Aydın Engin*
Yazının başlığı bir laf çarptırma içermiyor, mizaha göz kırpmıyor. AKP Reisi’nin yıllardır bıkıp usanmadan yinelediği “Dünya beşten büyüktür” yargısına kesinlikle katılıyorum.
Söyleyenin, bıkıp usanmadan tekrarlayanın AKP Reisi olması bunun doğru olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Hem niye değiştirsin ki?
Bozuk bir saat bile günde iki kez zamanı doğru gösterdiğine göre, AKP Reisi’nin söylediği her şey de ille yanlış olacak değil ya...
Buyrun...
***
Birleşmiş Milletler (BM) 24 Ekim 1945’te kuruldu. 193 üyesi var. Yani dünyadaki bağımsız ülkelerin tümü. Kuruluş amacı: “Dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir işbirliği oluşturmak” olarak tanımlanmış. Bu tanım bugün de geçerli (imiş).
Yukarıdaki paragraftaki 24 Ekim 1945 tarihini gözden kaçırmadınız elbette. İkinci Dünya Savaşı bitmiş; Hitler, İtalya, Japonya teslim olmuş; savaşın galipleri Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği dünyaya yeni bir “nizam” vermek üzere kafa kafaya verip Birleşmiş Milletler Örgütü’nü kurmuşlar.
Kimi kaynaklar BM’yi, Cemiyet-i Akvam’ın (Kavimler Birliği’nin ) devamı, yeniden kuruluşu olarak görürler.
Ne tuhaf! Cemiyet-i Akvam da Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, yine savaşın galipleri tarafından kurulmuş ve yine “uluslararası barışı ve güveni sağlamak ve devam ettirmek” amacını kuruluş ilkesi olarak belirlemişti. Kuruluşundan sadece 20 yıl sonra İkinci Dünya Savaşı patlak verdi. Cemiyet-i Akvam seyirci kaldı. Zaten sonra da dağıldı.
Şu açık, her iki dünya savaşının galipleri cafcaflı, fiyakalı kuruluş ilkelerinin ardına sığınıp kendilerinin egemen olacağı bir dünya düzeni peşindeydiler ve öyle oldu.
Bugün 193 üyeye ulaşan Birleşmiş Milletler’de Amerika Birleşik Devletleri,Rusya Federasyonu, Çin, Fransa ve İngiltere’nin borusu ötüyor. Diğer ülkeler neredeyse birer konu mankeni.
193 üyenin oluşturduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bağlayıcı karar yetkisine ve uymayanın cezalandırılacağı yaptırım gücüne sahip değil.
Buna karşılık BM içinden oluşmuş 15 üyelik bir Birleşmiş Milletler GüvenlikKonseyi (BMGK) var. Beş daimi, 10 geçici üyesi ile BMGK yaptırım gücü olan, kararları bütün (Evet, bütün) üyeler için bağlayıcı bir örgüt.
BMGK’nin bağlayıcı bir karar alabilmesi ve karara uymayanlara etkili bir yaptırım uygulayabilmesi için 15 üyesinden 9’unun oyu gerekiyor.
Boş verin. Bu da BM palavrasının bir tüzük maddesi.
Beş daimi üyeden herhangi biri bu kararı veto ettiği takdirde o karar yok hükmünde. BM Genel Kurulu’nda o karar tartışılsa, oylansa ve 193 üyeden 192’si tarafından kabul edilse bile geçerliliği yok.
***
Zaten bildiğinizi sandığım bu açıklamalar tek cümleye indirgenebilir:
Birleşmiş Milletler Örgütü aslında beş daimi üyenin egemen olduğu ve kararları bütün dünya ülkeleri için bağlayıcı bir örgüt.
Bu beş ülke dünyaya hükmediyor.
1945’te kurulmuş, kuruluşundan bu yana 73 yıl geçmiş, bu 73 yıl boyunca köprülerin altından çok sular akmış Birleşmiş Milletler, hantal, çoğu kez göstermelik ve esas olarak beş daimi üyenin dünyaya yön ve nizam verme yetkisine sahip olduğu bir örgüt.
Ve sakın gözden kaçırmayalım: Bu beş daimi üye, yani Amerika Birleşik Devletleri, Rusya Federasyonu, Çin, Fransa ve İngiltere dünyanın en çok silah üreten ve pazarlayan ülkeleri.
Yani BM’nin hedefi olarak ilan edilmiş “dünya barışı” bu beş ülkenin iki dudağının arasında. Bu “kediye ciğer teslim etmek” değilse nedir?
O yüzden Tayyip Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” cümlesi hangi nedenle ve gerekçeyle söylenmiş olursa olsun doğrudur ve yerden göğe haklıdır.