Avrupa Birliği dönem başkanlığını aldıktan sonra Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'na ilk kez hitap eden Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Türkiye ile işbirliği sayesinde Avrupa’nın göçmen dalgasını durdurabildiğini belirtti.
Borisov, Bulgaristan'ın AB dönem başkanlığını devralması dolayısıyla Strazburg'da devam eden AP Genel Kurulu'na hitap ederek ülkesinin öncelikleri hakkında bilgi verdi.
Avrupa'nın komşu ülkeler ve bölgesel sorunlardan bağımsız bir tavır içerisinde olamayacağını kaydeden Borisov, "Türkiye ile deniz sınırımız bulunmaktadır Karadeniz üzerinde ve aynı zamanda bu ülke ile kara sınırlarımız da var. AB ve Türkiye arasında varılan anlaşma (göçmenler) uygulanmalıdır. Biliyorsunuz Türkiye’de hesaba katılması gereken milyonlarca sığınmacı bulunuyor" dedi.
Göçmenlerin her türlü yolu deneyerek sınırları aşıp Avrupa’ya geçmeye çalıştıklarını anımsatan Borisov, “Biz burada savaşlardan kaçarak hayatını kurtarmaya çalışan kişilerden bahsediyoruz. Biz bu kişilere yardım etmeliyiz. Burada sorunun kaynağına, göç dalgasına neden olan sorunun temeline inmemiz gerekiyor. Bu kişilerin ülkelerine geri dönmelerini sağlamak için gereken çabayı göstermeliyiz" şeklinde konuştu.
Bölgesel krizlerde ve jeopolitik gelişmelere dair AB’nin geride kaldığını belirten Borisov, “AB olarak güncel tehditlere karşı önceden tavır belirlemek yerine sonradan tepki geliştiriyoruz. Karar almayı, Türkiye, İran ve Rusya gibi büyük aktörlere bırakıyoruz" ifadelerini kullandı.
Borisov konuşmasında ayrıca, AB’nin genişlemesi ve yeni üye katılımı ile ilgili de görüşlerini açıklayarak, Bulgaristan’ın dönem başkanlığı süresince yeni üye kabulünün olmayacağını fakat aday ülkelere üyelik perspektifinin sunulması gerektiğini söyledi.
Oturumda konuşan AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Hırvatistan ve Slovenya arasındaki sınır sorunlarına dikkati çekerek, "Sınır sorunlarını çözemeyen hiçbir ülkenin AB üyesi olamayacağını" bildirdi.
Juncker, Polonya'nın, AB'de oy hakkının elinden alınması sürecini başlatan komisyon kararına da değinerek, "kararın Polonya'yı cezalandırmak amacıyla değil, uyarı amacıyla alındığını" belirtti.
Konuşmasında Brexit tartışmalarına da değinen Juncker, İngiltere'nin AB'den ayrılmasının iki taraf için de kaybetme anlamına geldiğini hatırlatarak, AB yasalarının 50. maddesinin birlikten ayrılmayı, 49. maddesinin ise geri katılmayı düzenlediğini söyledi. Juncker, İngilizlerin geçmişten beri kendilerini AB içinde hissetmediklerini de sözlerine ekledi.