SEKAM’ın “ateistlerin yüzde 61’i Allah’a inanıyor” sonucuyla sosyal medyada geniş yankı bulan araştırmasının proje yöneticisi Prof. Dr. Celalettin Vatandaş, “Bu araştırmanın ilginç gelen sonuçlarından biri ateistlerin yüzde 61'i kesinlikle Allah'a inanıyor, yüzde 18'i inanıyor. Burada ateizmi onlara anlattınız mı diye tepki geldi, hayır anlatmadım, biz onların kafasındaki ateizmin ne olduğunu anlamaya çalıştık. Demek ki insanlarımız literatürdeki anlamı ile siyasetteki sosyal bilimlerdeki anlamı ile kendi zihninde doldurduğu başka bir anlamla kendini o gruba dahil ediyor” dedi.
SEKAM’ın araştırmasından çıkan “ateist gençlerin yüzde 61'i Allah'a inandığı” sonucu sosyal medyada büyük yankı buldu.
SEKAM'ın gençlik araştırmasının proje yöneticisi Prof. Dr. Celalettin Vatandaş A Haber’de Zeynep Bayramoğlu’nun sunduğu Kadraj'ın konuğu olarak, şaşırtıcı araştırma sonuçlarına nasıl ulaştıklarını anlattı. Celalettin Vatandaş, ‘gençlerin büyük bir kavram kargaşası içinde olduğunu bunun da gençleri yarış atı haline getiren çoktan seçmeli teste dayalı sınav sisteminden kaynaklandığını’ söyledi.
Celalettin Vatandaş’ın sosyal medyada tartışılan anketle ilgili açıklamaları şöyle:
Tüm Türkiye genelini temsil eden bir örneklem, 81 ilden 5 bin 541 kişi ile küme anketi olmaksızın, 20- 30 kişilik gruba anket verip toplayarak değil, tek tek görüşülerek anketler toplandı. Sorular direkt soruldu, anlamak için bir tanım yapılmadı. Bu araştırmanın ilginç gelen sonuçlarından biri ateistlerin yüzde 61'i kesinlikle Allah'a inanıyor, yüzde 18'i inanıyor. Burada ateizmi onlara anlattınız mı diye tepki geldi, hayır anlatmadım, biz onların kafasındaki ateizmin ne olduğunu anlamaya çalıştık. Demek ki insanlarımız literatürdeki anlamı ile siyasetteki sosyal bilimlerdeki anlamı ile kendi zihninde doldurduğu başka bir anlamla kendini o gruba dahil ediyor. Ateistlerin Allah'a inanması kadar, her beş dindardan birinin namaz kılmaması sonucu da araştırmanın ilginç sonuçlarından biri. Sonuçlar bizi de çok şaşırttı. Şunu söyleyeyim istatistiksel analiz yaptık, alfa kat sayısı 60 olan araştırma sayısı azdır, 60 yukarısı muhteşemdir, bizim bu araştırmamızın alfa katsayısı yüksek çıktı. Demek ki sorular iyi sorulmuş, anketörler iyi çalışmış, cevaplayanlar da birbiriyle çelişmeyen cevaplar vermiş.
'Gençlerde kavram kargaşası var'
Gençlerde ciddi kavram kargaşası var, kavramların içi boşaltılarak üste bir elbise gibi giyiliyor. Mesela ben hayatta beş maç izlememiş bir insanım, bana sorarsanız, ben hangi takımı tutuyorum diye bir isim veririm ama başka da bir şey bilmem, gençlerimizin durumu da buna benziyor. Ateistin namaz kılması, dindarın namaz kılmaması gibi.
Gençler daha çok sorumluluk olmadan hakları araştırmak ve hak sahibi olmak noktasında bir beklenti içinde. Halbuki sorumluluk ve hak birbiriyle bağlantılı. Gençliğimizin sorumluluklarından ziyade haklarının peşinde olduğunu, bunun yanlış olduğunu değil ama eksik olduğunu söylüyorum. Haklarla sorumluluklar birbirine paralel gitmelidir. Sorumluluklarını yerine getirmeden haklarının peşine düşenlerin toplumunda zor yaşanır.
'Gençler yakın tarih konusunda bilgisiz'
Gençlerle ilgili bulguların çoğu olumsuz. 15- 25 yaş grubu arasında yürütüldü bu araştırma. 15 yaştan düşük olan genç adaylarının, internetin çok belirgin olduğunu söyleyebilirim, benzer konumdalar. Toplumsal olarak zihinsel bir travma içindeyiz. Bu araştırmanın ana başlıkları var, konu sadece dindarların namaz kılmaması ya da ateistlerin Allah'a inanıyor olmasından ziyade, bu araştırmanın din ile ilgili bölümü, bu araştırmanın aile, tüketim, medya ve kimlik ile ilgili bölümleri de var. Bu kısımlara baktığımızda gençliğin daha tüketime yönelik olduğunu, zihinsel olarak tüketime yönelinmemesi gerektiğini düşünüyorlar. Böyle bir iç çatışma hakim gençlerde. Ancak çarpıcı olan bilgi düzeyi ile ilgili. Yakın dönem tarihi ile ilgili sorularda aldığımız cevaplar bilgisizliğin çok yaygın olduğunu gösteriyor. Mesela yaptığımız araştırmada en yüksek düzeyde bilinen Atatürk'ün ölüm tarihidir. 1930- 1940 zaman dilimi işaretlenmiş yüzde 70 tarafından, yüzde 30 bilmiyor. TBMM'nin 1920'de açıldığını bilenlerin oranı yüzde 38. Yürürlükteki anayasanın kabul tarihini bilenlerin oranı yüzde 26. Burada gençlerimize de çok yüklenmemek lazım. Çocuklarımız sınav merkezli bir algıyı yaşar oldu. Adeta bir yarış atına döndüler. Ben üniversitede öğrencilerim üzerinde görüyorum. Şöyle bir zihin dünyası oluşmuş, her şeyin beşli seçeneği olacak onun içinden doğruyu bulmak. Analiz etmeye, bilgilenmeye yönelik zihin çalışması zayıflamış.