1 Mayıs'ta ağır yaralanan Dilan Alp ve Meral Dönmez'in birer kulaklarını yitirme tehlikesi var. Dilan'ın babası Hey Tekstil işçisi Ali Ekber Alp, "1,5 yıldır ekmek mücadelesi veren babanın kızı mı marjinal? Hesabını soracağım!" dedi.
1 Mayıs günü yaşanan olaylarda polis tarafından atılan biber gazı kapsülleriyle yaralandıkları iddia edilen Dilan Alp (17) ve Meral Dönmez (27)'in tedavileri Bahçelievler’de bulunan özel bir hastanede devam ediyor. Alp ve Dönmez’in hayati tehlikeyi atlattıkları öğrenildi.
Bulut Mülhim'in Doğan Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, yaralanan Meral Dönmez’in atanamayan bir öğretmen adayı olduğunu belirten babası Mehmet Dönmez, "Emekli bir işçiyim. Kızım üniversiteyi bitirmiş öğretmen adayı. Daha önce parasız eğitim istiyor diye, bir pankart için, 9 ay içeride yattı. 1 Mayıs’a katıldı. Şu anda ensesinde, kulağında ve çenesinde yaralar var. Şu anda şuuru yerinde. Konuşabiliyor, cevap veriyor. Dilan’ın durumu da ağırmış. Hatta bugün onu da gördüm. Dün durumu daha ağırdı. Bugün el hareketleri yapabiliyor. Polisin karşısında sanki savaşanlar var. Halkın demokratik haklarını kullandırmadılar. Güç bende, benim dediğim olur şeklinde bir baskı yapılmıştır. Daha önce ben de Taksim’e gittim. Polisin olmadığı dönemlerde hiçbir olay olmadı. Yüz binlerce kişi oraya daha önce gitti. 1 Mayıs’ı kutladı ve kardeş kardeş evine gitmişti" şeklinde konuştu.
'Kızım bu hale getirenlerden hesap soracağım'
Tarlabaşı’nda yaralanan 17 yaşındaki Dilan Alp’in babası Ali Ekber Alp ise basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Hey Tekstil direnişçilerinden olduğunu belirten acılı baba, "Hepimiz 1 Mayıs’a gittik. Çok sert müdahalelerle karşılaştık. Ben daha önce de 1 Mayıs gösterilerine katıldım. Böyle sert müdahaleyle karşılaşmadım. Ben kızıma benimle gel dedim ama o arkadaşları ile gelecekti. Ben uzun süredir Hey Tekstil direnişçisi olarak alanlardayım. Çocuğum resmen çok yakın mesafeden, Taksim İlk Yardım Hastanesi bizzat söyledi, çok yakın mesafeden gaz fişeği kafasına değerek, kulağının arkasını ezdiğini söylediler. Bunun arkasını bırakmayacağız. Bazı medya kuruluşları çocuğumu marjinal gruplarla aynı kategoriye koymaya çalışıyorlar. Bir buçuk yıldan beri mücadele eden bir babanın çocuğu marjinal olamaz. Benden esinlenerek 1 Mayıs’a katıldı. Benim çocuğum okuyor. Ben çocuğumu kredi ve borç para alarak dershaneye gönderiyorum. Kızımı bu hale getirenlerden hesap soracağım. Tayyip Erdoğan grup toplantısında Taksim’de vatandaşımın burnu kanarsa hesap sorarım dedi. Şimdi benim evladımın burnu kanadı. Tabii ki ben emniyetten hesap soracağım. İlk cümlesi ‘baba beni eve götür ve arkadaşlarımı görmek istiyorum’ oldu" dedi.
'O zaman CHP olarak biz de marjinal grubuz'
Hastanede tedavileri devam eden Alp ve Dönmez’i CHP’li milletvekilleri de ziyaret etti. İstanbul Milletvekili Umut Oran, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı ve beraberindekiler hastaneye gelerek yetkilerden bilgi aldı. CHP grubu adına basın açıklaması yapan Umut Oran, "Parti üyesi arkadaşlarımızla yaralanan arkadaşlarımızı ziyaret ediyoruz. Dün bayram kutlamak için gençlerimiz, vatandaşlarımızı sokaklara çıktılar. Ama insanlar maalesef hayatlarını kaybetme tehlikesiyle karşı, karşıya kaldılar. Sayın Vali çok orantılı bir güç kullanıldı diyor. Sayın Vali'yi ben hastaneleri ziyaret etmeye davet ediyorum. Bazı hükümet sözcülerinin açıklamalarını hayretle karşılıyorum. Ak Parti 1 Mayıs için teşekkürü hak etti diyorlar. Bunu söylemesi için bir siyasetçinin aklından zoru olması lazım. Bu olayın kapsülden olduğu belli. Dün aynı şeyleri biz de yaşadık. Benim vücudumda da yaralar var. Bunlar kapsül yaraları. Sorumluların vatandaşından özür dilemesi lazım. Orada bulunanlar marjinal grupsa biz de onlarla beraberdik. O zaman CHP olarak biz de marjinal grubuz. Biz de Meral’iz, biz de Dilan’ız" şeklinde konuştu.
‘Vatandaşlarımız devlet terörüyle karşılaştılar'
Dilan ve Meral’in BDP’li ziyaretçileri ise İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’di. Hastane çıkışında basın mensuplarına açıklamalar yapan Tuncel, "İstanbul’da dün halkımız bayram kutlamak isterken devlet terörüyle karşı karşıya kaldılar. Sadece bayramı değil, bayrama katılımı da engellemeye yönelik bir yaklaşımdı. Sanırım İstanbul’da ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyoruz. Sayın vali marjinal kişiler diyor. Meral atanması yapılmayan bir öğretmen. O emeğinin karşılığını alabilmek için oradaydı. Dilan 17 yaşında. Babası Hey Tekstil işçisi. Kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorlar. Sadece üç yaralı diyorlar. Sadece ağır yaralı olan üç kişi var. Oysa 200’e yakın yaralı arkadaşımız var" şeklinde konuştu.
‘Her ikisinin de birer kulağını keybetme riski var'
Hastaneye gelerek Başhekim’den bilgi aldığını belirten Prof. Gencay Gürsoy ise, "Meral ve Dilan, ikiside çok ciddi kafa travması geçirmiş durumdalar. İkisi de şakak kemiklerinden sert darbeler yemiş. Yapılan tedavi sonucunda şu andan iletişim kurabiliyorlar. Ancak ilerisi için çok dikkatli izlenmeleri lazım. Her ikisinin de birer kulaklarını kaybetme ihtimalleri var" dedi.
Dilan ve Meral’i hastaneye gelerek ziyaret edenler arasında DİSK Genel Başkanı Kani Beko ile KESK Genel Başkanı Lami Özgen de vardı. İki başkan yaralılar ve ailelerine geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra hastaneden ayrıldı.