Gündem

Bahçeli: Almanya'nın Cumhurbaşkanı'na yönelik tavrı ilkellik, NATO zirvesi öncesi karanlık komplo var

"PYD ve TSK arasında sınırda sıcak temasın artması alarm verici nitelikte. ABD'nin terör örgütü ile aynı çizgide olması handikaptır"

29 Haziran 2017 23:44

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MYK sonrası yazılı açıklama yaptı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MYK toplantısının ardından yaptığı yazılı açıklamada "PYD ve TSK arasında sıcak temas artıyor. PYD ile sıcak temasın artması alarm verici niteliktedir" dedi.

"ABD'nin terör örgütü ile aynı hizada olması handikaptır" değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, "Bu süreçte Kıbrıs ve Tükmeneli'nde taviz vermek olamaz" ifadesini kullandı.

Almanya'ya da tepki gösteren Bahçeli, "Almanya'daki NATO zirvesi öncesi karanlık komplo var. Cumhurbaşkanı'na ve Türkiye'ye yönelik tavır ilkelliktir" dedi.

Devlet Bahçeli'nin açıklaması şöyle: 

"Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı (MYK) bugün tek oturum halinde gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’nin yoğun ve çetrefilli iç ve dış siyasi gündemi titizlikle ele alınmış, dikkatle yorumlanmıştır.

Özellikle Ortadoğu’daki son gelişmeler, İsviçre’nin Crans-Montana kentinde süren ve Cenevre sürecinin devamı niteliğindeki Kıbrıs Konferansı değerlendirilmiştir.

Bunların yanı sıra, 16 Nisan halkoylaması sonucunda süratle hayata geçirilmesi gereken uyum yasalarıyla ilgili düzenlemeler ve Meclis İç Tüzüğü’nde yapılması planlanan değişiklikler de görüşülen konular arasında yerini almıştır.

Türkiye’miz olağanüstü şart ve ortamdan geçmektedir.

Bunu görmek, buna göre tavır alıp tutum belirlemek kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

Çok cepheli, çok aktörlü, çok tehlikeli saldırı altında bulunan ve bu itibarla gittikçe bunalan ülkemizin milli birlik ve dayanışma ruhuyla vahim problemlerini aşabileceği görülmelidir.

Huzur ve istikrarımızı hedef alan mihraklar gemi azıya almışlar, iyice kontrolden çıkmışlardır.

Terör örgütleri milli beka ve güvenliğimizi zayıflatmak, zedelemek ve dinamitlemek amacıyla provokasyonlarına hız vermişlerdir.

Ramazan ayı demeden, bayram dinlemeden vatan evlatlarımızın şehadetiyle sonuçlanan hain suikastlar elbette milletimizi üzmekle kalmamış, öfke ve tepki dalgasını da yükseltmiştir.

Bir yanda PKK, diğer yanda YPG; bir tarafta IŞİD, diğer tarafta FETÖ adeta Türkiye’yi çevrelemiş ve çembere almışlardır.

Suriye’nin Afrin kentinden güney sınırlarımıza yönelik terör örgütü PYD-YPGtarafından açılan ateş, buna karşılık Türk topçusunun anında misilleme yapması, üstelik sınırlarımız boyunca sıcak temasın artıyor olması Türkiye açısından alarm verici niteliktedir.

ABD’nin YPG’yi alenen silahlandırarak Türkiye düşmanlarına destek vermesi bir başka hazin, hasmane ve hüsran verici gelişme olarak karşımızdadır.

Müttefiklik ilişkisiyle karşılıklı sorumluluk içinde olduğumuz ABD’nin terör örgütleriyle aynı hizada bulunması talihsizlik olduğu kadar esef ve endişe verici bir handikaptır.

ABD’li Savunma Bakanı’nın PYD-YPG’yle kurulan gizemli ve gizil diyaloğu ‘bir tercihten değil, zorunluluktan kaynaklandığını’ söylemesi, acizliğin itirafından ziyade art niyetin ifade ve ilanıdır.

Geleneksel ittifaklar, mazisi eskiye dayanan irtibatlar yaralanıp yıpranırken, bölgesel ve küresel gerilim düzeyi gün geçtikçe telafisi çok zor olacak eşiklere tırmanmaktadır.

Türk milleti karşısındaki husumet kuşatmasını yarmak maksadıyla meşruiyet ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde tarihsel varlığını savunurken bedel ödemekte, küresel senaryolara göğüs germektedir.

Şu an için bunun başka bir yol ve çaresi de yoktur.

Terör örgütleri peş peşe Türkiye’ye meydan okumaktadır.

Haritalar üzerinde oynayan, doğal kaynaklar etrafında pusu kuran, medeniyetlere ve komşu coğrafyalara nifak operasyonu tertip eden emperyalizm, eş zamanlı olarak milletimizin hassasiyetlerini kaşıyıp mukaddes emanetlerini karalamaktadır.

Bundan da utanç duymamaktadır.

Bugün herkes için gerekli olan kuvvet ve kudret kaynağı milli ve tarih şuurdur.

Meselelere başkent Ankara’dan bakan ilkeli, milli ve ahlaklı siyasetin sağlamış olduğu imkan ve vizyonla her zorluğun aşılacağı, her müşkülatın bertaraf edileceği akıllardan çıkarılmamalıdır.

Kendi içimizde tehlikeli tartışmalara gömülmüşken, milli davalardan taviz istenmesi, oldubittiye getirilerek bilhassa Kıbrıs ve Türkmeneliyle ilgili dayatmalara teslim olunması asla kabul edilmeyecektir.

Kıbrıs şehit emanetidir, Kıbrıs Türk’tür, aksini düşünmek Rum tezlerine, haçlı heveslerine hizmet ve gözü kapalı şekilde tamam demektir.

Hiçbir vatan ve millet sevdalısı da böylesi bir savrulmaya onay vermeyecektir.

Diğer yandan 7-8 Temmuz’da Almanya’nın Hamburg kentinde yapılacak G-20 zirvesi öncesi Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hazımsız ve nezaketsiz üslupla temelsiz eleştirilere maruz kalması da çirkinlik ve anti demokratik bir ilkelliktir.

Alman zihniyetinin önyargılı ve ucuz suçlamalarla G-20 zirvesini peşinen sulandırması, bu kapsamda ülkemizi töhmet altında bırakmak için uyduruk bahane arayışı aynı zamanda çarpıklık, aynı zamanda karanlık bir komplodur.

Unutulmasın ki, Türk milleti her türlü iç ve dış muhasım odaklara karşı bir ve beraberdir.

Hiç kimse, hiçbir güç Türkiye’nin imajını, saygınlığını ve prestijini kıramayacak, tahrip edemeyecektir.

Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’ni ve cumhuru temsil etmektedir.

Ona yönelik tahammülsüzlük ve kötü muamele tüm Türkiye’ye yapılmış sayılacaktır. Ve bunun karşılıksız bırakılmayacağı iyi bilinmelidir.

Milliyetçi Hareket Partisi menfi ve meşum niyetlere karşı devletiyle, milletiyle yan yana, omuz omuzadır.

Artık milli uzlaşma ve ortak akılla biriken meselelerin üzerine gitmek zorunluluktur.

Bu nedenle uyum yasalarının çıkarılması ve Meclis İç Tüzüğü’nde gerekli değişliklerin hayata geçirilmesi hususunda parti olarak asgari uzlaşma zemininde ve ilkelerimiz muhteviyatında üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizi herkesin bilmesinde yarar olacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi tıkanmanın aşılması taraftarıdır.

Milliyetçi Hareket Partisi sorunların çözülmesi, kronik anlaşmazlıkların çürümeye terk edilmesi tarafındadır.

Milliyetçi Hareket Partisi şeref ve namus bildiği aziz vatan ve millet varlığını istikrar ve güvenli bir şekilde müdafaaya da yeminlidir.

Ayrıntılar geliyor...