Gündem

AYM'ye başvuru: Hasan Cemal'in kitaplarına yasak kaldırılmazsa...

"Kitapları yasaklama ve yayın durdurma ifade özgürlüğüne müdahale, satış yasağı sansür!"

04 Şubat 2016 13:48

T24 yazarı ve P24 Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Cemal, 'terör propagandası' yapıldığı gerekçesiyle iki kitabı hakkında verilen dağıtım ve satış yasağı kararlarının kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Cemal’in avukatı Fikret İlkiz, başvuru dilekçesinde kararın ‘sansür’ niteliği taşıdığı belirterek “Karar kaldırılmazsa herkes okuduklarından, yazdıklarından dolayı cezalandırma tehdidi ile karşı karşıya kalır” dedi.

Gaziantep’te Cumhuriyet Başsavcılığı kararıyla Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’ne (YDG-H) yönelik operasyonda gözaltına alınanların evinde, gazeteciler Hasan Cemal’in “Delila / Bir Genç Kadın Gerillanın Dağ Günlükleri” ve “Çözüm Sürecinde Kürdistan Günlükleri“ adlı kitapları, Tuğçe Tatari’nin “Anneanne, Ben Aslında Diyarbakır’da Değildim” adlı kitabı ve Müslüm Yücel’in “Abdullah Öcalan, Amara’dan İmralı’ya” adlı kitabı çıktı. Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesi, evden çıkan kitaplar hakkında “şiddeti teşvik edecek şekilde terör örgütü propagandası, suç işlemek için tahrik, suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla toplatma kararı verdi. İtiraz ardından, Gaziantep 1. Sulh Ceza Hâkimliği toplatma kararını, dağıtım ve satış yasağına dönüştürdü. İlgili karar ertesinde Cemal’in avukatı Fikret İlkiz ve Tatari’nin avukatı Aslı Kazan Gilmore AYM’ye bireysel başvuru yaptı.

Başvuru dilekçesinde, mahkeme kararında yer alan “AYM’nin esas 2013/409 sayılı kararı” atfındaki numaranın bir karar değil, başvuru numarası olduğunu belirten Fikret İlkiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi birçok kez mahkûm etmesi nedeniyle Türkiye’de ifade özgürlüğü kapsamında yapılan kanun değişikliklerine dikkat çekti. Yasaklama kararı verilen kitaplarda iddia edildiği gibi terör örgütü propagandası yapılmadığının altı çizilen dilekçede, “Hasan Cemal’in kitaplarında ‘olanları’ ve ‘yaşananları’ kaleme aldığını, nefret ya da şiddete yönlendirmediği” belirtildi.

Yasaklama veya yayın durdurma kararlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. maddesinde düzenlenen ifade/basın özgürlüğüne “müdahale” olduğunu aktaran İlkiz, dilekçesinde şu ifadeleri kullandı:

“Kitapların kişilerde bulunmasından dolayı eser sahibi Hasan Cemal’i sorumlu tutmak, kitapların yasaklanmasına karar vermek anayasada yazılı bulunan suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlalidir. Böyle bir sonucun yaratılmasına neden olacak bir mahkeme kararı ile Hasan Cemal’in ve herkesin sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerin tehlike altında kalmasına neden olunmaması için Gaziantep 1.Sulh Ceza Mahkemesi kararı kaldırılmalıdır. Aksi takdirde herkes okuduklarından, yazdıklarından dolayı cezalandırma tehdidi ile karşı karşıya kalır. Her suç şüphesi ile yakalanan kişilerden elde edilen kitaplar, gazeteler ve/veya dergiler için sadece suç şüphesi altında bulunan kişi hakkındaki suç şüphesinden dolayı yasaklama kararı verilecek olursa; herkesin ifade özgürlüğü tehlikeye girer.”

İlkiz, ilgili kitaplar hakkınde verilen toplatma kararının satış yasağına dönüştürülmesinin “daha ağır bir karar ve açıkça sansür” olduğunu söyledi ve dilekçede AYM’nin Abdullah Öcalan’ın “Kürdistan Devrim Manifestosu, Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü (Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunma)” adlı kitabı hakkında verdiği kararı hatırlattı. AYM, basılmakta olan kitaba el koyma kararını “basın özgürlüğünü ihlal” olarak nitelemişti.

Mahkemenin gerekçeli kararın niteliğinin de sorgulandığı başvuru dilekçesinde, iç hukukuk yollarının tükendiği belirtilerek AYM’den mahkeme kararlarının kaldırılması ve basın özgürlüğünün ihlali nedeniyle manevi tazminat ödenmesi talep edildi.

AYM’ye başvuru dilekçesinin tam metnini okumak için tıklayın


"Yasaklama gerekçesi yapılan bazı alıntılar Akşam'da yayımlanmıştı" 
 

Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine gore, Tuğçe Tatari’nin avukatı Aslı Kazan Gilmore da Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuru dilekçesinde AİHS’in “adil yargılanma hakkını” düzenleyen 6. maddesinin ihlal edildiği belirtildi ve dilekçede şu ifadeler kullanıldı:

“Karar dosya üzerinden verilmiştir. Toplatma talebi zaten ilgililere duyurulmadığı için, karar sırasında hazır bulunulmasına imkan verilmemiştir. Kararın başvurucuya tebliğine ilişkin hüküm kurulmamıştır. Kararı öğrenme ve itiraz etme hakkımız engellenmiştir. Kitap içeriğine ilişkin hiçbir atıf olmadığından, yayınevi, yayın tarihi bile gösterilmediğinden, kitap okunmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Bunların hepsi adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir.”

Dilekçede, AİHM’nin “ifade özgürlüğü hakkını” düzenleyen 10. Maddesinin de ihlal edildiği savunulurken yasaklamaya gerekçe olarak gösterilen kimi alıntıların Tatari’nin geçmişte yazarı olduğu Akşam gazetesinde yayınlanmış olduğu belirtildi.