İstanbul Atatürk havalimanında dün gece yaşanan saldırının detayları kısmen belirmeye başladı.
Resmi açıklamalar henüz çok ayrıntılı olmasa da, emniyet yetkililerinin verdiği bilgiler, görgü tanıklıkları, güvenlik kameralarından gelen görüntü ve fotoğraflar ile birlikte şimdilik ortaya çıkan tablo şöyle:
Ne zaman?
Başbakan Binali Yıldırım'ın yaptığı açıklamaya göre ilk patlama Türkiye saati ile 21.22'de meydana geldi.
Bundan birkaç dakika önce de saldırganların kalaşnikoflarla çevreye ateş açtıkları anlaşılıyor.
Saat 22.00 sularında, sosyal medyada endişeli haber ve sorular yayılmaya başladı.
Nerede başladı, nasıl gelişti?
Atatürk Havalimanı'nın Dış Hatlar bölümü iki kattan oluşuyor.
Yukarı katta Dış Hatlar Gidiş, aşağı katta ise çıkan yolcuların kullandığı Dış Hatlar Geliş bölümü var.
Saldırının yukarıda, Dış Hatlar Gidiş kapısının bulunduğu bölgede başladığı ve aşağıda devam ettiği anlaşılıyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, meclise olayın gelişimini "Bunlar teyide muhtaç ham bilgiler" kaydını düşerek şöyle anlattı:
3 teröristin olduğu ifade ediliyor.
Teröristlerden iki tanesi Dış Hatlar Gidiş noktasına geliyor ve bir tanesi yolcuların geçtiği yere doğru ateş ediyor.
Bir tanesi içeri giriyor ve oradan koşup alt kat giriş bölümüne doğru hareket ediyor.
Orada bir çatışma çıkıyor. Polisin açtığı ateş sonucu yaralanan teröristin elinden silah düşüyor. Terörist kendini patlatıyor.
Bu arada yukarıda, ilk başta ateş eden terörist daha önce kendini patlatıyor.
Üçüncü bir teröristin de dışarıda beklediği tahmin ediliyor. İnsanlar dışarı can havliyle kaçarken onların belki ölümü hesaplandı. Artık o sırada dışarıda patlama oluyor.
Bakanın anlatısında geçen birinci saldırganın, içeride nereye kadar ilerleyebildiği ve tam olarak neler yaşandığına ise bazı görgü tanıklıkları ışık tutuyor.
Olaydan kısa bir süre önce eşiyle birlikte havaalanına giden Güney Afrikalı Paul Roos, saldırganın Dış Hatlar Gidiş kısmına girdikten sonra yürüyen merdivenle alt kata indiğine ve orada vurulduktan sonra bombasını patlattığına işaret ediyor:
''Dış hatlara geldiğimizde bir kişinin rastgele ateş ettiğini gördüm. Önüne gelene ateş ediyordu. Siyahlar giymişti. Yüzünde ise maske yoktu, 50 metre uzağındaydım. Kontuarların arkasına saklanmıştık. Sonra geri döndü ve bize doğru gelmeye başladı. Silahını ceketine saklamıştı. Kendisini durdurmaya gelen olup olmadığını anlamak için endişeyle çevresine bakındı, ardından yürüyen merdivenle aşağı indi. Bir süre daha silah sesi duyduk, sonra bir patlama daha, sonra ses kesildi."
Bu tanığın anlattıkları, dün gece sosyal medyada yaygınlaşan güvenlik kamerası görüntüleriyle de uyumlu.
Bu görüntülerde bir saldırganın koşarak gelişi, polis tarafından vurulup yere düşüşü, elindeki otomatik silahın yerde kayışı, polis olduğu anlaşılan şahsın onun yakınına gelişi ve muhtemelen üzerindeki intihar yeleğini görüp hızla uzaklaşması görülüyor.
İkinci saldırganın da Dış Hatlar Gidiş kapısında çevreye ateş açtıktan sonra üzerindeki bombayı patlattığı anlaşılıyor.
Üçüncü saldırganın ise alt kattaki Dış Hatlar Geliş kapısı önünde, taksilerin beklediği dış alanda ateş açtıktan sonra bombasını infilak ettirdiği bilgisi ağırlık kazanıyor.
Bu bilgi, bu alandan çekilen fotoğraflar, tanıklıklar ve can kayıplarıyla da doğrulanıyor.
Kaç kişilerdi?
İstanbul Valisi Vasip Şahin dün geceki ilk açıklamasında "Dış Hatlar Terminali geliş katı yolcu karşılama salonu girişinde sayısını 3 olarak değerlendirdiğimiz canlı bomba intihar saldırısı" diyerek, saldırganların en az üç kişi olduğuna işaret etmiş oldu.
Bu bilgi bugün TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerine bilgi veren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından da tekrarlandı.
Ancak dün gece bu konuda farklı iddialar paylaşılmıştı.
Örneğin Hürriyet gazetesinde Abdülkadir Selvi "ilk gelen bilgilere göre" kaydıyla "Teröristlerin 7 kişi olduğu tahmin ediliyor. Bu yazı yazıldığı sırada diğer dördünün yakalanması için operasyonlar sürüyordu" demişti.
Saldırganlar kim?
Saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı.
Başbakan Binali Yıldırım bugün ilgili bakanlar ve yetkililerle birlikte olay yerinde incelemelerde bulunduktan sonra yaptığı açıklamada IŞİD'in sorumlu olabileceğine işaret etti.
Yıldırım, "Güvenlik güçlerimizin yaptığı tespitler, terör eyleminin DAEŞ örgütünce gerçekleştiğine işaret etmektedir" dedi.
Ancak Yıldırım bu konudaki çalışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Çeşitli güvenlik uzmanları da saldırının yapılış biçimi ve hedefi itibariyle IŞİD'e işaret ettiği görüşüne ağırlık veriyorlar.
Birden fazla saldırganın katıldığı, çok sayıda sivil can kaybına yol açan ve intihar eylemiyle sona eren bu tür saldırılar 2008'deki Mumbai saldırılarından sonra yaygınlaştı.
Leşker-i Taibe örgütünden 10 militanın katıldığı saldırılar dört gün sürmüş ve 164 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı.
Uzmanlar IŞİD'in Türkiye'de yalnızca Suriyeli aktivistleri hedef alan saldırıları üstlendiği, kendi Türkiye örgütlenmesini de düşünerek sivilleri hedefleyen eylemleri üstlenmekten kaçındığı yorumunu yapıyor.
Soruşturma ne aşamada?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, Atatürk Havalimanı'ndaki patlamanın ardından olay yerinde inceleme yaptı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu da bir soruşturma başlattı.
Soruşturma kapsamında, canlı bomba olan kişilerin Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsilerinin bittiği ve olayda "belden yukarılarında vücut bütünlüğünün bozulduğu, kimliklerinin belli olmadığı ve yabancı olabilecekleri şüphelerinin bulunduğu" öğrenildi.
Bu arada, Doğan Haber Ajansına göre olaydan sonra iki adet patlamamış el bombası bulundu.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, saldırganlarla ilişkili olduğu tespit edilen iki adrese de baskın yapılarak arama yapıldı.
Saldırganları havalimanına götürdüğü belirtilen taksicinin ise ifadesinin alınıp serbest bırakıldığı açıklandı.
Başbakan Binali Yıldırım'ın İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya verdiği talimat üzerine Başbakanlık'ta kriz masası oluşturuldu.
RTÜK'ten yapılan yazılı açıklamada, Başbakanlığın talebi üzerine, patlamaya ilişkin geçici yayın yasağı getirildiği bildirildi.
Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliği, saldırı sonrasında yazılı ve görsel basın, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada, her türlü haber, röportaj ve olay görüntülerine ilişkin yayın yasağı getirilmesine karar verdi.