Katya Adler
Avrupa Parlamentosu seçimlerinden çıkan sonuçlara dair farklı yorumlar kafanızı karıştırdıysa korkmayın, okumaya devam edin.
Seçimden önce yapılan bazı siyasi tahminlerin aksine, sonuçlar bazı nüanslar içeriyor.
Örneğin Fransa'da aşırı sağcı Marine Le Pen'in partisi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un partisini geride bıraktı. Le Pen ve milliyetçi, Avrupa Birliği karşıtı mücadelesi için büyük bir zafer gibi görünüyor değil mi? Bu, Emmanuel Macron'un Fransa ve AB için ortaya attığı reform programına destek bulamadığı yorumlarına da yol açtı.
Ama iki partinin oyu arasındaki fark o kadar düşüktü ki, bunun tam tersini savunmak da mümkün: Marine Le Pen, popülerliğini yitiren Macron'un zayıflığından yeterince faydalanamadı. Sonuçlar Macron'u hırpalasa da büyük bir hasar verecek kadar kötü olmadı.
2019 Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin sonuçlarını farklı şekillerde okumak mümkün.
Milliyetçi sağ sandığa damga vuramadı. Geleneksel iktidar partileri, bazı yorumcuların tahminlerinin aksine yok olmadı.
Fakat yine de seçim sonuçlarından çıkan bazı belirgin eğilimler var.
Müesses nizam karşıtı hava
Nesillerdir AB'yi yöneten geleneksel merkez sağ ve merkez sol partiler AP'deki çoğunluklarını ilk defa kaybetti.
Bu Avrupa'daki ulusal seçimlerde halihazırda görülen bir eğilime işaret ediyor: Statükonun reddi.
Fransa'nın merkez sağ ve merkez solu, Almanya'da Angela Merkel'in partisi ve sosyal demokrat koalisyon ortakları ile İngiltere'de Muhafazakarlar ve İşçi Partisi'nin başına gelenlere bakmak yeterli.
Avrupa'da seçmenler sorunlarına yanıtları farklı partilerde arıyor. Kendi değerlerini ve önceliklerini daha iyi temsil ettiklerini düşündükleri partilere ve siyasetçilere yöneliyorlar.
Bazıları göçmenlere karşı propaganda yapan ve Brüksel karşısında ulusal parlamentoların güçlerinin artırılmasını isteyen partilere çekiliyor. İtalya'nın Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban bunun iyi birer örneği.
Diğerleri ise bu seçimlerde sandalyelerini artıran Yeşiller veya Liberaller gibi Avrupa yanlısı alternatiflere yöneliyor.
Yeni Avrupa Parlamentosu büyük farkla AB yanlısı olacak faka t aynı zamanda daha parçalı olacak. Bu da yasa yapımını veya değişimi zorlaştıracak. Tam da Avrupalı seçmenler değişim için haykırırken.
Daha yüksek katılım
Bu seçimde katılım oranı normalin üzerinde oldu. Kimlik politikalarının baskın olduğu bir dönemde insanlar sandığı önemsiyor.
İnsanlar bu seçimi ulusal hükümetlerine güçlü mesajlar vermek için kullandı. Angela Merkel'in koalisyonu, önemli yerel seçimlerde gelen kayıpların ardından bu son yenilginin ardından varlığını sürdürüp sürdüremeyeceği bilinmiyor.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, seçim yenilgisinin ardından erken seçime gitme kararı verdi.
İtalya'da başbakan olma hayali kuran Matteo Salvini, bu seçimdeki zaferinin ardından erken seçim için bastıracaktır.
Bütün bunlar Brexit'i de etkileyebilir.
Kendi ulusal siyasi sahnelerindeki çalkantılarıyla boğuşan AB liderleri, İngiltere'den böyle bir talep gelmesi durumunda Brexit anlaşmasını tekrardan müzakereye açmakta daha isteksiz olacaktır.
AB'nin önceliklerini değiştirme ve Avrupalı seçmenlerin taleplerini gerçekleştirme konusunda ne kadar istekli olacaklar?
Avrupa Parlamentosu ve AB liderleri tarafından seçilecek olan Avrupa Komisyonu'nun rengi, bu yolda önemli bir işaret olacak.
AB liderleri Salı günü Brüksel'de bir araya gelerek AB Konseyi Başkanlığı ve Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı gibi mevkilere kimin geleceğini seçecek.
Partiler arası pazarlıklar yeni başlıyor.