Anayasa Mahkemesi (AYM), eşcinsel ilişki yaşayan askerlerin TSK’den atılmasına olanak sağlayan “İffetsiz bir kimse ile evlenen veya böyle bir kimse ile yaşayanlar” başlıklı yasa hükmünün demokrasiye ve Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verdi. Cinsel yönelimleri nedeniyle ordudan atılması istenen bir askerle ilgili yargılamayı yapan Askeri Yargıtay 1. Dairesi, Askeri Ceza Kanunu’nun, “Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunan asker kişiler hakkında TSK’dan çıkarma cezasına, erbaşlar hakkında rütbenin geri alınmasına hükmolunur” şeklindeki maddesinin iptali için AYM’ye başvurdu.
"Adalet duygusuyla bağdaşmaz"
Birgün'den Nurcan gökdemir'in haberine göre Askeri Yargıtay 1. Dairesi, başvurusunda askerlerin “doğal olmayan cinsel davranışlarının askerlik mesleğinin onurunu zedeleyeceği veya disiplinsizliğe neden olacağı konusunda somut gerekçeler ortaya konulmadan” TSK’den çıkarma cezası ile cezalandırılmasının adalet duygusuyla bağdaşmadığını savundu. “Özel hayatın en mahrem kısmında yer alan cinsel faaliyetleri nedeniyle bir kişinin meslekten atılmasının özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkına ölçüsüz bir müdahale oluşturduğu” savunulan başvuruda, askerler cezalandırılırken emniyet görevlilerinin veya mülkiye, yargı ve din hizmetleri gibi görevlerde çalışanların bu cezaya çarptırılmadıklarının altı çizildi.
"Cezalandırma meşrudur"
Başvuruyu oy çokluğuyla reddeden AYM, Askeri Ceza Kanunu’nda öngörülen cezai yaptırımların esas amacının, askeri disiplini korumak ve sürdürmek olduğunu bildirilen kararda şöyle denildi: “Bu açıdan bakıldığında askeri disiplinin korunması ve kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesini sağlamaya yönelik olarak özel hayatın en mahrem alanında kalan cinsel davranışlar gerekçe gösterilerek asker kişiler hakkında TSK’den çıkarma, erbaşlar için rütbenin geri alınması cezasını öngören kural; meşru bir amaca dayanmaktadır. Askerlik mesleği, disiplin ve fedakarlık temeline dayanır. Bundan dolayı bu görevi ifa edenlerin güven, itibar ve saygınlığın gereği olarak katı meslek ilkelerine tabi tutulmaları olağan karşılanmaktadır.”
"Demokrasiye uygun"
Kuralın sadece askerlerle ilgili olması ve askerlik hizmetinin gereği gibi yürütülmesini sağlamayı amaçlaması nedeniyle demokratik toplum düzeninin gerekleri ile çelişmediği savunuldu. Bu kuralın özel hayatın gizliliği hakkına keyfi ya da hakkın özüne dokunacak bir sınırlama getirmediğinin de savunulduğu kararda, “Kural, istisnai bir alanda ve dar kapsamlı olduğundan sınırlı ve ölçülüdür. Özel hayatın korunmasını, istisnai bir alanda ve anayasal ilkelere uygun olarak asgari oranda sınırlandıran düzenlemenin birey hakları ile kamu yararı arasında açık bir dengesizlik oluşturduğu söylenemez” denildi.
Milli güvenliğin korunması görevi ve mesleğin özellikleri göz önüne alındığında askerlerin diğer kamu görevlileri ile hukuki durumlarının aynı olmadığı da iddia edilerek, bu nedenle eşitlik karşılaştırması yapılamayacağı kaydedildi.
AYM’nin 22 sayfalık kararına muhalif kalan Başkanvekili Engin Yıldırım, yetişkinler arasındaki rızaya dayalı cinsel ilişkilerin çok boyutlu, toplumdan topluma ve kişiden kişiye değişen farklı nitelikler taşımasının hangisinin doğal nitelemesine sahip olduğunu belirlemeyi zorlaştırdığını vurguladı. Yıldırım, bilimsel bir ölçü olmadığından keyfiliğe neden olabilecek bir cezalandırmanın temel haklara ölçüsüz müdahalenin ve ayrımcılığın yolunu açtığını ifade etti.
Yıldırım, askerlik mesleğinin onurunu korumak adına farklı cinsel yönelimleri olan askerlerin onurunun göz ardı edildiğini savunarak, “Bu kişiler farklı cinsel yönelimlerinden dolayı diğer insanlardan daha mı az değerlidir, haysiyet sahibidir? LGBT-İ insanlar ayrımcı muamelelerle karşılaşmakta, tabir caizse makbul vatandaş olarak görülmemektedir” dedi.