MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "FETÖ üyeliği" suçlamasıyla tutuklanan eski TBMM Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın damadı Ekrem Yeter ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Kadir Topbaş’ın 'FETÖ' soruşturması kapsamında tutuklanan damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın tahliye edilmesine Twitter üzerinden tepki gösterdi. Bahçeli, “Adalet karnemize bakalım; adeta damatların kalemiyle kapkara kesilmiş durumda. Kayırma, arkalama, hatır almış başını yürümüş halde. Adaletten kurtulmak için ille de meşhur ve mevki sahibi birisinin damadı, yakını, akrabası, onu bunu mu olmak lazım? Madem bir kişi suçsuz, niye tutuklanır? Hadi tutuklandı, niye bırakılır? Sanıyorum kripto eller devrede, kaos emelleri siyasi çemberdedir" dedi.
Bahçeli, “Adalet ve beka karnelerindeki kırık dökükler alarm vericidir. Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşmak zaaflık, zavallılık, zayıflıktır. Uyarıyorum; adalet sönerse, beka yıkılırsa geriye üzerinde ağlaya ağlaya bile olsa telafi ve ikame edemeyeceğimiz bir harabe kalacaktır” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından şu ifadeleri kullandı:
"Bugün 2016-2017 eğitim ve öğretim yılı tamamlanarak yaz tatiline geçildi. Evlatlarımızı karne heyecanı sardı. Kimisi sevindi, kimisi üzüldü. Karne görünüşte bir kâğıt parçası olsa da; bir dönemin özeti, gösterilen çabaların semeresi, çalışma ve mücadelenin sonucudur. Karne aynadır. Aynaya baktığınız zaman kendinizi bazen iyi ve diri; bazen de yorgun ve yılmış görebilirsiniz. Bu insani bir haldir ve de son derece normaldir. Karne parlak veya sönük görülebilir. Notlar düşük ya da yüksek de olabilir. Ama önemli olan azim, başarma iradesi, en iyiyi arama gayretidir. Mukaddesi olmayan, davası olmayan, bir fikir ve ülkü uğruna fedakârlık yapmanın zirvesine talip olmayan bir neslin varlığı tesadüfidir. Cemil Meriç; irfan insanoğlunun has bahçesidir, der. İrfan karnede değil akıl, inanç, vicdanda çıkarılmayı bekleyen maden gibi saklıdır. Karneye değil karaktere bakalım. Nota değil niyete, kemiyete değil keyfiyete dikkat edelim. Kırık düzelir, az çoğalır, yüksek de düşebilir.
"Adalet karnemize bakalım; adeta damatların kalemiyle kapkara kesilmiş durumda"
Mecazi anlamda da olsa karne sadece okullarda verilmiyor. Hayatın her alanı, her tarafı aslında bir imtihan ve mücadele sahasından ibaret. Mesela adalet karnemize bakalım; adeta damatların kalemiyle kapkara kesilmiş durumda. Kayırma, arkalama, hatır almış başını yürümüş halde.
Adaletten kurtulmak için ille de meşhur ve mevki sahibi birisinin damadı, yakını, akrabası, onu bunu mu olmak lazım? Madem bir kişi suçsuz, niye tutuklanır? Hadi tutuklandı, niye bırakılır? Sanıyorum kripto eller devrede, kaos emelleri siyasi çemberdedir.
“Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasının en ağır yankısı Türkiye'den hissedilecek”
Milli bekamızın karnesine bakalım, Barzani çetesi 25 Eylül'de bağımsızlık referandumu yapacakmış. Bunun adı rezalet, melanet, ihanettir. Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulmasının en ağır yankısı Türkiye'den hissedilecektir. Buna izin verilemez, buna göz yumulamaz.
“Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşmak zaaflık, zavallılık, zayıflıktır”
Adalet ve beka karnelerindeki kırık dökükler alarm vericidir. Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşmak zaaflık, zavallılık, zayıflıktır. Uyarıyorum; adalet sönerse, beka yıkılırsa geriye üzerinde ağlaya ağlaya bile olsa telafi ve ikame edemeyeceğimiz bir harabe kalacaktır. Karanlık bir ormanda meşale gibidir adalet. Üzerinde yaşadığımız çetin vatan coğrafyasında hayat ve varlık ülkümüzdür beka. Vicdan karnemize bakacak olursak, umut verici olmadığını görürüz. 'Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir' diyen kutlu buyruğa kaçımız riayet ve sadakat gösteriyor, bir muhasebe yapmaya ne dersiniz?
“Aybüke öğretmenimize Allah'tan rahmet diliyorum”
Çocuklar yetim, gelinler dul, analar gözyaşlı,mazlumlar hedef,cinayetler olağan,şiddet hakim. Yani vicdan rafta,gönüller yasta,insanlık hasta.
Bu vesileyle bütün şehitlerimize, bugün hain bir saldırıda şehit düşen Aybüke öğretmenimize Allah'tan rahmet diliyorum.
"Körfez ülkelerinin eli silahta, çıkış arıyoruz, hep çıkmaza sapıyoruz"
Ortadoğu yanan kazanda, Körfez ülkelerinin eli silahta, küresel ve bölgesel gerilimler had safhada. Çıkış arıyoruz, hep çıkmaza sapıyoruz. Akbabalar uçuyor etrafımızda, çakallar geziyor hisarlarımızda. Petrol, gaz, çıkar kavgaları derken bir medeniyet parçalanıyor yanı başımızda. Öyle bir aydayız ki, Müslüman'ın Müslüman'a kanı,canı haramdır. Ancak karanlığa öyle alışılmış ki, yıldızlar bile rahatsız ediyor birilerini. İyi olmayı konuşuruz, değil mi? Yusuf Has Hacib ne güzel söylemiş: İnsan inciyi denizden çıkarmayı bilmezse, o, ha inci olmuş ha çakıl taşı.
“Zeytinin karası helaldir, temize çıkarır; siyaset ve ahlakın karası zelildir, çöküşe götürür”
Ahlak ve siyaset karnesini hiç sormayın. Zeytinin karası helaldir, temize çıkarır; siyaset ve ahlakın karası zelildir, çöküşe götürür. Karnesi iyi olanlara sözüm yok, ama kırığı olana, sınıfta kalanlara diyorum ki, en masum sizlersiniz. Çalışır düzeltir, düzlüğe çıkarsınız.
“LYS'ye girecek kardeşlerime de üstün başarılar temenni ediyorum”
Allah başka keder vermesin, mühim olan millet ve vatan sevgisinden, bayrak aşkından, vicdan ve insanlık karnesinden kötü not alınmamasıdır. Ruhun taşıdığını beden, bedenin taşıdığını akıl ve kalp taşırsa korkuya yer yoktur,nesiller dik başlı, tok karınlı, mutlu yarınlı olacaktır. Tüm evlatlarımızı bağrıma basıyor; iyi tatiller diliyor, öğretmenlerine, ailelerine sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum. LYS'ye girecek kardeşlerime de üstün başarılar temenni ediyorum."
.