Avukat Can Atalay, Taksim Dayanışması bileşenlerinin, can kaybı ve yaralanmalar olduğu sırada Gezi Parkı'nda yapılaşmayı durduran yargı kararını örenmelerine rağmen kamuoyuyla paylaşmadıkları iddiasını reddetti. Atalay, mahkemenin görüşme tutanağının Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) kapsamında internet ortamında paylaşıldığı tarih dikkate alındığında, İstanbul 1. İdare Mahkemesi kararını 18 Haziran'dan önce öğrenmelerinin mümkün olmadığının anlaşılacağının altını çizdi. Atalay, Zaman gazetesinde kendi ses kaydığı eşliğinde verilen, kararı, olaylar sürerken öğrendikleri yolundaki haber konusunda, "öyle bir şey dediysem, o telefon konuşmasının gerçekleştiği koşullarda yapılmış bir maddi hata" açıklamasını yaptı.
Avukat Can Atalay, Alper Görmüş'ün T24'teki yazısında, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin 6 Haziran'da verdiği, ancak varlığı yaklaşık bir ay sonra ortaya çıkan parktaki yapılaşma projesinin iptali kararının, Gezi Parkı olayları sürerken öğrenildiği halde kamuoyuyla paylaşılmadığı iddialarını cevapladı. Görmüş, can kayıpları ve yaralanmaların yaşandığı süreçte Taksim Dayanışması bileşenlerinin yanı sıra idarenin (hükümet) tavrını da sorgulamış, bu arada mahkemenin böylesine kritik bir süreçte gerekçeli kararı yazmasının yaklaşık bir ay sürmesini eleştirmişti.
T24, Görmüş'ün tartışma yaratan yazısının ardından cevap hakkı için Avukat Can Atalay ile temas kurdu. Atalay; Gezi Parkı'nın pazartesi günü yaklaşık üç saatliğine açılıp tekrar kamuoyuna kapatılması ve polisin gaz bombalı - tazyikli sulu müdahalesinin ardından başlayan gözaltı ve tutuklama operasyonlarını avukat olarak takip etmeye çalıştığı sırada T24'e şu açıklamayı yaptı:
"Kararı 6 Haziran'da öğrendiğimizi iddia etmenin hiçbir akli, hiçbir rasyonel gerekçesi olamaz. Mahkemenin görüşme tutanağı, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) ortamına 18 Haziran tarihi itibarıyla girmiş. Bu nedenle, bizim bir iptal kararının varlığına ilişkin ilk emareyi görebileceğimiz tarih 18 Haziran. (Gezi Parkı ölüm ve yaralanmaların ardından 15 Haziran'da boşaltılmıştı-T24) Diğer yandan biz sadece bir görüşme tutanağına dayalı olarak bir açıklama yapamazdık. Böyle bir açıklamadan sonra neler olabileceği konusunda emin olamazdık. Kararın bize resmi tebliğ tarihi de 8 Temmuz'dur. Ancak biz bunu dahi beklemeden, riskli bir şey de yaparak, 3 Temmuz'da, yani kararın UYAP'ta paylaşılmasının ardından hemen duyurduk.
Hükümetin bu kadar yakından ilgilendiği bir dosyada, bizim Başbakan Tayyip Erdoğan ya da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'tan daha erken öğrendiğimiz nasıl iddia edilebilir?"
Avukat Can Atalay, Zaman gazetesinde kendisiyle yapılmış telefon görüşmesinin ses kaydı eşliğinde verilen haberde dile getirilen, iptal kararını, ortaya çıktığı tarihten "22 - 23 gün önce öğrendikleri" iddiası için de şu açıklamayı yaptı:
"Zaman gazetesindeki benim ses kaydım. Ben orada demişim ki, '22-23 gün önce öğrendik.' Kararın çıktığını yine Zaman gazetesi haberiyle öğrendiğimiz koşullarda, çok sıkışık olduğum bir anda telefon çaldı, kapatmaya çalıştım, 15 dakika veya daha fazla süren bir telefon görüşmesi oldu. O telefon görüşmesinde şu anda size anlattığım her şeyi anlatmaya çalıştım. Sadece kullanılan bir ifadeye dayanarak bir şey yapılmaya çalışılıyor. Dediğimi tam hatırlamıyorum, ancak öyle dediysem de, o koşullarda yapılan bir maddi hatadır. Çünkü en erken öğrenebileceğim tarih 18 Haziran'dır."