Anayasa Mahkemesi Başkanı Arslan, AİHM'in Yüksel Yalçınkaya kararına ilişkin, "AİHM kararına biz katılmıyoruz. Anayasa Mahkemesinin kararı belli zaten" dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Meclis'te düzenlenen yeni yasama yılı resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Yüksel Yalçınkaya kararına ilişkin sorusu üzerine Arslan, AİHM kararına katılmadıklarını söyledi. Arslan, "Anayasa Mahkemesinin kararı belli zaten. Dolayısıyla bizim kararımızdan farklı bir karar verdiler" dedi.
"AİHM kararları çok eleştiriliyor, özellikle terör örgütleri üyeleriyle ilgili aldığı kararlar. Çok fazla karar alındı mı son dönemde?" şeklindeki soru üzerine de Arslan, "AİHM'in kararları kamuoyunda belli, tartışılıyor. Son karar da tartışılıyor. Ama neticede kararı Türkiye'de mahkemeler verecek. Yeniden yargılama sürecinde bakacağız. Bizim önümüze gelecek biz de o zaman karar vereceğiz" cevabı verdi.
Bakan Tunç, "AİHM yetkisini aştı" demişti
AİHM, ByLock kullanma, Bank Asya’da hesabının olması ve gizli bir tanığın ifadesiyle mahkum olan öğretmen Yüksel Yalçınkaya'nın açtığı davada Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetmişti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise AHİM'in Yalçınkaya kararına ilişkin, "AİHM'in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez" ifadesini kullandı.
Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, AİHM'in açıkladığı kararda, Türkiye mahkemeleri tarafından yapılan yargılama sonucunda "FETÖ" üyesi olduğu tespit edilen bir kişinin başvurusuna ilişkin ihlal kararı verdiğini söyledi.
TIKLAYIN - AİHM, ByLock ve Banka Asya davasında Türkiye aleyhine ihlal kararı verdi
"İlk derece mahkemesinden, istinafa, Yargıtaydan Anayasa Mahkemesine her derecedeki yargılama makamlarımızın delilleri yeterli gördüğü bir dava hakkında, AİHM'in yetkisini aşarak delil incelemesi yapmak suretiyle ihlal kararı vermesi kabul edilemez" ifadesini kullanan Tunç, AİHM'in bir temyiz mahkemesi olmadığını belirtti.
TIKLAYIN - Adalet Bakanı Tunç'tan AİHM'nin "ByLock" kararına tepki: Yetkisini aştı
Ne olmuştu?DW Türkçe'de yer alan habere göre, Yalçınkaya, 6 Ocak 2017'de Kayseri Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede "TCK 314/2 temelinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmakla" suçlanmıştı. Suçlamaya gerekçe olarak, "ByLock uygulaması kullanmak, Bank Asya'da hesap sahibi olmak (3 bin 110 TL), FETÖ-PDY bağlantılı dernek ve sendikalara üye olmak, OHAL döneminde yayınlanan Kamu Personeline İlişkin Önlemlerle İlgili 672 nolu KHK kapsamında işten çıkarılmak ve gizli tanık ifadeleri" gösterilmişti. Yalçınkaya, 21 Mart 2017'de Kayseri Ceza Mahkemesi tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edildi. İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay'a yaptığı temyiz başvuruları reddedildi. AYM'ye yaptığı bireysel başvuru da kabul edilemez ilan edildi. Yalçınkaya, bunun üzerine 17 Mart 2020 tarihinde hak ihlali iddiası temelinde AİHM'ye başvurdu. "Tarafsız ve bağımsız mahkemeler tarafından adil yargılanmadığı, CMK'nın 134 ve 135'inci maddeleri ihlal edilerek ve Mahkeme kararı olmaksızın MİT tarafından kanunsuz yollardan elde edilen kanıtlar temelinde suçlandığı, kanıtların kendisine gösterilmediği, mahkemelerin sadece savcıların tek taraflı tezleri temelinde karar aldığı, bunun silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğu ve avukatıyla etkin iletişim sağlamasının engellendiği" tezlerini savunan Yalçınkaya, internet veri trafiği ve sendika ve dernek üyelikleriyle ilgili keyfi muamelede bulunulduğunu da iddia etti. AİHM kararı7 Mart 2020'de yapılan başvuruyu karara bağlayan AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “kanunsuz ceza olamayacağını” öngören 7. maddesinin, örgütlenme ve toplanma hakkıyla ilgili 11. maddesi ve adil yargılanma hakkıyla ilgili 6. maddenin ihlal edildiğine hükmetti. AİHM'in Büyük Dairesi, 7. maddenin ihlali için 11'e karşı 6 oyla, 6. maddenin 1. fıkrası için 11'e karşı 1 oyla ve 11. madde için oy birliğiyle ihlal kararı verdi. Türkiye karar gereği, başvuru sahibine 15 bin euro mahkeme masrafı ödeyecek. Karar, AİHM gündemindeki benzer 8 bin 500 dava başvurusu için doğrudan emsal teşkil ediyor. Karar temelinde davacının Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 311. maddesi uyarınca hakkındaki yargılamanın yenilenmesini isteme hakkı bulunuyor. |