MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan değişiklik maddesini Meclis'e sunanları işaret ederek yaptığı, "FETÖ'nün siyasi ayağı bun kişilerdir" açıklamasına sert bir dille tepki gösterdi.
'FETÖ'nün siyasi ayağı' tartışmasını başlatanın MHP olduğunu hatırlatan Bahçeli, "FETÖ'nün cumhurbaşkanı, başbakanı kimlerdir. Bu isimler deşifre edilirse siyasi ayak ortaya çıkabilecektir" dedi. Başbuğ'un açıklamalarını, "hezeyan" olarak değerlendiren Bahçeli, "FETÖ’nün siyasi ayağı basit şekilde ve sadece önergeye imza atanların zan altında bırakılmasıyla geçiştirilemez, izah edilemez" dedi.
"Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan önergeyi FETÖ'ye bağlamak, FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilişkilendirmek aşırı ve zorlama bir yorum değil midir?" diye soran MHP lideri, Başbuğ'un görevdeyken FETÖ'cülerle mücadeleyi layıkıyla yapıp yapmadığını da sordu.
Bahçeli, "Bizim için siyasi ayak Yurtta Sulh Konseyi'nin yürütme kadrosudur. Bunlar tek tek tespit edilirse inanıyorum ki hainlerin, FETÖ'cülerin, kriptocuların, Türk ve İslam düşmanlarının kökü kazınacaktır" ifadelerini kullandı.
Bahçeli grup toplantısında FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmasıyla ilgili olarak şunları kaydetti:
"CHP yönetimi Türkiye düşmanları tarafından ele geçirilmiştir"
"Yurdu yaşatmak için can veren kahramanların intikamı mutlak alınmalı. Merak ediyoruz uluslararası toplum ne diyor, neyi bekliyor, neden suya sabuna dokunmuyor? Bir vandala nereye kadar sabır gösterilecek? Esad savaş suçlusudur. Türkiye’de tek adam rejimi var diyen, saray rejiminden bahseden yalancıların Suriye’deki belgeli ve delilli tek adam sistemine tepki göstermemeleri, üstelik katil Esad ile diyalog önerileri bağışçı mantığın kimlere ve hangi oranda bulaştığının da ibretlik misafiridir. Zulme zulüm diyenler zalimdir, zalimlerin kuklasıdır. Mehmetlerimizi şehit eden alçaklara ses çıkarmayıp Türk devletini suçlayanlar, gönüllü Esad sözcülüğü yapanlar Türk milletinin köküne yabancı düşenlerden başkası değildir. Kılıçdaroğlu ve diğer Esad hayranları vatana ihanet içindedir. Temas ve görüşme önerisiyle avunanlar cinayete ve ihanete ortaktır. Esad devrilmelidir, zulüm şatoları yıkılmalıdır.
İçimizde bunlar ayardım ve yataklık eden iş birlikçiler vardır. CHP genel başkanının takdir ettiği karanlık oluşumlar zehir saçmakta, ülkemizi uçuruma çekmektedir. Bugün CHP yönetimi Türkiye düşmanları tarafından ele geçirilmiş, kafalarına da esaret çuvalı geçmiştir.
Partimiz iç bünyesinde oluşturulan komisyon marifetiyle Kılıçdaroğlu hakkında 5 Şubat 2020’de suç duyurusunda bulunulmuştur. CHP’nin genel başkanı ve yerel yönetimi milli güvenlik meselesidir. İnanıyorum ki Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gereğini yapacaktır.
"FETÖ'nün siyasi ayağı açıklaması"
Kılıçdaroğlu bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacakmış. Oysa ki bir boy aynasına baksa ayağı da görecek boyunu da görecektir. Bugüne kadar ‘FETÖ’nün siyasi ayağını gündeme getiren biz olduk, ancak bazıları bizim düşüncelerimizi maksatla biçimde çarpıttı, hedef şaşırtmaya çalıştı. Dedik ki; şayet 15 Temmuz başarılı olsaydı, cumhurbaşkanı, başbakan kimler olacaktı? Yani Cumhurbaşkanı, başbakan, bürokratlar kimlerden teşekkül edecekti? Mesela Kılıçdaroğlu böyle bir durumda görev alacak mıydı? Cevabını aradığımız sorular bu şekildedir. Bizim çaycıyla, çorbacıyla, odacıyla, zabıt katibiyle işimiz yoktur. Bunları konuşanlar cambaza bak oyunu içerisindedir. FETÖ'nün cumhurbaşkanı, başbakanı kimlerdir. Bu isimler deşifre edilirse siyasi ayak ortaya çıkabilecektir. TBMM'de herhangi bir kanun teklifi kapsamında değişiklik önergesi verenlere siyasi ayak yakıştırması bize göre hezeyandır. Bu önergeyi hazırlayıp Meclis gündemine taşıyan milletvekillerinde kuşku yaratmak bunların araştırılmasını istemek asıl hedef ve mücadeleyi kösteklemektir.
Sayın İlker Başbuğ 29 Ocak 2020’de bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarla gündemin rotasını değiştiren malum iddialarda bulunmuştur. Özellikle MHP 2009’da ne söylemişse bugün arkasındadır. Ancak FETÖ’nün siyasi ayağı basit şekilde ve sadece önergeye imza atanların zan altında bırakılmasıyla geçiştirilemez, izah edilemez. Bizim bu değişiklikle ilgili çekince ve eleştirilerimiz bellidir fakat sayın İlker Başbuğ yanlış bir yerde iz sürmektedir.
2009 yılının 25 Haziran'ındaki bir konuyu bugün yeniden kaşımanın kime ne faydası olacaktır? Sivil mahkemelerin verdiği kararların ihlal ve inkarı nasıl bir gelişmeye kapı aralayacaktır? Asker şahısların sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan önergeyi FETÖ'ye bağlamak, FETÖ'nün siyasi ayağıyla ilişkilendirmek aşırı ve zorlama bir yorum değil midir? Bu amansız tartışmayı tetiklemek kimin işine yarayacaktır? 26. Genel Kurmay Başkanı görevdeyken FETÖ'cülerle mücadeleyi layıkıyla yapmış mıdır? Bizim için siyasi ayak Yurtta Sulh Konseyi'nin yürütme kadrosudur. Bunlar tek tek tespit edilirse inanıyorum ki hainlerin, FETÖ'cülerin, kriptocuların, Türk ve İslam düşmanlarının kökü kazınacaktır."
Bahçeli'nin grup toplantısı açıklaması için TIKLAYIN (11 Şubat 2020)
Ne olmuştu?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, 'FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili olarak işaret ettiği 26 Haziran 2009’da TBMM gündemine getirilen teklifle, Ergenekon, Balyoz, Kozmik Oda gibi kumpas davalarının yolunu açan yasal düzenlemeler hayata geçirildi. Teklifin TBMM’den, tatile girmeden çıkartılmasını sağlayan gece yarısı operasyonu ise dönemin AKP milletvekilleri, Mustafa Elitaş, Ahmet Aydın, Mehmet Ceylan, Yahya Doğan ve Müfit Yetkin’in, "yeni madde ihdasına dair" önerge vermesiyle ile gerçekleştirilebildi.
“2008-2010 sürecinde Başbakan Erdoğan’a, ben ‘Bugün bizsek hedef yarın siz olacaksınız’ dedim. Daha ne diyebilirim ki daha nasıl uyarıda bulunabilirdim. 2002-2010 dönemi için MİT müsteşarlığından TSK'da şu FETÖ'cüdür diye isim istedim hiçbir istihbarat bilgisi gelmedi. Ordu içindeki isimleri istemem FETÖ'yü rahatsız etti. Biz ekonomik gücü var, siyaseti paylaşmak isteyecek dediğimizde bize denilen ‘Efendim ama bunların silahı yok ki’ diyenler şimdi ‘Yanıldık’ dediler. Türkiye uçurumdan döndü. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçeği inkar olur. Bunun yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009'da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran'ı 26'sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasa ile kimsenin haberi yok biz bundan 26 Haziran sabahı 2009'daki toplantıda haberimiz oluyor. Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı… Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada ‘AK Parti ile cemaati bitirme planı’ algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır. Bu kanun teklifini kim hazırladı tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın.”Başbuğ'un sözlerine ilişkin dün açıklamalarda bulunan AKP Sözcüsü Çelik, elinde bilgi, belge olmaksızın devletin kurumlarının sahip olmadığı birtakım bilgiler üzerinden bir takım suçlamalar yöneltmenin FETÖ ile mücadeleyi sulandıracağını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Grup Toplantısı'nda milletvekillelerin Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmaları için çağrıda bulundu.