ÖSYM’nin şaibeli bulup iptal ettiği sınavda eşleriyle dereceye giren isimlerden AKP Merzifon Belediye Meclis Üyesi Kahrıman “Sınavı kazanan tek eş biz miyiz” dedi. Avukat Keleş de, “Bu işin partiyle ilgisi olsa, sınav niye iptal edilsin” ifadesini kullandı.
Gökçer Tahincioğlu'nun Milliyet'teki haberine göre; ÖSYM’nın kopya bulgusuna ulaşmamasına rağmen sonuçlarını şaibeli bulduğu için iptal ettiği Avukatlar İçin Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yarışma Sınavı’nda eşleriyle benzer puanlar alarak dereceye giren isimlerden AKP Merzifon Belediye Meclis Üyesi avukat Ataman Nalan Kahrıman, “1.5 senedir eşimle birlikte ders çalışıyorduk. Partiyle bağdaştırılmasını anlayamıyorum. Sınavı kazanan tek eş biz miyiz, bir sürü insan kazandı” dedi. Eşiyle birlikte dereceye giren Erzurumlu avukat Maviye Keleş de “Eşim Ak Parti il yönetimindeydi, doğru. Ama partiyle ilgisi olsa, sınav niye iptal edilsin. 2011’de 1 ay kala sınava çalışmaya başlamıştım. Barajı geçemedim. Bu yıl 1 sene dirseklerim çürüdü çalışmaktan. Hâlâ kiralık evde oturuyorum. Çevresi olan yeni mezunlar ise zengin oluyor” dedi. Her iki isim, ÖSYM’nin sınavı iptal kararıyla ilgili dava açmayı tasarladıklarını söyledi.
CHP’li Atilla Kart’ın geçtiğimiz temmuzda yargıya taşıdığı sınavla ilgili şaibe iddialarını ciddi bulan ÖSYM, kopya çekildiği ya da soruların sızdırıldığına yönelik bulgu elde edilemesine rağmen, sınavın yeniden yapılmasını kararlaştırdı. ÖSYM’nin iptal kararı verirken yaptığı saptamalar, sınav sonuçlarının açıklanmasından hemen önce ve sınav sonrasında, internetteki forum sayfalarında ortaya atılan iddialarla da birebir örtüştü.
Sonuçların açıklanmasından hemen önce, internette “Razmoni” rumuzlu bir kişi; sınavı 250-300 kişinin kazanacağını, hiçbir sorunun iptal edilmeyeceğini ve birincisinin A.K. olacağını yazdı. Bu kişinin yazdıklarının basına yansımasının ardından forum sayfalarından silindiği anlaşıldı. Buna rağmen, sonuçlar açıklandıktan sonra, 6 Haziran tarihli forumlarda da sonuçlarla ilgili çarpıcı bilgiler yer aldı.
Suçlananlar konuştu
Hem forumlarda, hem de ÖSYM’nin sınavı iptal gerekçelerinde işaret edilen isimler, iddiaları yanıtladı. Amasya Merzifon’da eşiyle birlikte avukatlık yapan, aynı zamanda Belediye Meclis Üyesi olan Ataman Nalan Kahrıman şunları söyledi:
“ÖSYM’nin tespitlerini bilemem ama ben 1.5 yıldır ders çalışıyorum. Kaldı ki eş hikayesini ortaya atıyorlar, o sınavı bir tek biz mi eş olarak kazandık. Partiyle bağdaştırılmasını ben anlamıyorum. Evet, belediye meclis üyesiyim. Bunun ne ilgisi var. Eşimle birlikte sınava çalıştık. Benzer puan almamız normal. Şimdi ÖSYM sınavı yenileyecek. Tekrar gireceğim. Yüksek puan alındığı için iptal ettiklerini söylediler. Suç yani yüksek puan almak. Hiçbir şey bulunamadı ama iptal ettik diyor. Yüksek puan almak çok kötü bir şey. Dava yoluna gidip gitmemeyi değerlendireceğiz. Ortaya atılan, birinci olacağı önceden söylenen kişi ben değilim. A.K. diye geçti o kişi ve 38 ya da 48. oldu. Ben de mülakata giremedim zaten, Samsun’da ayağım kırıldı. Eşim girdi, onun mülakatının nasıl geçtiğini ise ben bilemem.”
Savcılık 3 ay sonra harekete geçti
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ÖSYM’nin 6 Mayıs 2012’de yapılan avukatlar için adli yargı hakim, savcı adaylığı sınavını usulsüzlük iddiaları nedeniyle iptal etmesinin ardından harekete geçti. Savcılık, ÖSYM’ye yazı yazarak, sınavla ilgili bütün bilgi ve belgeleri talep etti. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, sınavla ilgili temmuzda suç duyurusunda bulunmasına rağmen o tarihten bu yana bilgi ve belge istemeyen savcılığın, Kart’ın hakkında suç duyurusunda bulunduğu isimleri mercek altına aldığı bildirildi. Savcılık, 27 Mart 2011’de yapılan Yükseköğrenime Geçiş Sınavı (YGS) ile 10-11 Temmuz 2010’da yapılan KPSS sınavındaki kopya iddialarıyla ilgili soruşturmaları da halen bitiremedi.
ÖSYM’nin, 6 Mayıs 2012’de yapılan avukatlar için adli yargı hâkim, savcı adaylığı sınavının usulsüzlük iddiaları nedeniyle tekrarlanmasına karar vermesi gözleri Kart’ın sınavla ilgili 3 Temmuz 2012’de yaptığı suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturmaya çevirdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli Cumhuriyet savcısı Ömer Faruk Tezel, sınavın tekrarlanmasına karar verilmesinin ardından delilleri talep etmeye başladı.
Tezel, ÖSYM’ye yazı yazarak, sınav sonuçlarına göre tam puan yapanların listesi, adaylara ait cevap anahtarları, adaylara ait soru kitapçıklarını talep etti. ÖSYM’nin istenilen belgeleri göndermesinin ardından adaylara ait veri tabanları ile birlikte bu adayların soru kitapçıkları tek tek incelenecek. Soruşturma çerçevesinde şu ana kadar ifadesine başvurulan şüpheli bulunmadığı belirtildi. Başsavcılık diğer bir yandan da, daha önce yapılan sınavlardaki usulsüzlükleri soruşturmaya devam ediyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Şadan Sakınan tarafından başlatılan 27 Mart 2011’de yapılan YGS sınavı ile 10-11 Temmuz 2010’da yapılan KPSS sınavındaki kopya iddialarıyla ilgili soruşturmalar halen devam ediyor.
2011’de barajı geçemedim
Sınavda dereceye giren ve eşiyle birlikte 16 ve 17. sıralarda yer alan Erzurumlu avukat Maviye Keleş de iddiaları şöyle yanıtladı:
"Haksızlığa biz uğradık. Dedikodulardı bunlar. ÖSYM’nin bunları dikkate alacağını düşünmüyorduk. 2011’de şans doğdu. 30 gün süre verdiler. Bu yüzden geçememiştim barajı. Eşim ise girmedi 2011’de. Sonra, farklı kaynaklardan kitaplar aldım. 1 senedir evdeyim. Ne dizi seyrettim, ne film seyrettim, ne internete girdim. 1 senedir dirseklerim çürüdü. Eşim Orhan Keleş’le yakın puanlar almamıza biz bile şaşırdık. Sınav başkanına da söylemiştim. Sürekli tesadüflerle karşılaşıyoruz. Yanlışlarımız ayrı ama baksalar görürler. Eşim evet, Ak Parti il yönetimindeydi. Sonra ayrıldı. Madem Ak Parti’nin parmağı vardı, neden sınav iptal oldu? Ak Parti’nin kendi tercihi olsa niye iptal etti? Biz bile şaşırdık ama puanların benzerliğine. Diğer eşler de bizim gibi çalıştılarsa, onlar da yapmıştır bizim gibi belki, bilmiyorum."
AV. Bardakçı: Dava açacağız
ÖSYM tarafından “kopya şüphesi” üzerine iptal edilen hâkim ve savcı sınavını eşiyle birlikte kazanan avukat Orhan Bardakçı İdare Mahkemesi’ne itiraz edeceklerini söyledi. Üsküdar’da eşiyle kurdukları hukuk bürosunda genellikle gayrimenkul ve hukuk davalarına baktıklarını söyleyen Bardakçı şunları anlattı:
“ÖSYM’nin sınavların iptaline ilişkin kararına karşı İdare Mahkemesi’ne dava açmaya hazırlanıyoruz. Şimdilik 5-6 arkadaş bir araya geldik. Diğer arkadaşlara da ulaşıp birlikte hareket edeceğiz. Sınavlara eşimle birlikte hazırlanmıştık. Eşim bir önceki sınava da girmişti. Ben o sınava katılamadım. Piyasada var olan hukuk kitaplarından daha önce çıkan sorulardan ve diğer dokümanlardan faydalanarak sınava hazırlandık.
Üzücü bir durum. Mülakata da girdik. Eğer böyle bir şüphe varsa mülakatta bu kişilerin ayrılması gerekirdi. Mülakatta çok zor sorular sordular. Eşime 4 tane, zor ve alışılmamış pratik sorusu sorulmuş. Bana da aynı şekilde 4 hukuk sorusu yöneltildi. Emeğimizle, alınterimize cevap verdik ve kazandık. Devletle yaptığımız bir iş yok, herhangi bir siyasi partiyle de bağlantımız yok.”
Kart: ÖSYM iflas etmiş durumda
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, avukatlıktan hâkim ve savcılığa geçiş sınavını iptal eden ÖSYM’nin iflas ettiğini iddia etti. Kart, sınavla ilgili haziranda suç duyurusunda bulunduğunu anımsatarak, buna karşılık savcılığın 2 aydır dosyanın kapağına dokunmadığını, konuyu sorduğu savcının da “araya adli tatil girdi, pek bir şey yapmadık” dediğini kaydetti. Kart, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, daha önce hakimlik ve savcılık sınav sonuçları ile ilgili olarak çok net bulguları dile getirdiğini söyledi. O zaman Adalet Bakanı’nı göreve devam ettiğini, ardından, bu konuyu Bakan’ın adaletine, insafına bırakmanın çözüm olamayacağını bildiği için 3 Temmuz’da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu belirten Kart, aynı gün ÖSYM Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı’na da, “ayrı bir soruşturma yapmak zorundasınız” dediğini anlattı. Sorumluların halen bulunamadığını ifade eden Kart, şöyle konuştu:
‘Hükümet ajanı gibi davranıyor’
“İlgili savcıyı aradım, ‘yargıçlık sınavında soruların çalındığı ortada siz ne yapıyorsunuz?’ dedim. Savcı, ’araya adli tatil girdi pek çalışma yapamadık, savcılık makamı olarak kendi aramızda istişare edeceğiz’ dedi. Ben de bunun üzerine ’umarım Hükümetin ajanı gibi davranmazsınız, savcıların bir bölümü Hükümetin ajanı gibi davranıyor’ dedim. Savcı buna tepki gösterdi. Ancak 2 ay olmuş, savcı daha dosyanın kapağına dokunmamış. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Burada örgüt bağlantısı var. Devlet nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle Adalet Bakanlığı ve ÖSYM bünyesinde örgüt var. Örgüt sadece Kandil’de yok, Türkiye Cumhuriyeti içinde kamu gücünü kötüye kullanmak suretiyle kurulan çıkar örgütlenmeleri var. ÖSYM iflas etmiş durumda. Sabıkalı kurum kendi içinde mevcut olan cemaat yapılanması etrafındaki örgütü koruyor ve himaye ediyor, delilleri karartıyor. Bakalım Adalet Bakanı bundan sonra harekete geçecek mi?”