T24 - Yeni Şafak gazetesi yazarı Ayşe Böhürler, Amerika'nın Irak'ta geçirdiği 9 yıl için "değer miydi" diye sordu. Böhürler, "Bush, Irak'ı işgal edip Saddam'ı devirmeseydi ne olacağını bilmiyoruz. Ancak şu an için yukarıdaki tablonun "değer", Amerika'nınsa "yardımsever ve cömert" olduğuna inanmayı gerektiren hiçbir veri yok" dedi.
Ayşe Böhürler: Amerika'nın Irak'taki başarısı!
Ayşe Böhürler'in "Yardımsever ve cömert Amerika" başlığıyla yayımlanan (18 Aralık 2011) yazısı şöyle:
"Yardımsever ve cömert Amerika"
Amerikan işgal güçleri Irak'tan çekildi. Yaklaşık dokuz yıl önce Amerika neden Irak'a girmişti?
Irak'ta Bush yönetiminin iddia ettiği gibi kitle imha silahları bulunabildi mi?
11 Eylül'e sebep olan şartlar ortadan kaldırıldı mı?
Hafızası, hemen her modern toplum gibi süs balığından farklı olmayan Amerikan halkının çoğunluğu bu soruların hiçbirini umursamıyor. Onları ilgilendiren tek şey askerlerin eve dönmeleri... Obama bu yüzden konuşmasında üç kez "Evinize hoş geldiniz" vurgusu yaptı. Geçmişi veya geride kalanı hatırlamanın gereği yoktu, kalan sahalar zaten Amerika'nındı...
* * *
Irak'taki son Amerikan bayrağının da indiği gün El Cezire'nin akşam haberlerini izliyorum. Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile mülakat yapılıyor. Sunucu, o can alıcı soruyu soruyor: Değer miydi?
Zebari, tereddütsüz cevap veriyor: "Kesinlikle değerdi. Özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı kazandık."
"Dökülen kana ve harcanan dolarlara değdi" diyen ABD Savunma Bakanı Panetta'yla hemfikir olduğu anlaşılan Zebari ekliyor: " Bu süreçte Amerika, oldukça cömert ve yardımseverdi."
Zebari'nin sözleri zihnimdeki tüm kelimeleri bir anda alt üst ediyor: Bağımsızlık, özgürlük, onur, yardımseverlik, cömertlik...
Irak işgali başladığından beri ölen Iraklı sivil sayısı ABD'nin rakamlarına göre 100.000, sivil toplum örgütlerinin rakamlarına göre 1 ile 1,5 milyon arasında değişiyor...
İşgal dolayısıyla dul kalan kadın sayısı 2 milyon, yetim sayısıysa 4 milyonu buluyor...
Irak askerî kuvvetlerinin kaybının yaklaşık 100.000 olduğu söylenirken, ABD askerlerinin ölü sayısının 4.000'den fazla, yaralı sayısınınsa 32.000 olduğu belirtiliyor.
Ebu Gureyb Cezaevi'nde yapılanlar başta olmak üzere Irak'ta kaç kişinin işkenceden geçirildiği gizlendiğinden belirsiz ama 30.000 kadının (ki aralarında yaşları 12'yi bulan çocuklar da var) ırzına geçildiği tahmin ediliyor...
Şu anda 26 milyon Iraklı'nın 7 milyonu açlık sınırının altında yaşıyor. Beş yaş altı çocukların %27'si beslenme yetersizliğinden muzdarip...
Modern tarihin en büyük yağmalarından birine sahne olan Bağdat Ulusal Müzesi'nden 170.000 eserin kaçırıldığı söyleniyor. Yağmalanan Bağdat Kütüphanesi de cabası...
1997 yılında okur-yazarlık oranı %78'i bulan Irak halkının, "Amerika'nın demokrasi ithali"nden sonraki okur-yazarlık oranı %58...
İşgal boyunca Irak halkının %40'nın ailesinden en az bir kişi hayatını kaybetmiş durumda; tabii Bush'un Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin dediği gibi ABD "düşmanlarının ölülerini sayacak bir ülke değil"...
* * *
Bush, Irak'ı işgal edip Saddam'ı devirmeseydi ne olacağını bilmiyoruz. Ancak şu an için yukarıdaki tablonun "değer", Amerika'nınsa "yardımsever ve cömert" olduğuna inanmayı gerektiren hiçbir veri yok. İç savaşın eşiğinde bir ülke haline getirilen Irak'ta bundan sonra ne olacağı belirsizliğini korurken, mevzubahis tablonun kesinliği, başka bir ülkeyi işgale kalkışmadan önce yüz kez durup düşünmemizi gerekli kılar niteliktedir sanırım.