Gündem

Can Dündar ve Erdem Gül özgür!

AYM, Dündar ve Gül'ün kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermişti

26 Şubat 2016 03:00

Anayasa Mahkemesi, şikayetçisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olan MİT TIR’ları haberleri nedeniyle “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, cebir ve şiddet kullanarak T.C Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” ile suçlanarak tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile basın ve ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine" karar verdi. 3'e karşı 12 oyla "hak ihlali" kararı veren yüksek mahkeme, kararı "ihlalin ortadan kaldırılması için" davanın açıldığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Kararın mahkemeye ulaşmasının ardından Can Dündar ve Erdem Gül, 92 gündür tutuklu bulundukları Silivri Ceza İnfaz Kurumu'ndan tahliye edildi. Mahkeme,  tahliye edilen gazeteciler için yurtdışına çıkış yasağı koydu. 

Anayasa Mahkemesi'nin; habercilik, basın ve ifade özgürlükleri açısından "tarihi" önem taşıyan kararında aynen şöyle dendi:

"Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 25/2/2016 tarihinde Erdem Gül ve Can Dündar bireysel başvurusunda (B. No: 2015/18567), tutuklamanın hukuki olmadığı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği şikayetlerine ilişkin olarak başvurucuların Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ve ihlalin ortadan kaldırılması için kararın ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir."

Kararın oy çokluğuyla alındığı, Anayasa Mahkemesi üyeleri Hicabi DursunKadir Özkaya ve Rıdvan Güleç'in ret yönünde oy kullandıkları, genel kurula katılan diğer 12 üyenin ise ihlal yönünde oy verdiği öğrenildi. Anayasa Mahkemesi kararı, tahliyenin ardından davanın beraatla sonuçlanma ihtimalini de güçlendiriyor. 

 

 

Raportör de 'hak ihlali' demişti

 

AYM'ye yapılan başvuruda Dündar ve Gül’ün kaçmaları, delilleri yok etme veya değiştirme hallerinin bulunmadığı gerekçesi ile tutuklanmalarının anayasaya aykırı olduğu kaydedilmişti. AYM, 17 Şubat’ta yaptığı toplantıda başvuru dosyasını Genel Kurul’a sevk etmişti. AYM Raportörü de hazırladığı raporunda, iki gazetecinin yaptıkları haber nedeniyle tutuklanmasını “hak ihlali” olarak nitelendirmişti. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, beklenen toplantısını bugün gerçekleştirdi. 

 

AYM, Adalet Bakanlığı'ndan görüş istemişti


Dündar ve Gül’ün tutukluluğuna dair Anayasa Mahkemesi’ne  yapılan başvuru dilekçesinde, tutuklama kararıyla ifade özgürlüğünün çiğnendiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa kararlarına uyulmadığı, bu müdahalelerin caydırıcı bir etki yapıp gazeteci ve yazarları otosansüre iteceği, dolayısıyla halkın haber alma hakkının zarara uğrayacağına dikkat çekilmişti. AYM bireysel başvurular kapsamında Adalet Bakanlığı ve Cumhuriyet avukatlarından görüş bildirmesini istemişti. 


Adalet Bakanlığı AİHM'i işaret etmişti


AYM’nin başvuru hakkında görüş istediği Adalet Bakanlığı, AİHM’nin ifade özgürlüğüne ilişkin verdiği kararlara vurgu yaparak, bu kriterlerin dikkate alınması gerektiği değerlendirmesi yapmıştı. Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’ne 13 Ocak’ta gönderdiği görüş yazısında, Dündar ve Gül’ün şikâyetlerinin olağan kanun yollarının tüketilip tüketilmediği hususunun değerlendirilmesi konusunda takdirin Anayasa Mahkemesi’ne ait olduğunu söylemişti. Görüş yazısında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ifade özgürlüğünün içeriği açısından genel bir sınırlama öngörülmediği belirtilerek, bu özgürlüğün meşru amaçlara dayalı olarak sınırlandırılabileceğinin belirtildiği aktarılmıştı.

Yazıda, Dündar ve Gül’ün şikâyetlerinin, ifade ve basın hürriyetine yapılan müdahalenin demokratik toplumda zorunlu bir toplumsal ihtiyaç baskısından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, müdahale ile beklenen amaç arasında makul bir dengenin bulunup bulunmadığı açısından yapılacak incelemede AİHM’nin ifade özgürlüğüne ilişkin verdiği kararların dikkate alınması gerektiği değerlendirilmişti.
 

Can Dündar: "Ankara’da yargıçlar var" diyebilmeyi umuyoruz
 

Can Dündar, AYM'nin kararı Genel Kurul'a sevk etmesinden önce, 17 Şubat'ta kişişel Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Dosyamız Anayasa Mahkemesi’nde… 'Ankara’da yargıçlar var' diyebilmeyi umuyoruz” demişti.
 

"Keşke tutuksuz yargılansalar" 
 

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Hükümer Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuksuz yargılanmalarının daha doğru olacağı yolunda görüş belirtmişlerdi. Kurtulmuş, “Sayın Başbakanımız da belirtmişti, ben de söylüyorum, keşke tutuksuz yargılansalardı” demişti.
 

Dava sürecinde neler yaşanmıştı?
 

MİT TIR’ları haberi, Cumhuriyet gazetesinde Can Dündar'ın imzasıyla “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle 29 Mayıs 2015'te yayımlandı. 12 Haziran 2015'te de, Erdem Gül'ün "Jandarma 'var' dedi" başlıklı haberi gazetenin manşetinden duyuruldu. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, yayın üzerine “Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldığını açıkladı.


Cumhurbaşkanı Erdoğan da şikâyetçi oldu
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel  olarak şikâyetçi oldu. Erdoğan, dilekçesinde, “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” iddiası öne sürüldü ve Dündar’ın bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istendi.


26 Kasım 2015'te tutuklandılar


Can Dündar ve Erdem Gül, haklarında yaklaşık başlatılan soruşturma kapsamında 26 Kasım 2015 tarihinde saat 10.45'te İstanbul Adliyesi'ne gelerek hâkim karşısına çıktı. Saat 21:15 sıralarında kararını açıklayan Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hâkimliği, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasına hükmetti ve iki gazeteci tutuklandı.
 

Milyonların okuduğu haberler ve yazılar 'casusluk delili' sayıldı!
 

Can Dündar ve Erdem Gül hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) şikâyetçi olması üzerine savcı İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede, Cumhuriyet gazetesi ve internet sitesinde yayımlanan yazı ve haberler dışında "delil" öne sürülemedi.

473 sayfalık iddianamenin 210. sayfasında Can Dündar’ın tutuklandığı gün olan 28 Kasım 2015'te verdiği savcılık ifadesine atıfta bulunulup ‘’Milli İstihbarat Teşkilatı'na ait bu TIR'ların ve içerisindeki malzemelerin yasadışı bir örgüte (DAEŞ, El-Kaide, PKK vb.) gittiğine dair elinizde herhangi bir bilgi, belge veya delil var mı’’ sorusundan yola çıkılarak, ‘’Elde bilgi, belge olmadan Türkiye Cumhuriyeti devletinin ulusal ve uluslararası yararları bakımından gizli kalması gereken nitelikteki bilgiyi casusluk maksadıyla temin etmiş ve ifşa etmişlerdir’’ iddiası öne sürüldü.

Can Dündar 28 Şubat’taki ifadesinde elinde bilgi veya belge olup olmadığına ilişkin yöneltilen soruya ‘’Benim adli bir görevim söz konusu değildir. Bu tutanaklara veya arama kararlarına El-Kaide veya başka bir örgütün ne şekilde veya ne sebeple yazıldığını ben bilemiyorum. Benim bu yardım TIR'larının herhangi bir yasadışı örgüte gittiğine yönelik elimde herhangi bir bilgi belge yoktur ve böyle bir bilgiye de sahip değilim'' yanıtını vermişti.

 

AYM 'hak ihlali' dedi

 

Anayasa Mahkemesi, şikayetçisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olan MİT TIR’ları haberleri nedeniyle “casusluk, terör örgütüne yardım ve darbe girişimi” ile suçlanarak tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün haklarının ihlal edildiğine karar verdi. 

Anayasa Mahkemesi'nin kararında şöyle dendi:

"Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 25/2/2016 tarihinde Erdem Gül ve Can Dündar bireysel başvurusunda (B. No: 2015/18567), tutuklamanın hukuki olmadığı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği şikayetlerine ilişkin olarak başvurucuların Anayasa’nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ve ihlalin ortadan kaldırılması için kararın ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir."

 

Tahliyeler geldi

 

Yüksek mahkeme, bu kararını gereğinin yapılması için davanın açıldığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.  Kararın mahkemeye ulaşmasının ardından Can Dündar ve Erdem Gül tahliye edildi.

 

Duruşma 25 Nisan'da

 

MİT TIR’ları davasının ilk duruşması, 25 Mart’ta yapılacaktı. Ancak Can Dündar ve Erdem Gül'ün ek süre talebiyle duruşma 25 Nisan'a bırakıldı.

 

Can Dündar ve Erdem Gül,
neyle suçlanıyor?

 

MİT TIR'larına ilişkin haber ve yazıları gerekçe gösterilerek tutuklanan Can Dündar ve Erdem Gül hakkında; 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, cebir ve şiddet kullanarak T.C Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etme ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme’ iddiaları öne sürülerek 'birer kez müebbet, birer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 30 yıl hapis cezası' talep edildi.
 

Can Dündar: Cumhurbaşkanı'na mutlu yıllar

Hoş geldiniz. Kusura bakmayın bu saate kadar beklettik sizi. Geç vakit oldu, sizi de çok beklettik. Bizi de bekletenlerin niyeti 25’inden 26’sına geçmesiydi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğum günü kutlu olsun. Biz de evlilik yıl dönümünde içeri girmiştik, kendisine doğum günü hediyesi oldu. AYM’nin kararı basın özgürlüğünün, Saray’a tabi olmayan bir medya kurumuna bir karar verdi. Bizim ödediğimiz bedel Türkiye’de gazetecilerin ödediği bedelin yanında bir hiçtir. Bizimki bir hiçtir.Bu meslek bu haberleri yayınlayabilmek adına ölüm bedelleri ödedi. Bizimki onun yanında bir hiç. Sizler sayesinde dik durduk, sonuç aldık. Her türlü tehdide rağmen o haberleri o savunacak hale geldik. 

Vekiller bizi yalnız bırakmadı, ailelerimiz yanımızda oldular. Onlara teşekkür borçluyuz. Ceza infaz kurulu çalışanları bize çok iyi davrandı. Herkesten yakın ilgi gördük. Şunu söylemek zorundayım, tek şey diliyordum içeri girerken o bizi tıkan kin öfke bizi zehirlemesin, biz zehirlenmedik. Mücadele etmeye çok kararlıyız. Kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Davamız devam edecek. Biz çıktık, 30’u aşkın meslektaşımız içeride. Takipçisi olacağız. Bu toplama kampı müze olana kadar mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz.

İçeride gazeteci arkadaşlarımız bizi unutmayın dediler. Bu karar onlarında çıkmasına emsal olacaktır. Bunun iyi bir başlangıç olmasını ümit ediyorum.

Ankara’da yargıçlar varmış, bunu da öğrenmiş olduk.

Göreceksiniz Türkiye’de bir şeylerin değişmeye başladığını herkes görecek. Çok umutlu olarak çıkıyoruz buradan. Hiç yalnız kalmadık, yılmadık, susmadık. Yazmamamızı istediler, yazdık. Yaptığımız haberle Türkiye’nin bataklığa sürüklendiğini öne çekmeye çalıştık.

Cumhurbaşkanının El Nusra ile söyledikleri haberimizin kanıtlarını gösterdi.

 

Can Dündar: Cumhurbaşkanı'nın
doğum günü kutlu olsun

 
 

Tahliye olduktan sonra Can Dündar şunları söyledi:

Hoş geldiniz. Kusura bakmayın bu saate kadar beklettik sizi. Geç vakit oldu, sizi de çok beklettik. Bizi de bekletenlerin niyeti 25’inden 26’sına geçmesiydi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın doğum günü kutlu olsun. Biz de evlilik yıl dönümünde içeri girmiştik, kendisine doğum günü hediyesi oldu. AYM’nin kararı basın özgürlüğünün, Saray’a tabi olmayan bir medya kurumuna bir karar verdi. Bizim ödediğimiz bedel Türkiye’de gazetecilerin ödediği bedelin yanında bir hiçtir. Bizimki bir hiçtir.Bu meslek bu haberleri yayınlayabilmek adına ölüm bedelleri ödedi. Bizimki onun yanında bir hiç. Sizler sayesinde dik durduk, sonuç aldık. Her türlü tehdide rağmen o haberleri o savunacak hale geldik. 

Vekiller bizi yalnız bırakmadı, ailelerimiz yanımızda oldular. Onlara teşekkür borçluyuz. Ceza infaz kurulu çalışanları bize çok iyi davrandı. Herkesten yakın ilgi gördük. Şunu söylemek zorundayım, tek şey diliyordum içeri girerken o bizi tıkan kin öfke bizi zehirlemesin, biz zehirlenmedik. Mücadele etmeye çok kararlıyız. Kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Davamız devam edecek. Biz çıktık, 30’u aşkın meslektaşımız içeride. Takipçisi olacağız. Bu toplama kampı müze olana kadar mücadele etmeye sonuna kadar devam edeceğiz.

İçeride gazeteci arkadaşlarımız bizi unutmayın dediler. Bu karar onlarında çıkmasına emsal olacaktır. Bunun iyi bir başlangıç olmasını ümit ediyorum.

Ankara’da yargıçlar varmış, bunu da öğrenmiş olduk.

Göreceksiniz Türkiye’de bir şeylerin değişmeye başladığını herkes görecek. Çok umutlu olarak çıkıyoruz buradan. Hiç yalnız kalmadık, yılmadık, susmadık. Yazmamamızı istediler, yazdık. Yaptığımız haberle Türkiye’nin bataklığa sürüklendiğini öne çekmeye çalıştık.

Cumhurbaşkanının El Nusra ile söyledikleri haberimizin kanıtlarını gösterdi.