Gündem

Aziz Yıldırım Ergenekon'da

Özden Örnek'in günlüklerine göre, Başbakan Erdoğan, Aziz Yıldırım aracılığıyla komutanlara görüşme mesajı yollamış.

03 Mayıs 2009 03:00
Özden Örnek’in, Ergenekon İddianamesi’nin ek delil klasörleri arasında yer alan “Günlükleri”nde, oğlu Burak’ın ilginç bazı isimlerle kurduğu iş ve arkadaşlık ilişkileri de yer aldı. Vatan’ın haberine göre, Örnek, küçük oğlu Burak Örnek’i, Şaziye Bar’ın sahibi Ziya Aycan, işadamı Ahmet Çalık, silah tüccarı Mehmet Durmaz ve eroin kaçakçısı eski bir binbaşı ile bir daha görüşmemesi konusunda uyarıyor.

'Çalık'la iş yapma'

28 Temmuz 2003

Sabah 08:30’da Sadun (Özden’in kayınbiraderi) geldi ve kendisi ile konuştum. Konu Burak. Anlattıklarına çok üzüldüm. Öğleden sonra Burak Ankara’ya gelmişti onu çağırdım ve mümkün olduğu kadar onu kırmadan konuştum. Burak Özel Kuvvetlerden bir albay ile arkadaşlık yapıyordu. Ayrıca bu albayın kardeşi de doktor lakaplı olarak onunla arkadaşlık yapıyordu. Birinci şahsın kod adı ”Pala“ (Kur. Alb. Sait Ağa), ikincisi ise ”doktor“ (Seyit ağa). Ayrıca bir de binbaşı vardı. Onların dükkanlarına yapılan baskında ihbar Ankara içişleri bakanlığına yapılmış ve esrar ve eroin kaçakçılığı yaptıkları ihbar edilmişti. Adamlar çok ciddi olarak gelmişlerdi ama bir şey bulamadan ayrılmışlar ve temiz raporlarını vermişlerdi. Burak’a bir daha bu adamlar ile görüşmemesini, Şaziye Barın sahibi Ziya Aycan ile arkadaşlık yapmamasını, dayısı ile ortak olduğu şirketin ortaklığından ayrılmasını, Ahmet Çalık ile iş yapmamasını ve Mehmet Durmaz ile bir daha görüşmemesini istedim. Bütün bu sıkıntılı anlarım içerisinde bir de başıma bunlar geliyor.”

Notlar

1) Mehmet Durmaz: Burada adı geçeni Mehmet Durmaz, silah tüccarı olarak biliniyor. Daha sonra suikaste kurban giden Necip Hablemitoğlu’na yapılan bir ihbar mailinde Durmaz’ın, İsrail’in silah şirketi IMI’nın Türkiye temsilcisi olarak adı geçiyor. IMI, 2000 yılında TSK’nın envanterinde bulunan M-60 tankların modernazisyon projesini ihaleye çıkılmaksızın almıştı. Durmaz, son olarak Bodrum Gümüşlük’te SİT alanı olan bir araziye lüks tatil merkezi inşa etmek iiçin yerel seçimde bir belediye başkan adayını açıktan desteklemekle gündeme geldi.

2) Burak’ın iş serüveni: Örnek’in, oğlu Burak’la ilgili yorumları ilginç. Deniz Kuvvetleri Komutanı olmadan bir ay önce (28 Temmuz 2003) oğlunun Ahmet Çalık’la irtibatını kesmesini istiyor. Fakat bundan iki yıl sonra 28 Mayıs 2005’te günlüğüne ‘Burak gaz işinde çalışacağını söyledi’ diye not düşüyor. Nitekim Burak Örnek aynı yıl Çalık Grubu’nun Bursa-Gaz şirketinde yöneticiliğe başlıyor. Özden Örnek, 1 Ağustos 2004 tarihli günlükte ise ’Bu adam (Çalık) ben emekliye ayrılıncaya kadar peşimi bırakmayacak ve bana enerji ile ilgili bir nevi danışmanlık yaptıracak. Tabii kabul edersem” diye not düşüyor.

MİT her iki darbe girişimini de biliyor

1 Şubat 2004

Bugün kurban bayramı. Medyada yer alan haberlere göre askere karşı yaygın bir davranış başladı. Amaç her fırsatta askeri küçük düşürmek. Aytaç paşalara (Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman) ziyarete gittik ve hemen konu ülke meselelerine döndü. Bana “Seninle özel konuşmamız lazım. Ben Şener (Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur) ile İbrahim’in (Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına) davranışlarını tasvip etmiyorum. Çok ifrata kaçıyorlar. Geçen gün gelen MİT’ten habere göre Şenkal (MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun) iki haber verdi. Birincisi, JGKK’nın bütün hareketleri biliniyor ve yasa dşına çıktığı değerlendiriliyor. İkincisi ise Genelkurmay Başkanı (Hilmi Özkök) ile kuvvet komutanları arası açık ve bu herkes tarafından ve kesinlikle biliniyor. Artık kendimize bir çeki düzen verip ülkeyi bir maceraya götürmek yerine devamlı ve kararlı bir tutum sergilemeyi ama açık konuşmayı tercih ederim, zannederim sen de benim gibi düşünüyorsun. Ben de kendisine iki gün önce Burak’ın söylediğini anlattım ”kuvvet komutanları benim memurlarım istediklerimi yaparlar. Yapmazlarsa değiştiririm olur biter. Denizciyi bir türlü çözemedik en sinsi hareket edeni o“ gibi...

General eşlerinin ast-üst çekişmesi


23-29 Aralık 2002

“Ankara geçirdiğimiz bir haftaya yakın sürede ceryan eden iki olay bizim toplumsal yapımızı ortaya koyduğu için değinmeden edemedim. Birinci olay Sevil (Eşi Sevil Örnek) ile Deniz Kuvvetleri Komutanı (Oramiral Bülent Alpkaya) Eşi Keriman hanım arasında geçen olay. Pazertesi günü tüm hanımlar bir yerde yemek yerken Altac’ın hanımı Ülkü yemeğe geç kalmış ve çekine çekine gelirken Sevil ”Ülkü gel çekinme otur“ demiş. Bunu üzerine Keriman hanım burada kıdemli benim mühim olan benim affetmem demiş ve ağız dalaşı başlamış. Sevil tabii olarak hiçbir lafın altında kalmayacağı için o da herşeye cevap vermiş. Napoli’de Aziz’in karısı ile kaldığı ve bunun laf olduğu ve Keriman hanımın onu müdafaa ettiği, Bennur’un Amerika’ya gidişi, nasıl gidermiş, onun kocası ihaleleri durdurmuş ama ondan sonra gelenler açarmış, ne kadar güzel bir kadın olduğu ve herkesin onu hayranlıkla seyrettiğini, kocasının onu çok beğendiğini ve her yerde güzelliğini meth ettiği gibi konular konuşulmuş ve herkese zorla şiirlerini dinletip, bestelerini söylettirip, şiir kitabının nasıl hazılandığmı anlatmış. Bunları anlatan ve olayı yapan insan bir kuvvet komutanının hanımı, kendisini tanrı gibi görüyor herhalde ve etrafındaki hanımları da esirleri. Kendisine verilen hediyeyi açmayıp ’Kurmay başkanı sen aç’ diyerek bir koramiralin eşine uzatabiliyor.”

Erdoğan, Aziz Yıldırım’la askere mesaj yollamış

5 Mayıs 2004

Akşama doğru Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım ziyarete geldi. Bana gelmeden önce Başbakan Erdoğan’a uğramış. Biz askerlere bir mesaj getirmişti. BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN, Aziz’e “Ben onlar ile görüşmek işiyorum ama beni yanlış anlıyorlar. Ben Refah Partisi gibi değilim. O zamanlar geçti eğer öyle olsaydı neden Refah Partisi’nden ayrılırdık. Ben eşimi alarak komutanların evine gitmek ve onlar ile görüşerek kendimi onlara anlatmak istiyorum” demiş ve anladığım kadarıyla da bizden cevap bekliyor. Bu gelişmeler bilhassa YÖK tasarısı ile meydana gelen gerginlikden sonra olması dikkat çekici.

50 milyon doları kim aldı?

15 Mayıs 2001

Aldığım bilgiye göre İSRAİL’den alınacağını öğrendiğim güdümlü mermiler projesinde 150 milyon dolar bir fazlalık varmış. Reysaş Yalçın, Tuğa. Nadir Kınay, İlhami (İlhami Erdil kastediliyor), MTU Muammer İyi bu parayı paylaşacaklarmış. Durumu Yener’e bildirdim ve projenin hiç değilse Eylül 2001’e ertelenmesini sağlanmasını istedim.