Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım, bugün RS FM'de Yavuz Oğhan'ın sorularını yanıtlayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in açıklamalarının kimi haber siteleri tarafından çarpıtıldığını söyledi.
Kamuoyuna “Savaştayız, 10 kişinin haksızlığa uğraması bir şey ifade etmez” şeklinde yansıyan ifadenin orjinal halinin “Göz ardı edilmez ama öncelikler diye bir şey var” olduğunu ifade eden Yıldırım, konuşmanın tamamını yayınladı.
Yavuz Oğhan da Yıldıram'a sosyal medya hesabından cevap verdi.
Konuşmanın tamamı şöyle:
Yavuz Oğhan: Sizce Türkiye'de şu anda adalet, hukuk -Enis Berberoğlu kararından da bahsettiniz aslında – bir mağduriyet yaratıyor mu? Siz 5-10 kişi dediniz ama çok fazla böyle hikayeler duyuyoruz, insanlar isyan ediyorlar. Gazeteler, gazeteciler cezaevinde ve bunlarla ilgili, hukukun ve adaletin işleyişi konusunda bir şikayetiniz var mı?
Doğu Perinçek: Efendim bakın şimdi Genelkurmay Başkanlığı'nın mahkemeye yolladığı rapora göre 30.000 askeri personel askeri öğrenciler dahil ordudan atılmış ya da tutuklanmış. Bu arada FETÖ davalarından da (70.000 küsür cezaevinde diye biliyorum)... Türkiye'de 70.000 insan tutuklandığı zaman bunların içinde haksızlıklar oluyor, biz olduğunu da biliyoruz. Bunlarla ilgili başvurular da yapıyoruz. Hatta bazılarının tahliyeleri de gerçekleşiyor. Hatta bazı OHAL kararnameleri çıkıyor. Evvelden görevlerinden alınmışlar, görevlerine iade ediliyorlar falan. Böyle sorunlar var. Ama bugün bir kampanya açmak bu konuda çok yanlış çünkü esas olarak Türkiye bugün terörle hesaplaşıyor. Terörle hesaplaşırken teröristlerin yanına gelecek “Vurma, durma, etme, yapma, bunlara haksızlık yapılıyor” gibi bir kampanya son derece yanlış. Bir kere şeyle de bağdaşmıyor. Siyasi ayağı da içeri alınsın talebi de var değil mi? Şimdi bir yandan siyasi ayağı içeri alınsın diyoruz. 40 yıldır bir mücadele vermişiz “Fetullahçı Gladyodan hesap sorulsun, bunlar yargılansın diye. 40 yıl biz Vatan Partisi olarak mücadele etmişiz. Tam bunlar içeri atılıyor, bu sefer hadi bunlar, Nazlı Ilıcak çıksın, mehmet Altan çıksın, Ahmet Altan çıksın falan, böyle bir kampanya. Yani bugün Türkiye'nin sorunlarını iyi sıralamak, doğru saptamak lazım. Bize göre bugün Türkiye'nin birinci meselesi vatan bütünlüğüdür, terörün temizlenmesidir.
Oğhan: Bunlar gözardı edilebilir mi diyorsunuz o zaman?
Perinçek: Öbürleri göz ardı edilmez ama öncelikler diye bir şey var
Oğhan: Ama bu arada sıkıntı duyan, haksızlığa uğrayan insanlar var.
Perinçek: Bakın bunu biz dersek yani vatan bütünlüğünü, teröre karşı mücadeleyi öncelikli mesele olarak koyarız, bu arada “yapılan yanlışlıklar da düzeltilsin” dersek. Bu hatta gitmeliyiz.
Oğhan: Yani ikisini birlikte düşünebiliriz değil mi? Yani bir taraftan hem terörle mücadele edilebilir hem de adalet herkese eşit şekilde uygulanabilir.
Perinçek: Elbette bakın şimdi Ankara'da FETÖ davası başladı. Önlerine ip attılar, sövdüler, saydılar. Ona bir tek ben karşı çıktım. Çıktım dedim ki “kim olursa olsun...
Oğhan: Çok karşı çıkan oldu.
Perinçek: Ben karşı çıktım, başka karşı çıkanı ben görmedim. Başka partilerden başka karşı çıkan olmadı. Çıktık dedik ki “Siz hiç kimseye sövemezsiniz, sayamazsınız, önüne ip atamazsınızİnsanları oraya toplayıp onların aleyhine tezahüratta bulunduramazsınız. Yargılama yapılacak, hatta bunlar mahkum edilseler bile sövüp sayamazsınız. Yani bir mahkuma da hakaret ettiğiniz zaman bu bir hakaret suçudur” diye. Bunları söylüyoruz.
Berberoğlu'nun tutuklanması yasadışıdır
Oğhan: Sizde son derece sert bir şekilde bu yürüyüşü eleştiriyorsunuz. Milli olmadığını söylüyorsunuz, yerli olmadığını söylüyorsunuz. Ama diğer tarafta da adaletle ilgili şikayet var. O şikayeti çok geçersiz mi buluyorsunuz. Hiç mi şikayet edilecek bir ortam yok Türkiye'de?
Perinçek: Efendim siz bizim söylediklerimizi eksik aktarıyorsunuz.
Oğhan: Devamını söylemeyeyim dedim sizden alayım dedim. Buyrun.
Perinçek: Önce bir kere şunu söyleyeyim. Enis Berberoğlu'nun tutuklanması yasadışıdır, anayasaya aykırıdır. Anayasanın milletvekillerinin herhangi bir şekilde, kendi seçildikleri dönemde veya seçilmeden önce suçları nedeniyle bir hüküm olduğu zaman, infaz milletvekilliğinin düşmesinden sonra gerçekleştirilir. Yani Enis Berberoğlu henüz milletvekilliği sıfatını taşıyor. Hüküm kesinleşmiş değil. Hükmün kesinleşmesi için istinat mahkemesinden geçecek, Yargıtay'dan geçecek. Biz bu hükmün bozulacağından da eminiz. Çünkü yasalara uygun bir hüküm değil. Ama diyelim hüküm kesinleşti. Kesinleştikten sonra Millet Meclisi'ne bir tezkereyle yargı bildirir. Millet Meclisi'nde o tezkere okunur ancak ondan sonra infaz başlayabilir. Biz bu tutuklamayı tedbir tutuklaması olarak görmüyoruz. Bir infazın başlaması tutuklaması olarak görüyoruz.
Oğhan: CHP de 'Siyasi bir dava' diyor. 'Tutuklama da siyasidir' diyor öyle bir itirazı var.
Perinçek: Tamamen hukuku çiğneyen, hukuka uygun olmayan bir tutuklama kararı almıştır mahkeme. O bakımdan bu tutuklamanın protestosu son derece yerindedir, doğrudur. Bu yürüyüş Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili olsa biz de orada yürürüz birlikte. Ama şu çağrılar yapılıyır. “Biz yalnız Enis Berberoğlu için yürümüyoruz. Bütün hapishanedekiler için yürüyoruz.”
Bugün adalet talebi, hapishanedekilerin bırakılması, özgürlük talebi iki gruptan geliyor. Birisi HDP-PKK grubu. İçeride onlar var. Teröre karşı mücadele kapsamında... Diğeri FETÖ'den dolayı neredeyse on binler FETÖ davalarından soruşturmalarından içeride. Bunun dışında bir özgürlük talebi yok Türkiye'de. Onun için “adalet, “hukuk”, hukuk devleti”, “özgürlük”, “hapishanelerin kapısı açılsın”, “İçeride insanlar haksız yere yatıyor” dediğiniz zaman, “Enis Berberoğlu dışında biz herkes için yürüyoruz” dediğiniz zaman bu ne oluyor; Sonuç itibarıyla Nazlı Ilıcak için, Mehmet Altan için, Selahattin Demirtaş için, zaten isimlerini de telaffuz ediyorlar. Sayıyorlar. Türkiye terörle mücadele diyor. Fetullah Gülen terörüyle mücadele diyor, PKK'yla mücadele ediyor. Bu mücadeleler yürütülecek. Kimse onları hapishaneden kurtaramaz. Bu aynı zaman da batı merkezlerin talebi… Yani Amerika'da diyor “Bırakın bunları, içeri almayın” diyor. Avrupa’nın belli merkezlerinden bunlar söyleniyor. Tam bu sırada “Kürdistan'da referandum yapacağız 25 Eylül'de” diye Barzani tarafından ilan ediliyor. Suriye YPG'yi bombalarken Amerika da YPG'yi korumak için Suriye uçağını düşürüyor. Böyle bir ortamda PKK ve HDP mensuplarının özgür bırakılması ve yine FETÖ'den yargılananları serbest bırakılması için yürüyüşe de tabii kim katılıyor, o talepleri savunanlar katılıyor.
Her şeyi somut konuşmak lazım. Bugün Türkiye'de PKK ve HDP dışında ve FETÖ dışında kim var böyle özgürlük talebiyle dışarı çıkaracağımız? Ergenekon Balyoz döneminde binlerce vatansever özgürlükçü hapislere atıldı.
Oğhan: Mesela Cumhuriyet gazetesi çalışanları için böyle bir... çok fazla konuşulduğunu biliyoruz.
Perinçek: Olabilir, toplasanız hepsi 3'ü,4'ü geçmiyor yani...
FETÖ tutuklularını yargılamak parti başkanlarının işi mi?
Oğhan: 5 günlük asker diyor mesela Kılıçdaroğlu, 5 günlük asker 8 aydır cezaevinde. Er olarak gelmiş silahı bile yok. Yani birtakım haksızlıklardan bahsediyor.
Perinçek: Şimdi FETÖ'den tutuklananların her birini tek tek yargılamak vatandaşların, siyasi partilerin başkanlarının işi mi? Yani bugün FETÖ davası PKK davası dışında Türkiye'de içeride olan kimse yok... 3 kişi, 4 kişi, 5 kişi...
5 günlük asker darbeye karıştıysa ondan dolayı tutuklandıysa o yargılanacak. Yarın serbest bırakılmalarını temenni ederiz. Ama "5 günlük asker suç işlemez" diye bir şey yok. "Bilmem kimin damadı suç işlemedi" diye bir şey yok. Bunlar mahkemeler tarafından soruşturulacak. Ama bugün Türkiye'nin meselesi adalet değil. Bugün Türkiye'nin meselesi vatan bütünlüğü, teröre karşı mücadele. Ters bir yürüyüş bu... Bugün şöyle yürümek lazım: Terör temizlensin, FETÖ terörü temizlesin, PKK terörü temizlensin.Türk milletinin talebi bu, Kürdün de talebi bu. Yani onun için “hukuk devleti”, “özgürlük”, “adalet” dediğiniz zaman kime adalet, kime hukuk devleti? İkincisi kimlerle beraber yürüyorsunuz? PKK'yla HDP'yle birlikte hukuk devleti getirebilir misiniz? HDP'yle birlikte, FETÖ'cülerle birlikte Türkiye'ye özgürlük getirebilir misiniz?
HDP'ye, CHP'ye Vatan Partisi'ne ayrı hukuk olmaz
Oğhan: Enis Berberoğlu’nun aldığı ceza Milletvekili olduğu için tutuksuz yargılanmalı dediniz. Demirtaş da milletvekili…
Perinçek: Ceza kesinleşmeden içeri atılamaz. Tedbir mahiyetindeki tutuklamayla infazın başlamasını birbirinden ayırmak lazım. Berberoğlu’nda hükmü veriyor ve infaza başlıyor. Kesinleşecek, meclise bildirilecek, milletvekili sıfatı kaldırılacak. Eğer HDP’li vekiller için de bu durum sözkonusuysa onlar için de uygulanacak. HDP’ye ayrı CHP’ye ayrı Vatan Partisi’ne ayrı bir hukuk olmaz. Bunu kesinlikle kabul etmeyiz.
…Yani kaçma şüphesi olan, delilleri yok edebileceği şüphesi olanlar için bunlar olabilir. Ama Enis Berberoğlu'nda; bugüne kadar tutuklamamışsın, bütün duruşmalara gelmiş, hüküm duruşmasında bulunmuş, savunmasını yapmış, deliller toplanmış... Bu durumda bu tutuklama ne? İnfaza başlıyor. Bu bir tedbir tutuklaması değil. Eğer bu durumda olan HDP milletvekilleri de varsa onlara da tutuklama kararı verilmesi hukuk dışıdır, hukuka aykırıdır.