2022 yılı asgari ücreti, resmi enflasyonun neredeyse iki katı bir seviyede zam oranıyla 4 bin 250 TL olarak belirlendi. Peki iş dünyası ve çalışanlar bu zammı nasıl karşıladı? Asgari ücrete yapılan zam, enflasyona ya da mal ve hizmetlerde fiyat artışına neden olacak mı? İşverene sağlanan vergi muafiyeti, merkezi bütçeye nasıl yansıyacak?
2 bin 825 TL olan mevcut asgari ücret, 2022 yılı için yaklaşık yüzde 50 oranında bir artışla 4 bin 250 TL olarak açıklandı. Asgari ücrete günlük 47,5 TL zam yapıldı.
Çalışanların çok daha fazla bir ücret hak ettiğini ancak ülkenin zor bir dönemden geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kimse, ne işveren ne de çalışan işçi üzerinden herhangi bir spekülasyona girmemeli" dedi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) bu ücretin 2022 yılında geçinmeye yetecek düzeyde olmadığını çünkü alım gücü kaybını dahi telafi etmekten uzak olduğunu kaydediyor.
Konfederasyonun hesaplamasına göre Kasım 2021 için dört kişilik bir ailenin asgari geçim tutarı 10 bin 700 TL civarında seyrediyor.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "2022 yılı içinde de yoksulluk sınırının çok daha yükseleceği, pahalılığın dayanılmaz hale geleceği sır değildir" diyor.
Öte yandan Ocak 2021'de 386 dolara karşılık gelen asgari ücret, bugün açıklanan zamlı haliyle (15,5 TL dolar kuru üzerinden) 275 dolara karşılık geliyor.
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) yöneticisi Prof. Dr. Veysel Ulusoy da Türkiye'de özellikle son iki ayda yaşanan hiperenflasyon düşünüldüğünde, asgari ücrete yapılan bu zammın yaklaşık 2 ay içerisinde eriyeceğini öngörüyor:
"Türkiye'deki enflasyonun üç haneye doğru gittiği bir durumda bu asgari ücret, yarayı tedavi etmeyecektir. Bu ücret belki iki ay önce makuldü ancak daha sonraki hiperenflasyonist baskı yüzünden, 2022 asgari ücretin 6 bin civarında olması gerekiyordu."
"İşverenler kârlarını artırdı"
Peki asgari ücrete yapılan zam, enflasyona ya da mal ve hizmetlerde fiyat artışına neden olacak mı?
Prof. Ulusoy'a göre, enflasyon ve asgari ücret artışı arasında böyle bir ilişki bulunmuyor:
"İşverenler bu süreçte sesini en çok yükselten kesim oldu fakat tüm işverenler, tüm ihracat yapan kişiler, zaten inanılmaz şekilde kârlarını ve büyümelerini sağladılar."
"Eğer bir ülkede ihracat artışıyla büyüme ile övünülüyorsa ve işverenlerin ürünlerine yaptıkları zamları raflarda görüyorsak; eksik kalan tek şey asgari ücretlinin maaşına yapılan zamdır. Bunu da kendi yaptıkları zamlara nazaran zaten minimum seviyede verdiler."
"Sözün özü, asgari ücret artırımı hiçbir zaman enflasyona etki etmeyecektir. Zaten bu zamana kadar asgari ücret zammı olmadan da enflasyonu hiperenflasyon şeklinde hissettik."
EGİAD: "İşten çıkarmalar gerçekleşebilir"
2022 yılı asgari ücretinin çalışanlar için yeterli olmadığını savunanlar arasında iş insanları da bulunuyor.
Ege Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (EGİAD) Alp Avni Yelkenbiçer, enflasyondaki halihazırdaki artışın devam etmesi durumunda asgari ücrete yapılan zammın, çalışanların satın alma gücüne katkı getirmeyeceğini söylüyor:
"Enflasyon ve kur bu hızda artmaya devam ederse yüzde 50'lik asgari ücret artışı da süreç içinde eriyecektir. Bu nedenle öncelikli ana odağımızın enflasyon ve kurda oynaklığın azaltılması, yani öngörülebilir olmasının sağlanmasıdır."
"İşveren tarafına bakarsak yabancı kur artışı nedeniyle artan girdi maliyetleri ve daralan pazar nedeniyle özellikle küçük işletmelerin işten çıkarma gibi olumsuz durumlarla ilerlemek durumunda olabilecekleri öngörülebilir."
Enflasyonla mücadele ve kurla ilgili para politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Yelkenbiçer'e göre, işten çıkarmaların önüne geçmek için küçük işletmelere sosyal güvenlik desteği, istihdam desteği, kredi limitleri ile ilgili artış destekleri sağlanması gerekiyor.
"Devlet ciddi bir yükün altına girdi, hangi kaynaktan karşılanacak?"
Yeni asgari ücrette Damga Vergisi ve Gelir Vergisini kaldırılarak işverenin vergi yükü her bir çalışanda 450 TL azaltıldı.
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, iş dünyası temsilcileri olarak bu muafiyetten "oldukça memnun" olduklarını söylüyor.
Hükümetin iş dünyasının taleplerine kayıtsız kalmadığını belirten Asmalı, "kısa vadede yüksek faiz yükünden kurtularak, orta ve uzun vadede enflasyon hedefine" ulaşmayı amaçlayan ekonomi modeline destek sunduklarını kaydediyor.
Peki, asgari ücrette işverene sağlanan bu vergi muafiyeti merkezi bütçeye nasıl yansıyacak?
"Devlet ciddi bir yükün altına girdi" diyen vergi uzmanı Ozan Bingöl'e göre asgari ücretteki bu vergi muafiyeti vatandaşa başka ek vergiler olarak dönebilir:
"450 TL'nin yanı sıra Cumhurbaşkanı işverene bir de SGK tarafında kolaylık sağlanacağını söyledi. Demek ki SGK primlerindeki indirimler artırılacak."
"Bunun maliyetinin nereden ve nasıl karşılanacağını sormamız gerekiyor. İşsizlik fonu yine eriyecek mi? Çünkü Türkiye, önümüzdeki yıla 278 milyar TL bütçe açığı ile giriyor. Orada da tek kaynağın işsizlik fonu olduğu görülüyor."
"Yeni vergiler ya da vergi artışları olacaktır, çünkü kaynak ihtiyacı hasıl olacak. Kamu maliyesinde şöyle söylenir: Bir vergi kaldırılıyorsa, yeni bir vergi getiriliyordur."
Damga Vergisi ve Gelir Vergisi muafiyetini sadece asgari ücretlilere değil, Türkiye'deki tüm çalışanlara uygulanması gerektiğini söyleyen Bingöl, aksi takdirde işverenlerin tüm çalışanların maaş bordrosunu asgari ücretten gösterme yoluna gideceğini düşünüyor:
"Diğer ücretlilerden de maaşlarındaki asgari ücret tutarı kadar damga ve gelir vergisi alınmaması gerekir. Bu yapılmazsa, ülkenin tamamının bordrosu asgari ücretten gösterilir."
"Bu uygulama sadece asgari ücret için geçerli olursa, çalışanına 4 bin 250 değil de 4 bin 300 lira maaş veren kişi vergi mi ödeyecek?"
"Memurlar dahil tüm çalışanlar yüzde 63 zam talep etmeli"
Memur-Sen Konfederasyonu da resmi enflasyon verilerinin üstünde gerçekleşen asgari ücret zammı dikkate alınarak memurların da ücretlerinde zam yapılması gerektiğini kaydediyor:
"Asgari ücretteki artış, enflasyon hedefinin ve verilerinin yerine gerçeğin dikkate alındığını gösteriyor. Asgari ücretteki artış enflasyon verilerinin üzerinde gerçekleşmiş, emekçilerin yüzünü güldürmüştür."
Memur-Sen, ekonomide yaşanan "beklenmedik dalgalanma" ve asgari ücrete yapılan zam ile birlikte, memurlara "ek zam/ilave ödeme" için en kısa sürede harekete geçilmesi gerektiğini belirtiyor:
"6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri sonrası ortaya çıkan kur ve enflasyon kaynaklı olağandışı durum, kamu görevlileri ve emeklilerinin alım gücünü düşürmüştür. Asgari ücrette vuku bulan artış iradesi, 6. Dönem Toplu Sözleşme sonrası oluşan ekonomik dalgalanmayı dikkate alma konusunda da kendini göstermelidir."
Konfederasyon bu çerçevede zaman kaybetmeden hükümet ve Memur-Sen'in tekrar masaya oturarak müzakerelere başlaması gerektiğini söylüyor.
"Gerçek enflasyon yüzde 58"
Prof. Dr. Veysel Ulusoy ise Türkiye'de enflasyon gerçeğinin yüzde 58 olduğunu ve bu bağlamda memurlar ve emekliler dahil tüm çalışanların ücretlerine en az yüzde 58 zam verilmesi gerektiğini söylüyor.
Hatta Türkiye'nin yüzde 10'luk büyüme verisi de dikkate alındığında, tüm çalışanların "hiç çekinmeden" yüzde 63'lük zam talep edebileceğini savunuyor:
"Çift haneli büyüme gerçekleştirerek yüzde 10 büyüdük diye övünürken enflasyon oranının yanı sıra bu büyüme oranının da çalışan ücretlerine yansıması gerekir."
"Enflasyonun üzerine, bu büyüme oranının en az yarısını katmamız gerektiğini düşünürsek Türkiye'de memurlara en az yüzde 63 zam yapılması gerekiyor."