'nın sürüncemede kalan ilgili mahkûmiyet kararı Anayasa gereğince TBMM'de derhal okunmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, İstanbul Milletvekili Sayın Engin Alan'ın her şartta yanındadır ve sonuna kadar da haklı davasını savunacaktır. Gerek partimiz gerekse de Sayın Alan üzerinden PKK'lıların masumiyet zırhına büründürülme teşebbüsü ve buna da Gazi Meclis'in alet edilme kurnazlığı amacına ulaşamayacaktır. Sayın Engin Alan'ın mağduriyeti çözülmeden, kanayan bu yara tedavi edilmeden Türk milletinin vicdanı müsterih olmayacak, adalet ve hakkaniyet de yerini bulmayacaktır” açıklamasını yaptı.