Arçelik, “Yeniliği aşkla tasarlar” sloganını “İyiliği aşkla tasarlar” olarak dönüştürdü. Dünyadaki gelişmeler, iklim kriz ve COVID-19’un sürdürülebilirlik ve fayda odaklılığı tüm kurumlar ve markalar için olmazsa olmaz haline getirdiğini belirten Arçelik Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun, “Gezegenimizin karşı karşıya kaldığı bu sorunlardan yola çıkarak kendimize ‘Ne yapabiliriz?’ sorusunu yönelttik. Çünkü biz Arçelik olarak sürdürülebilir bir dünyanın bugünden atacağımıza adımlarla mümkün olacağına inanıyoruz. ‘İyiliği aşkla tasarlar’ sloganıyla çıktığımız bu heyecan verici yeni yolculuğumuzda odağımıza öncelikle sorumlu üretim ve tüketimi aldık. Sürdürülebilir ürün, teknoloji, servis ve projeler geliştirmeyi, bu konudaki farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz. Yıllardır yeniliği aşkla tasarlayan Arçelik markamızın sorumlu üretim ve sorumlu tüketim anlayışı doğrultusunda el ele verip, dünyayı hep birlikte iyileştirebileceğimize inanıyoruz” dedi.
Arçelik markanın her zaman müşterilerinin sesine kulak verdiğini vurgulayan Zeynep Yalım Uzun, Türkiye genelinde 1250 kişiyle yaptırdıkları İyi marka algısı araştırmasının sonuçlarını da paylaştı. Katılımcıların yüzde 67’sinin iyi markayı “kaliteli ürün ve hizmet sunan” marka olarak tanımladığını belirten Arçelik Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun, “Araştırmamıza katılanlara iyi ve faydalı markadan neler beklediklerini sorduk. Yüzde 29’u doğaya zarar vermeyen ürünler/hizmetler sunması, yüzde 23’ü doğaya en az zarar verecek şekilde üretim yapması, yüzde 15’i ürünlerini geri dönüştürmesi, geri dönüştürülmüş materyallerden ürün geliştirmesi, yüzde 15’i çevreye duyarlı sosyal sorumluluk projelerinde rol alması yüzde 10’u tüketiciye çevre duyarlılığı konusunda uyaran/bilinçlendiren iletişimler yapması yanıtını verdi” dedi.
İyi Marka Algısı Araştırması’nın sonuçları
Arçelik’in Türkiye genelinde 25-36 yaş aralığındaki 1250 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmadan öne çıkan sonuçlar ise şöyle:
- Katılımcıların yüzde 51’ine göre sorumlu tüketim israftan kaçınmak/bilinçli tüketim anlamına geliyor.
- Yüzde 14’ü çevreye karşı duyarlı tüketim anlamına geldiği görüşünde.
- Yüzde 6’sı geri dönüştürülebilir/doğa dostu ürünleri tercih etmektir diyor.
- Yüzde 5’i tasarruf yapmak, yüzde 5’i de tüketicinin sorumluluk alması olarak nitelendiriyor.
- Araştırmaya katılanlara kendilerinin sorumlu tüketim noktasında neler yaptığı sorulduğunda ise;
- Yüzde 43 ile tüketeceği kadar satın aldığını, yüzde 36’sı istekleri değil ihtiyaçları doğrultusunda alışveriş yaptığını söyledi
- Yüzde 33 geri dönüşümlü ürünleri tercih ettiğini, yüzde 30 çevre dostu ürün ve hizmetler sunan markaları tercih ettiğini, yüzde 24’ü de enerji tasarruffu sağlayan ürünler tercih ettiğini ifade etti.
- Çevre konularının satın alma kararlarını nasıl etkilediği konusunda şu yanıtlar öne çıktı:
- Yüzde 75 çevrenin korunması hakkında mesajlar içeren reklamlara dikkat ediyor.
- Yüzde 71’i çevrenin korunması hakkında mesajlar içeren reklamlar yapan markaları satın alıyor
- Yüzde 69’u ürün satın alırken üretiminin ve atıklarının çevreye etkilerini göz önünde bulunduruyor.
- Yüzde 63’ü satın aldığı markaların “yeşil marka” olmasına, çevreye karşı sorumlu davranmasına dikkat ediyor
- Yüzde 62’si de satın alım kararında markanın toplumsal konularda aktif rol oynamasının etkili olduğunu söylüyor.
- Yüzde 92’si gezegenimizin varlıklarının israf edilmesinden endişe duyuyorum, çevre konusunda sorumlu davranıyorum diyor.
- Yüzde 46’sı markaların çevre dostu söylemlerini samimi bulmadığın dile getiriyor.
- İklim krizi ile ilgili sonuçlar ise şöyle:
- Yüzde 99 iklim değişiklinin birkaç sene içerisinde Türkiye üzerinde etkili olacağına inanıyor.
- Yüzde 41’i iklim krizine karşı su tasarrufu yaptığını söylüyor.
- Yüzde 18’i geri dönüştürülebilir ürünler tercih ediyor.
- Yüzde 17’si enerji tasarrufu yapıyor.
- Yüzde 14’ü ise atıklarını ayrıştıyor.