Gündem

Ayşe Arman’ın sevgilisi Fethullahçı olursa…

Hürriyet Gazetesi Yazarı Ayşe Arman, sevgilisinin Fethullahçı olması halinde neler hissedeceğini yazdı.

13 Nisan 2009 03:00
Hürriyet Gazetesi Yazarı Ayşe Arman, sevgilisinin Fethullahçı olması halinde neler hissedeceğini yazdı.

11 Nisan 2009 tarihli yazısında kocası Gülen cemaati ile ilişkiye giren ve bu durumdan rahatsız olan Leyla K. Adlı bir kadının hikayesini yazan Hürriyet Gazetesi Yazarı Ayşe Arman aynı konuyu işlemeyi sürdürdü.

Arman “Sevgilim 5 vakit namaz kılmaya başlarsa” (13 Nisan 2009) başlıklı köşesinde benzer bir durumun kendi başına gelmesi halinde neler hissedeceğini yazdı.

İşte Arman’ın yazısının tamamı…

Sevgilim 5 vakit namaz kılmaya başlarsa

Geçen Cumartesi Leyla K.’nın başına gelenleri aktarmıştım.

New York’ta yaşayan ve kocasını Fethullahçılara kaptırdığını söyleyen Leyla K., oğlunu da kaptırmaktan ölesiye korktuğunu anlatıyordu.

Ben yorum yapmamış, kendi görüşlerimi yazmamıştım.

Baktım ki bir sürü mail var, "Sen bu konuda ne düşünüyorsun" diye baskı var...

O zaman, buyurun buradan okuyun...

*

Benim sevgilim, birdenbire 5 vakit namaz kılmaya başlasa...

"Milk’i mi, Slumdog Millionaire’i mi izleyelim?" diyen adam, beni zorlamasa ama "Bu akşam Fethullah Gülen Efendi’nin CD’sinde karar kıldım" dese, derbi maçı izler gibi ekrana kilitlense...

Kuran’ı elinden hiç düşürmese...

Alya’nın sorduğu her soruya, "Peygamber efendimiz diyor ki" diye yanıt verse...

Kirli sakal olayına girse...

Kılık kıyafeti değişse...

Karşılıklı içki içip, çipil çipil birbirimize bakıp, öpüşemesek, yiyişmesek...

(Evet üzgünüm bazen yiyişiyoruz da!)

Ona "Ayıp!" dese, buna "Uygun düşmez!" dese...

Seksten, fantezilerden, ondan, bundan ürkse, "Haram!" dese...

Hayatını, tamamen dini esaslara göre şekillendirse...

Bir öteki dünyadır tutturmuş gitse...

*

Ben size bir şey söyleyeyim mi?

Leyla K. yine iyi, sadece bunalıma girmiş.

Ben kafayı yerim!

Ama...

Bir "pilatestir" tuttursa ya da "yoga"...

Sabah akşam "Budha"dan söz etse de...

Öyle hissederim.

"Bu, benim yola çıktığım adam değildi" derim.

"Hangi duygusu eksikti, buna yöneldi?" diye merak ederim.

*

Bunun bir ortası olamıyor mu?

Hem namaz kılınıp hem bara gidilemiyor mu?

Hem umre hem Vatikan yapılamıyor mu?

Hem seksten hoşlanıp hem dua edilemiyor mu?

Biz dünyaya sadece ibadet etmek için mi geldik?

Niye hazlardan uzak durmak gerekiyor?

Tahmin edeceğiniz üzere bu meseleyle ilgili, inanılmaz çok mail aldım.

Bir kısmını okuyunca gözlerim yuvalarından fırladı.

Yok efendim, kadın kendisi itiraf ediyormuş, koca, eskiden bohem yaşıyormuş da, Soho barlarına gidiyormuş da, (zannedersiniz ki bara gitmek günahların en büyüğü, müthiş bir yozlaşma, düşük ahlak, filan falan) şimdi doğru yolu bulmuş.

Delirdiniz mi?

Bara gitmek niye günah olsun?

Gidin gitmeyin beni hiç ilgilendirmiyor da...

Gözünüzü seveyim, gidenlere bu alemde kaybolmuş Kibritçi Kız muamalesi çekmeyin.

O mail’lerden ben de nasibimi aldım tabii.

Bir kere daha dinsiz, imansız ilan edildim.

Ayıp oluyor ama...

*

Arkadaşlar!

Ben de bir Yaradan olduğuna inanıyorum.

Bunun için sürekli dini kitaplar okumam, duaları, hadisleri, ayetleri bilmem gerekmiyor.

Ben doğum yaşadım, kızımı kucağıma aldım, o zaman da hissettim, Tanrı var.

Babamın ölümünde de hissettim.

Eskisine göre çok daha güçlü hissediyorum, belki de yaşlanıyorum.

Kızacaksınız ama O’ndan korkmuyorum, seviyorum.

Daha fazla kızacaksınız ama O’nun da beni sevdiğine inanıyorum.

Doğa, benim için O’nun varlığının en büyük göstergesi.

Ormana bak, denize bak, günbatımına bak, yere eğil karıncalara bak...

Maldivler’de suyun altında bile, "Bunların hepsi senin eserin!" dedim, bütün o canlılar, balıklar olağanüstüydü... Renkleri... Şekilleri... Tüm bunların tesadüf olabilmesi mümkün değil, insanın bir Yaradan olduğundan şüphe etmesi de imkan dahilinde değil.

Tanrı var.

Ama benim bir aracıya ihtiyacım yok!

İyi insan olmaya çalışıyorsam, sevginin gücüne inanıyorsam, din benim içimde...

Diye düşünüyorum.

Lafı çok uzattım ama benim gibi düşünen sevgilim, bir gün tamamen farklı düşünmeye başlarsa...

Şaşırırım, afallarım.

Onun bir cemaate girmek nasıl en doğal hakkıysa...

Benim de bunalıma girmek en doğal hakkım!

Anlatabiliyor muyum?

AHMET HAKAN İMDAT!

Ahmeeeeet, yetiş, imdat! İçinde Fethullah Gülen adı geçen bir söyleşi olduğu için midir nedir, dünyanın her tarafından mail geldi. Ama öyle böyle değil. Sanki biri "Mail gönderin!" demiş ve geri çekilmiş, oradan buradan mail düşüyor kafama. Sana numara çekecek halim yok, ben cemaat- memaat bilmem. Gülen’in okullarını da bilmem. Ama merak ediyorum. Zamanında davet etmişlerdi Afrika’dakine. "Ne işim var?" demiştim. Gideyim mi? Sen ne dersin? O okullar, Fethullah Hoca’yı ve Fethullahçıları anlamama yardımcı olur mu? Yoksa ne yaparsam yapayım, onları anlayamaz mıyım? Bir de zahmet olmazsa, bana cemaatler konusunda bilgili bir iki isim verir misin? Gerçekten bizi bu konuda aydınlatacak isimler, merak ettiğim ne varsa sormak istiyorum da. Yapar mısın böyle bir iyilik? Bütün bunları sana niye sorduğuma gelince, valla senin dışında hem benim yaşadığım "dünya"ya ait olan hem de o öteki "dünya"yı bilen biri yok da etrafımda o yüzden. Sevgiler...