Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin ortak gerçekleştirdiği araştırmaya göre, pandemi döneminde evden çalışanların büyük bölümü daha sonra da evden çalışamaya devam etmek istediğini belirtiyor. İş yerine geri dönmek isteyenlerin büyük çoğunluğunu üst kademe yöneticiler ve erkekler oluşturuyor.
İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde çok sayıda kişi ve kurum evden çalışma modeline geçti. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Mahmut Bayazıt ile İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. İlknur Özalp Türetgen tarafından gerçekleştirilen ‘COVID-19 Gölgesinde Evden Çalışma ve İş-Yaşam Dengesi’ araştırmasına göre, ilk defa pandemi sürecinde evden çalışmaya başlamasına rağmen, çok sayıda çalışan daha sonrasında da kısmı olarak bile olsa evden çalışmayı tercih edeceğini belirtiyor. Araştırmaya göre iş yerine geri dönmek isteyenlerin büyük çoğunluğunu üst kademe yöneticiler, kıdemli çalışanlar ve erkekler oluşturuyor.
"Kadınlar daha çok zorlandı"
Hürriyet'ten Emre Eser'in haberine göre insanların salgınla birlikte ani bir şekilde evden çalışma sistemine geçtiğini belirten Doç. Dr. Mahmut Bayazıt, “Çalışanlar bu süreçte ev ve iş arasında kısılıp kaldı. Araştırmada gördüğümüz en net sonuçlardan biri kadınların bu süreçte erkeklerden çok daha fazla zorlandığı oldu. Özellikle evde eğlendirilmesi gereken bir çocuk varsa işler çok zorlaşıyor. Çocuk yoksa çalışanlar daha rahat” diye konuştu.
Çalışanların en büyük sıkıntıyı sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemlerde yaşadığını söyleyen Bayazıt, “Bu dönemde psikolojik ve fiziksel zorluklar daha fazla. Ancak 1 Haziran tarihinden itibaren normalleşme ile birlikte evden çalışanlarda bir rahatlama gözlemliyoruz” dedi. Özellikle karantina döneminde işe başlayanların kurumsal kültürü ve sosyalleşme ortamını bulamadığını aktaran Bayazıt, “Karantina ile birlikte iş dünyasına adım atanlar ofislere gelmek istiyor” şeklinde konuştu. Araştırmada şu tespitlere yer verildi:
"Evliler, kendilerine daha az zaman ayırdı"
Çocuk sahibi olanlar, olmayanlara kıyasla egzersiz yapma, işten uzak hoş vakit geçirme gibi kendileri için koruyucu ve dinlendirici davranışları daha az sergileyebiliyor. Ayrıca iş ve aile alanları arasında daha fazla çatışma yaşamaktalar.
Kalabalık ailelerdeki bireylere kıyasla, evde yalnızca 1 kişi ile birlikte yaşayanlar eve daha az, kendilerine daha fazla zaman ayırmakta ve ailevi rolleri iş sorumluluklarını daha az engellemekte.
Pandemi döneminde evden çalışmaya başlayanların, daha önce deneyimi olanlara kıyasla teknolojik zorlukları (teknostres) daha fazla yaşadığı görülmekte.
"Çalışılan gün sayısı arttıkça zorlanma arttı"
Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mahmut Bayazıt, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. İlknur Özalp Türetgen, Arş. Gör. Ferhat Ayyıldız ve Arş. Gör. Jülide Ece Kosova tarafından TÜBİTAK desteği ile 8 hafta boyunca gerçekleşirken çalışmanın diğer sonuçlarına ise şu şekilde:
Kadınlar bu dönemde erkeklere göre daha fazla fiziksel zorlanma yaşadı.
Bekarlar evli olanlara kıyasla fiziksel ve psikolojik olarak daha fazla zorlandı.
Kıdem süresi arttıkça psikolojik zorlanmanın marjinal düzeyde azaldı.
Gelir düzeyi arttıkça daha az fiziksel zorlanma yaşadıkları görülüyor.
Evden çalışılan gün sayısı arttıkça psikolojik zorlanma da yükseliyor.
Çalışmaya göre otonomi (zamanını kontrol edebilme) düzeyi daha yüksek olan bireylerde, daha düşük düzeyde fiziksel ve psikolojik zorlanma yaşandığı gözlenmiştir.
Yönetici desteği
Bireylerin yöneticilerinden algıladıkları sosyal destek arttıkça fiziksel ve psikolojik zorlanmanın azaldığı görülmektedir. Buna göre, yöneticilerinden düşük düzeyde sosyal destek algılayan bireylerin, yaşadıkları fiziksel zorlanmada azalma olmadığı görülmekte.
Nasıl değişti?
Karantina döneminin sona erdiği 1 Haziran’ın ardından işe ve eve ayrılan süre hızla artarken kendine ayrılan süre düştü.
Fiziksel ve psikolojik zorlanma düzeyleri haftalar arasında azaldı.
İş-aile ve aile-iş çatışması düzeyleri haftalar arasında azaldı
Memnuniyet düzeyi ise artış eğilimi gösterdi.