Ekonomi

BABACAN'DAN CARİ AÇIK YORUMU ANKARA (A.A)

12 Mayıs 2011 14:27
-BABACAN'DAN CARİ AÇIK YORUMU ANKARA (A.A) - 12.05.2011 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası tarafından dün açıklanan Mart ayına ilişkin cari açık verileriyle ilgili, "Mart ayındaki bu sıçrama, münferit bir iki gelişmeyle alakalı, yoksa genel trendde bir bozulmayı ifade etmiyor" dedi. Merkez Bankasının dün açıkladığı verilere göre, Türkiye'nin cari işlemler hesabı, yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 120,5 artarak, 22,1 milyar dolara ulaştı. Mart ayı bazında da yine geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 128,1 artışla 9 milyar 766 milyon dolar oldu. Babacan, katıldığı bir televizyon kanalında soruları yanıtladı. Cari açıkla ilgili soru üzerine Babacan, Mart ayına ilişkin cari açığın "beklenenden biraz yüksek" çıktığını belirterek, şunları kaydetti: "Bunun en önemli sebebi; Türkiye'deki bazı uluslararası şirketlerin, Mart ayı sonu itibariyle elde ettikleri karın bir kısmını temerrüt olarak Türkiye dışına taşımaları oldu. Temerrüt de bir cari hareket.  Son Mart ayına bakacak olursanız doğrudan sermaye girişinde de önemli sıçrama var. Türkiye'de bir kaç tane büyük birleşme, satın alma meydana geldi. Bir bakıma cari açık, bir miktar beklenenin üzerinde, ağırlıklı olarak bir defalık mart ayı sonu itibariyle temerrütlerin yurt dışına transferiyle alakalı. Öte yandan da doğrudan sermaye girişinde de yine geçen aylara göre oldukça yüksek bir rakam açıklandı.  Mart ayındaki bu sıçrama münferit bir iki gelişmeyle alakalı, yoksa genel trendde bir bozulmayı ifade etmiyor. Yoksa biz baştan söyledik; 'bu seneki cari açığımız, 2010 yılına göre daha yüksek olacak' dedik." Cari açığın her ay, düzenli izlenmesi gereken bir veri olduğuna vurgu yapan Babacan, istikrar ve güven ortamının önemli olduğunu, "bundan sonra da gerektiğinde her türlü tedbiri alacaklarını" kaydetti. -"NÜKLEER SANTRALLER DEVREYE GİRMELİ"- Babacan, cari açığın yapısı ve finansmanı hakkında bilgi verirken de, Türkiye'nin oluşan cari açıktan çok daha fazla dışardan finansman sağladığını, her ay döviz rezervlerinde artış meydana geldiğini belirterek, cari açığın bu yolla kapandığını kaydetti. Türkiye'de tasarruf oranının düşük olduğunu, büyümek için yurt dışındaki tasarrufu Türkiye'ye çekmek gerektiğini anlatan Babacan, "Büyümeyi sağlamak için bir miktar cari açık vereceğiz ama o cari açığı mümkün olduğunca sıhhatli, mümkün olduğunca daha fazla doğrudan yatırımla, daha vadeli türden sermaye akışlarıyla finanse edeceğiz" dedi. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığın da cari açığı artıran en önemli faktörlerden biri olduğunu kaydeden Babacan, "Türkiye'de mutlaka nükleer santrallerin devreye girmesi gerekiyor. Biz şu anda petrolümüzün hemen hemen tamamını, doğalgazımızın tamamını ithal ediyoruz, önemli ölçüde kömür ithalatı yapıyoruz. Sadece geçen sene enerji kalemlerine ödediğimiz miktar 37 milyar dolar" dedi. -"7 AY ÖNCE ASLINDA FRENE BASMAYA BAŞLADIK"- Babacan, ithalattaki artışla ilgili bir soruya karşılık da ithalattaki artışta büyük ölçüde petrol fiyatlarındaki artışın etkili olduğunu kaydederek, varil bazında 10 dolarlık artışın cari açığı 4 milyar dolar yükselttiğini söyledi. Özel sektörün makine teçhizat ithalatındaki artışın da belirleyici olduğunu dile getiren Babacan, son 1 yılda yatırımlarda büyük artış olduğunu, bu kalemden kaynaklanan artışta sıkıntı görmediklerini, tam tersine gelecek dönemin ihracatına altyapı oluştuğunu anlattı. Türkiye'de güven ortamı bulunduğunu, bir bakıma güven ortamının yarattığı iyimserliğin de bu hareketlerde etkili olduğunu kaydeden Babacan, Merkez Bankası'nın zorunlu karşılık oranlarında yaptığı artışa işaret ederek, "Ama biz geçen sene Kasım ayından itibaren, tam 7 ay önce aslında frene basmaya başladık. İyimserlik, güven ortamı güzeldir ama zamanında tedbirler almalıyız ki ileride olabilecek ekonomideki ısınmayı zamanlıca önleyebilelim" dedi Babacan, zorunlu karşılık oranlarındaki artışla şu anda bankalardaki mevduattan 45 milyar liralık bir kısmın Merkez Bankası kasasında bulunduğunu, bankaların kullanmasının, kredi olarak vermesinin önüne geçildiğini ifade ederek, kredilerin hızlı artışının orta vadeli programdaki denge ve cari denge için riskler oluşturabileceğinin düşünüldüğünü söyledi. BDDK ve diğer bazı ilgili kuruluşların da benzer tedbirler aldıklarını dile getiren Babacan, gerektiğinde her türlü tedbiri alabileceklerinin altını çizdi. -DEĞERLİ TL KÖTÜ DEĞİL- Esnaf ziyaretleri sırasında en çok şikayet eden kesimin döviz büroları olduğunu gördüğünü belirten Babacan, "Döviz bürolarındakiler (artık döviz alan yok bakanım, nasıl olacak bu iş) diyor. Bu kötü bir şey değil, demek herkes TL'ye güveniyor" dedi. Bugün herkesin TL'ye döndüğünü, TL'nin değeri ve güvenilirliğinden de herkesin gurur duyması gerektiğini ifade eden Babacan, paranın pul olduğu günlerin kimsenin unutmaması gerektiğini söyledi. Son krizin ardından dolar, avro gibi paralar zikzak çizerken en istikrarlı paranın TL olduğunu kaydeden Babacan, "Bugün maalesef ABD'de ve Avrupa Merkez Bankası'nda bu ekonomik kriz sebebiyle, artan açıklar nedeniyle karşılıksız para basıyorlar. Biz yapmıyoruz. Onlar (TL neye göre değerli) diyorlar, (Dolara göre, avroya göre değerli diyorlar) değil mi? Bu, neden değersiz karşılıksız bastıkları için değersiz. Çok açık bu. Dolayısıyla bizim asla karşılıksız para basma diye bir uygulamamız yok" diye konuştu.