Onuncu kez düzenlenen ve kısa adı ASEM olan Avrupa – Asya Zirvesi'ne iki kitadan 53 ülkenin temsilcileri katılıyor. Zirvenin amacı ekonomik ilişkileri iyileştirmek ve ortak siyasi çıkarlar üzerinde istişarelerde bulunmak. Ancak gazetecilerin, özellikle de Avrupalı gazetecilerin asıl ilgisini çeken konu, merkezinde hep Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in olduğu Ukrayna krizi ile ilgili görüşmelerdi. Liderler bir yandan, zirvenin amacına uygun olarak toplantı salonunda kalıcı işbirliği, serbest ticaret ve Avrupa-Asya dostluğu gibi konularda önceden hazırlanmış konuşmalarını dile getiriyorlar. Diğer yandan ise liderlerin ikili görüşmelerinde dünya gündemindeki meseleler ele alınıyor. Ukrayna krizi, Güney Çin Denizi'ndeki saha sorunları, IŞİD ile mücadele, deniz ticaretinin güvenliği, Ebola salgını gibi…
ASEM Zirvesi’nde bağlayıcı kararlar alınmıyor. Çeşitli ülke hükümetleri kendi ülkelerine yatırım yapılması için girişimlerde bulunuyorlar. Zirve bir yandan da her iki kitadan gelen yaklaşık 300 üst düzey şirket yöneticisinin katıldığı bir ekonomi forumuna ev sahipliği yapıyor. Malezya Başbakanı Necip Rezak zirvede yaptığı konuşmada, 1996 yılında gerçekleştirilen ilk ASEM Zirvesi’ne Asya ülkelerinin Avrupa’ya bağımlı ülkeler olarak katıldıklarını ancak bu durumun geçen zaman içinde değiştiğini ve artık Asya ülkelerinin Avrupa’da yatırımlar yaptıklarını dile getirdi.
Merkel - Putin görüşmesi
Perşembe gecesi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile merakla beklenen görüşmesini gerçekleştiren Almanya Başbakanı Merkel, Ukrayna krizinin çözümü için özellikle Rusya’nın tavrının önemli olduğunu vurgulamıştı. Rusya'nın, Minsk planının uygulandığını göstermesi gerektiğini belirten Merkel, şu an bu konuda hâlâ büyük eksiklikler olduğunu ifade etmişti. Ancak gün içinde açıklama yapan Merkel, Ukrayna - Rusya krizinin çözümü yönünde yürütülen müzakerelerden henüz bir sonuç çıkmadığını bildirdi.
Ukrayna krizi konusu Finlandiya Başbakanı Alexander Stubb’un da gündemindeydi. Ukrayna Ordusu ile ayrılıkçılar arasında varılan ateşkes anlaşmasının pek sağlam olmadığını belirten Stubb, bu anlaşmanın imzalandığı günden bu yana yaşanan çatışmalarda yaklaşık 300 kişinin hayatını kaybettiğini dile getirdi. Stubb ayrıca, Rusya tarafından ilhak edilen Kırım’ın da uzun yıllar çözülemeyecek bir soruna dönüşebileceğini ifade etti. Vladimir Putin’in birkaç gün önce, Avrupa’ya satılan Rus gazını azaltabilecekleri tehdidine de değinen Finlandiya Başbakanı Stubb, karşılıklı bağımlılık nedeni ile bunu pek de gerçekçi bulmuyor. Avrupa enerji ithalatının yüzde 30’unu Rusya’dan yaptığını, Rusya enerji ihracatının yüzde 80’inin ise Avrupa pazarına yönelik olduğunu vurgulayan Stubb, Rusya bütçesinin yarısını bu enerji ihracatı tarafından sağlandığını ve enerji hatlarının açık kalmasının herşeyden önce Rusya’nın çıkarları için gerekli olduğunu savundu.
Rusya ile ağırlıklı olarak Ukrayna krizi üzerine yürütülen görüşmeler devam ederken dün erken saatlerinde Putin aleyhine bir de protesto gösterisi düzenlendi. FEMEN aktivisti kadınlar Milano Katedrali önünde, kendileri ile özdeşleşen bir şekilde yine göğüslerini açarak Rusya Devlet Başkanı aleyhinde sloganlar attılar.