Bugünkü Alman basınından mülteci sorununa Almanya ve AB açısından farklı bakış açılarını ve Yunanistan'daki seçim sonuçlarını içeren yorumlar seçtik.
Mülteciler bir yandan kitlesel olarak Almanya’ya gelirken, öte yandan sığınmacı akınını kontrol altına alma konusu da şu sıralarda enine boyuna tartışılıyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un internet portalındaki yorumunda şu satırları okuyoruz:
“Almanya’da insanların bölüşeceği refah pastası giderek küçülüyor. İster sağlık hizmetleri alanında, emekliliklerde, ister kamu güvenliğinde ve temel hakların korunması gibi konularda. Bize ve kendilerine çok sayıda yarar sağlayacak olan birçok mülteciyi kabul etmek durumundayız, ama hangi mülteciyi ülkeye kabul edeceğimiz konusunda karar vermek şu an için çok güç. Ancak Almanya eğer her bir mültecinin kontrolsüz bir biçimde ülkeye girmesine yeşil ışık yakacak olursa, hem kendisinin, hem de çok sayıda insanın elindeki fırsatları heba edecek, hem de her iki tarafın onuru da zedelenecek.”
Allgemeine Zeitung ise mültecilere ve Yunanistan’daki seçim sonucuna AB açısından bakıyor:
“Avrupa’nın durumu mülteci meselesi nedeniyle temelden değişti. Eğer AB önündeki iki önemli soruna 'mülteciler mi, Yunanistan mı?' diye yaklaşmak zorunda kalırsa, o zaman belki Yunanistan’ın para birliğinden çıkartılması, yani Grexit yeniden gündeme gelir. Ama tersi de olabilir. Zira Yunanistan mülteci akınına yoğun olarak uğrayan ilk ülke konumunda olduğundan, AB acaba Yunanistan'a prensip olarak daha büyük finansal yardım yapmak gerektiğini de düşünür mü?”
Yunanistan'da yapılan erken genel seçimde Aleksis Tsipras liderliğindeki Syriza en çok oyu alan parti oldu. Tsipras, yeni hükümeti daha önceki koalisyon partneri Bağımsız Yunanlar (ANEL) ile kuracağını açıkladı. Die Welt gazetesinin Tsipras’ın seçim galibiyetine ilişkin yorumu şöyle:
“Aleksis Tsipras, onun defterden silindiğine inanan tüm eleştirmenlere gücünü gösterdi. Syriza lideri sürpriz açık bir farkla yeniden seçildi. Ve yeniden başbakan olmaya aday bir politikacının aslında yapmaması gereken şeyleri yaptıktan sonra bu başarıyı elde etti. Yunanistan Başbakanı Tsipras geçen Ocak ayında seçmenlerine neredeyse dünyada cennet vaat etti ve yine seçmenlerinin görüşüne göre tüm temel konularda vaatlerini yerine getiremedi. Şaşırılacak şey, Tsipras’ın halkına üçüncü yardım paketi sunulmasının yolunu açmış olmasına rağmen, ona seçmenin şimdi ikinci bir şans tanımış olmasıdır. Tsipras Yunan halkını reformlar konusunda ikna etmek ve halkı hayatın gerçeklerinden korunacak çocuklar gibi değil, reşit bireyler olarak görmek suretiyle kendisine sunulan bu fırsatı iyi kullanmış olur.”
Der neue Tag gazetesi aynı konudaki yorumunda Tsipras’ın işinin zor olduğu görüşünü savunuyor:
“Onun önünde duran devasa sorunlarla başetmesi gerektiği düşünülürse, 41 yaşındaki politikacıyı kıskanmak için bir sebep kalmaz. Zira ülkenin zaten içinde bulunduğu feci finans durumuna ek olarak şimdi bir de bunun üstüne eklenen mülteci krizi, tökezlemiş olan ülkeyi çökertme noktasına getirecektir. Tsipras ve yeni hükümeti Yunanistan’ı yeniden ayağa kaldırma başarısını göstermek zorundadır. Ele geçen bu ikinci şans, aynı zamanda onun en son şansıdır!”