Doğan Grubu'na 3.8 milyar TL'lik vergi cezasının verilmesine neden
olan raporu yazan gelirler kontrolörünün daha önce Citibank'ın
işlemlerini inceleyerek yazdığı rapordaki vergi ve cezaların tamamı
mevzuatı hiçe saydığı için silindi.
Doğan Grubu'nun
mevzuatta yer almasına rağmen kullandığı istisnaları yok sayan denetim
elemanının bundan önce de benzer bir rapora imza attığı ortaya çıktı.
1997-2001 yılları arasında Citibank'ın işlemlerini inceleyen aynı
gelirler kontrolörü Hazine ve Sermaye Piyasası Kurulu'nun olumlu
görüşlerini hiçe saydı. Daha sonra raporda istenen vergi ve cezaların
tamamı silinmek zorunda kaldı. Geçmişte yöneticilik yapmış bir uzman
ise, bazen denetim elemanlarının mevzuatı hiçe saydığını ve "Ben
iddiada bulunayım, idare ya da yargı düzeltir" düşüncesiyle
kahramanlığa soyunabildiğini söyledi.
2 ayrı ekip iki ayrı görüş
Denetim
kadrolarının mevzuata aykırı denetim raporu yazması aslında ilk örnek
değil. Yabancı fonlar ile ilgili denetleme için iki ayrı kontrolör
grubu oluşturulmuş, bir grup, "istisna"yı kabul etmiş ve yapılan
işlemleri yasaya uygun bulmuştu. Diğer ekip ise istisnayı kabul etmemiş
ve bunun yanlış uygulama olduğunu iddia ederek 2 milyar dolarlık ceza
kesilmesini istemişti. Yani aynı konuyla ilgili iki ayrı görüş ortaya
çıktı. Gelir İdaresi Başkanlığı ise istisna uygulamasının mevzuatta yer
aldığını kabul etti.
Dönemin Gelirler Genel Müdürvekili olan
Osman Arıoğlu "bakanlık makamına" yazdığı yazıda; dar mükellef yatırım
fon ve ortaklıklarının portföy işletmeciliğinden doğan kazançlarının
Kurumlar Vergisi'nden istisna edilmesi konusunda usul ve esasların
çıkarılan 44, 45 ve 57 seri nolu Kurumlar Vergisi genel tebliğleri
tarafından düzenlendiği belirtilerek, "Dar mükellef yatırım fonlarının
Türkiye'de elde edilen portföy işletmeciliği kazançlarının Kurumlar
Vergisi'nden istisna edilebilmesi için bu kazançların bir işyerinde
veya daimi temsilci vasıtasıyla elde edilmesi şarttır. Hazine
Müsteşarlığı'ndan alınan bir örneği ekli yazıda Citibank İstanbul
Türkiye Merkez Şubesi'nin daimi temsilcisi olduğu yurtdışında yerleşik
ve portföy işletmeciliğinde bulunan kuruluşların Türkiye'de portföy
işletmeciliği faaliyetinde bulunmaları için Hazine Müsteşarlığı'ndan
ayrıca için almalarına gerek bulunmadığı belirtilmiştir" denildi.
Maliye: İnceleme elemanı hata yapabilir
Citibank'ın
Bankalar Kanunu uyarınca bankacılık yapma faaliyeti yapma yetkisine
sahip olduğu, Sermaye Piyasası Kurulu düzenlemeleri uyarınca da sermaye
piyasası işlemlerine aracılık yapma yetkisine haiz olduğunun
vurgulandığı yazıda, Hazine'den ayrıca izin alınmasına gerek olmadığı
vurgulandı. Yine inceleme raporunda yer alan "mükellef kurumların
borsada aracı kurumlar ve bankalar aracılığıyla alım satımını yaptığı
menkul kıymetlerin işlem sonuç formu ile belgelendirilmesi gerekirken
bu belgeleri temin etmediği" iddiasında da hata yapıldığı ortaya
konuldu. Yazıda, vergilendirme hataları bulunduğu açıkca yazıldı ve ve
istenen cezanın silinmesi talep edildi.
Maliye Bakanlığı'ndan
2007'de konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Hata mükellef
tarafından beyan sırasında yapılmış olabilir, vergi dairesi tarafından
tahakkuk işlemi sırasında yapılmış olabilir veya vergi inceleme elemanı
tarafından yazılan raporlarda yapılmış olabilir. Hatanın mükellef veya
vergi dairesince yapılması durumunda düzeltilebileceğini, inceleme
elemanı tarafından yapılması durumunda bunun düzeltilemeyeceğini
düşünmek kanuna, hukuka ve hakkaniyete uygun değildir" ifadesini
kullanmıştı. İnceleme elemanının hatası için ise, "Kendisine Türkiye'de
işlem yapmak üzere izin verildiği ve sermaye piyasasında işlem yapmak
üzere yetkilendirildiği halde Hazine Müsteşarlığı'ndan izin almadığı
gerekçesi ile yabancı fonların Citibank aracılığı ile elde ettikleri
kazançların Kurumlar Vergisi'nde belirtilen istisnadan
yararlandırılmaması açık bir vergilendirilme hatasıdır. Vergi Usul
Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri çerçevesinde düzeltilmelidir ve
nitekim düzeltilmiştir" denilmişti. Açıklamada, hatalı yazılan bir
raporun kanunun belirlediği prosedürler çerçevesinde düzeltildiği
belirtilmişti.
İnceleme elemanı mevzuata uymak zorunda
Geçmişte
üst düzey bürokrat olarak görev almış bir uzman ise, mevzuatı dikkate
almayan denetim elemanları yüzünden mükellef güvenliğinin zedelendiğini
belirterek, "Tebliğde yer alan hususa mükellefin uyması bekleniyor.
Mükellef tebliğe uyuyorsa sonra inceleme elemanı tebliğ yok sayıyorsa
burada mükellef güvenliği zedelenir" dedi.
Hangi şirkete kimin gideceği önceden belirleniyor
Üniversitelerin
işletme, hukuk, iktisat gibi bölümlerden mezun olanlardan KPSS'ye giren
ve 80 puan alanlar gelirler kontrolörleri olabiliyorlar. Bunun için
Gelir İdaresi Başkanlığı'nın sınav açması gerekiyor. Sınavları
kazananların güvenlik soruşturması yapılıyor. Başarılı olanlar stajer
gelirler kontrolörü oluyor. 18 ile 24 arasındaki stajer kontrolörlere
denetim yetkisi veriliyor. Üçüncü yılın sonunda yeterlilik sınavına
giriyorlar. Başarılı olanlar da kontrolör oluyor. İstanbul, Ankara ya
da İzmir gruplarında görev alıyorlar. Maliye Bakanlığı'nda denetimler
yıllık programlara bağlı olarak yapılıyor. Hangi sektörler de inceleme
yapılacağı belirleniyor. İlgili şehrin grup başkanı hangi denetim
elemanın hangi şirketi denetleyeceğini belirliyor. Şirkette denetimi
bitiren kontrolörler raporlarını hazırlıyorlar. Raporlar, her yıl
oluşturulan ve genellikle 5 kişiden oluşan okuma komisyonları
tarafından okunuyor.