Dünya

Avukat Daimagüler: DNA izi NSU davasını etkilemez

NSU kurban yakınlarının müdahil avukatı Mehmet Daimagüler, Peggy’nin cesedinin bulunduğu yerde NSU üyesi Börnhardt’a ait DNA izinin tespit edilmesine ilişkin gelişmeleri DW Türkçe’ye değerlendirdi.

18 Ekim 2016 19:27

Almanya’da 2001 yılında kaçırılıp öldürülen 9 yaşındaki Peggy’nin cesedinin bulunduğu yerde Nasyonal Sosyalist Yeraltı'nın (NSU) intihar eden üyesi Uwe Börnhardt'a ait DNA izine rastlanması yeni soru işaretleri yarattı. Bu konuyla ilgili DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan NSU kurban yakınlarının müdahil avukatı Mehmet Daimagüler, bu yeni bulgunun şu aşamada NSU davasını pek etkileyemeyeceği görüşünde. Ancak Daimagüler, NSU'ya ilişkin hala birçok şeyin bilinmediğine dikkat çekti.

DW Türkçe: Peggy’nin cesedinin bulunduğu yerde NSU üyesi Uwe Börnhardt’a ait DNA izine rastlandığını duyduğunuzda ne düşündünüz?

Mehmet Daimagüler: Dehşet verici buldum ama çok da şaşırmadım. NSU ile bağlantısı olan kişilerin çocukları taciz ettiğine ilişkin bilgiler geçmişte de gündeme gelmişti. Çocukları taciz ve istismar etmekten suçlu bulunan Tino B. hapis cezasına çarptırıldı. Tino B. Thüringen’de lider konumundaki Neonazilerden, NSU üçlüsüne yakın isimlerden biriydi. Sonra 1990’ların başında Jena’da 9 yaşındayken öldürülen Bernd B. olayı var. O zamanlar Börnhardt da şüpheliler arasındaydı. NSU’ya ait bilgisayarda çocuk pornografisi içeren materyaller bulundu.

DW Türkçe: Peggy’nin cesedinin bulunduğu yerde Uwe Börnhardt’a ait DNA izinin tespit edilmesinin ardından, NSU davasının görüldüğü Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'ne yeni delillerin incelenmesi için başvuruda bulunacağınızı açıkladınız. Bu ne anlama geliyor?

Mehmet Daimagüler: Bu olaylar arasında nasıl bir bağlantı olduğunu anlamak istiyoruz. (Sanık) Beate Zschäpe’nin bundan haberi olup olmadığını, Uwe Börnhardt ile bu konuda konuşup konuşmadığını bilmek istiyoruz. Buna karışan başka kişilerin olup olmadığını bilmek istiyoruz. Bu nedenle de mahkemede bu soruların müzakere edilmesi gerekiyor.

DW Türkçe: Bu yeni bulgu NSU davasını nasıl etkiler sizce?

Mehmet Daimagüler: Şu andaki durum açısından bakıldığında çok büyük bir etkisi olmaz. Ama şu olasılığı da göz ardı etmemek gerekiyor; eğer NSU'nun çocuklarla ticaret yapan büyük bir ağın parçası olduğu ortaya çıkarsa o zaman durum değişebilir. Ancak şu andaki durumda davayı pek etkilemeyeceğini düşünüyorum.

DW Türkçe: NSU’nun ortaya çıktığı 4 Kasım 2011 tarihinden bu yana Alman emniyet ve istihbarat kurumlarının konuya ilişkin birçok ihmali ve hatası ortaya çıktı. NSU ve çocuk istismarı konusunda ipuçları bulunmasına rağmen bu konuda soruşturmanın daha önceki yıllarda derinleştirilmemesi başka bir hataya mı işaret ediyor?

Mehmet Daimagüler: Kurumların ne yaptığına ve ne yapmadığına daha iyi bakmamız gerekiyor. Peggy olayında polisin kuşkularının bir Türkiye kökenli üzerinde yoğunlaştığı ilk bakışta dikkati çekiyor. Sonunda o zaman bile kuşku uyandıran bir ifade yüzünden Ulvi K. yargılanarak hüküm giydi. Peggy olayında soruşturmayı yürüten polis memurunun o zaman NSU (bağlantılı olduğu bilinmeyen cinayetlerin) soruşturmasında rol oynadığı dikkati çekiyor. Bu soruşturmada önce Türk kökenliler suçlanmıştı. Ama belirttiğim gibi, öncelikle dosyayı görmek gerekiyor.

DW Türkçe: NSU üyesi Uwe Börnhardt’a ait DNA izinin Peggy’nin cesedinin yakınında bulunmasının ardından, Thüringen polisi 1990’lı yıllarda üç çocuğun öldürülmesiyle ilgili dosyaların yeniden açılacağını duyurdu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mehmet Daimagüler: Benim de bu yönde bir talebim olmuştu. NSU ile bağlantılı birçok şeyi daha bilmediğimizi anlamak zorundayız. Münih’deki duruşmalarda üçüncü bir bombalı saldırı daha olduğunu öğrendik. Köln’deki iki bombalı saldırının yanı sıra bir de Nürnberg’de Türklerin işlettiği bir kafeye bomba atılmış. NSU’nun başka eylemlerden sorumlu olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Belki bunu bilen kişilerin sayısı da daha fazla. NSU’nun suç ortağı olan başka kişiler de olabilir. Bu nedenle bu ipuçlarının araştırılması ve aydınlatılması gerekiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Jülide Danışman