Ekonomi

Babacan: "Tasarruf oranımız yüzde 12'ye düştü" İSTANBUL (A.A)

23 Aralık 2011 17:40
-Babacan: "Tasarruf oranımız yüzde 12'ye düştü" İSTANBUL (A.A) - 23.12.2011 - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şu anda tasarruf oranının, yüzde 12'ye düştüğünü, bunun tarihi en düşük seviye olduğunu belirterek, ''Baktığımızda şu anda maalesef hane halkımızın yüzde 45'i aylık gelirinden daha fazla harcıyor'' dedi. Babacan, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Yönetim Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, kurdaki hareketlenmenin Türkiye'ye özel bir durum olmadığını, gelişen ekonomilerin kurlarında hareketlilik yaşandığını kaydetti. Cari açık konusuna değinen Babacan, kredi hacminin artığı dönemde cari açığın arttığını dile getirerek, ''Bu yıl itibariyle kredi hacmindeki büyüme, geçen yılın altında seyrediyor. 2011'deki kredi hacminin artışı, 2010 yılının hareketli ortalamalarına göre daha düşük seyretmeye başlamış durumda. Yüzde 25 civarında bitireceğiz kredi hacmindeki artışı. Kur etkisinden arındırdığımız zaman aşağı yukarı hedeflediğimiz rakamlar neticelenmiş olacak. Eğer o kısıtlamaları yapmasa idik, kredi hacmi yüzde 25 değil, muhtemelen çok daha fazla artacaktı. 'Cari açık yüzde 9-10 arası bir şey' diyoruz, ama cari açık da yüksek noktaya çıkacaktı'' diye konuştu. Babacan, cari açık rakamlarının geriye döndüğü, nispi iyileşmenin başladığı döneme girildiğini, cari açıkta ''en kötü''nün geride kaldığını kaydederek, önümüzdeki yıl milli gelirin yüzde 8'i kadar cari açık beklendiğini bildirdi. Yüksek cari açığın yanında bütçe açığının ülkeyi felakete götüreceğini söyleyen Babacan, ''Bizim cari açığımız yüksek ama bütçe tarafı sağlam. Bu piyasalar açısından, analistler ve yatırımcılar açısından çok önemli bir güvence, dayanak noktası. Şu anda cari açığımız, ABD'den sonra dünyanın en yükseği, rakam olarak, 75 milyar dolar. Ama nasıl istikrar devam ediyor? Bütçe tarafı sağlam. Onun verdiği güven ve borç stokunun düşüklüğü, genel tabloya bakıldığında Türkiye'yi koruyor'' dedi. -''İşgücü piyasasıyla ilgili reformlar önemli ölçüde hazır''- Babacan, işgücü piyasasıyla ilgili reformlarının önemli ölçüde hazır olduğunu, Ocak-Şubat aylarında bunları tamamlamayı düşündüklerini belirterek, ''Evvelsi gün sabah 02.30'a Çalışma Bakanımızla bu konuları ele aldık. Önemli ölçüde hazırlıklar tamamlandı. Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak bir unsur olacak orada atacağımız adımlar'' diye konuştu. Yatırım ortamının iyileştirilmesinin önemine işaret eden Babacan, bununla ilgili bir yasama paketinin hazırlandığını, konunun Ekonomi Koordinasyon Kurulunda ele alındığını kaydederek, yeni yatırım teşvik sistemi üzerinde çalıştıklarını hatırlattı. Ali Babacan, tasarrufların artırılması konusuna dikkati çekerek, şunları söyledi: ''Şu anda tasarruf oranımız yüzde 12'ye düşmüş durumda. Bu, tarihi en düşük seviye. Milli gelirimizin yüzde 12'si kadar tasarrufumuz var ama milli gelirimizin 22'si kadar yatırım harcamamız var. Aradaki fark zaten eşittir cari açık. Cari açığın iktisattaki denklemi, yatırımlarla tasarruflar arasındaki fark. Gelişmekte olan diğer ülkelere baktığımız zaman, yüzde 30'lar mertebesinde tasarruf oranı görüyoruz ve yüzde 30'lar mertebesinde yatırım görüyoruz. Aslında Türkiye'nin yaptığı yatırım harcaması, özel sektör artı kamu, diğer gelişmekte olan ülkelerin altında, ama tasarruf onun da altında. Dolayısıyla bir tüketim ekonomisi, israf ekonomisi olmamamız gerek. Baktığımızda şu anda maalesef hane halkımızın yüzde 45'i aylık gelirinden daha fazla harcıyor.  Geçen sene tüketici kredisi hacmimiz, 43 milyar TL arttı, yani Türk halkı tüketim amacıyla eskisine göre 43 milyar lira daha fazla borçlanmış oldu. Bu yıl, 50 milyar lirayı geçecek gibi görünüyor. Dolayısıyla bizim bankacılıkla ilgili 'aman kredilere dikkat, aman tüketiciler üzerinde şu tedbiri alalım, vergileri yükseltelim' diye üzerinde durmamız, biraz da bu sebeple. Mutlaka, toplum olarak ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor. Kuşkusuz günlük ihtiyaçlarımızı karşılayacağız ama kazandığımızı orantılı harcayacağız. Hak etmediğimiz bir refahı yakalamaya çalışırsak, bu dönüyor dolaşıyor, Allah korusun, ileride birdenbire ani şoklarla bir refah kaybı olarak yansıyor. Avrupa'da şu anda çok örneği var. Bizim kendi tarihimizde çok örneğimiz var. Dolayısıyla ölçülü, dikkatli gitmemiz, önümüzdeki dönemin en önemli konularından bir tanesi olacak. Verim ekonomisi olacağız, israf ekonomisi olmayacağız. Gerekli harcamalarla israf arasındaki ayrımı da herkesin kendi kendine yapabilmesi lazım.''