Avrupa Birliği'nin yasama organı Avrupa Parlamentosu'ndaki (AP) en büyük siyasi grup olan Avrupa Halk Partisi (EVP), Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın da üyesi olduğu Fidesz'in ihraç edilebileceği uyarısında bulundu.
Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de düzenlenen yıllık toplantısında Orban yönetiminin hukuk düzenini ve demokratik özgürlükleri köreltmesinden dolayı ülkesine zarar verdiğini dile getiren EVP yönetimi, aynı zamanda AB değerleri olan bu unsurlara saygı gösterilmemesi durumunda Fidesz ile yolların ayrılabileceğini ima etti.
Uluslar ötesi bir siyasi örgütlenme olan EVP, AB'ye üye devletlerin bünyesinde merkez sağ ve muhafazakâr çizgide bulunan siyasi partilerin bir araya gelmesinden oluşuyor. İçinde Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Hristiyan Birlik partilerini de barındıran EVP, toplantı sonrası yayınladığı bildiride Orban'ın partisinin ismini açıkça ifade etmekten ise kaçındı.
Bildiride, "Popülist ve milliyetçi aşırıcılık, dezenformasyon, ayrımcılık ve hukuk düzenine karşı tehditler, Demir Perde'nin kalkmasından bu yana Avrupa'da özgürlük ve demokrasiye karşı en büyük tehdidi oluşturuyor" ifadesi yer aldı.
"Avrupa Birliği'nin insan haysiyetine, özgürlüğe, demokrasiye, eşitliğe ve hukuk düzenine saygı değerleri üzerine kurulduğunu vurgularız. EVP'nin tüm üyelerinin ve kurumlarının bu prensiplere saygı göstermesi, koruması ve bunları yüceltmesi çağrısında bulunuyoruz" sözlerinin yer aldığı bildirinin özellikle altı devleti hedef aldığı tahmin ediliyor.
AB dönem başkanlığını sürdüren Avusturya'nın Başbakanı Sebastian Kurz, "hangi parti ya da hükümet lideri olduğu fark etmeksizin ve bu ister Macaristan, Romanya, Polonya, Malta, Yunanistan ya da İtalya olsun" Birlik'in değerlerinin "kutsal" olduğunu ifade etti. Sözü geçen altı ülke, çeşitli dönemlerde AB değerlerine uygun hareket etmemekle suçlanmıştı.
İsim göstermeden hedefte
Macaristan Başbakanı Orban ve partisi Fidesz'in icraatları, 2010 yılında iktidara geldiğinden bu yana Brüksel'de endişeyle takip ediliyor. Ülkedeki mahkemelere, medya ve sivil toplum kuruluşlarına baskı kurmakla suçlanan Orban hükümetinin ayrıca Avrupa'ya gelen mültecilere karşı takındığı sert tutum eleştirileri de beraberinde getiriyor.
Bugünkü bildiri sonrası Reuters haber ajansına bir açıklama yapan Fidesz temsilcisi AP üyesi Jozsef Szajer, EVP'nin ifadelerinde kabul edilemeyecek bir unsur bulunmadığını ve Macaristan'ı hedef almadığını söyledi.
Ancak bildiride yer alan "akademik özgürlük" ifadesinin Macaristan'a atıfta bulunduğu tahmin ediliyor. Zira Orban hükümeti, Amerikalı Macar hayırsever ve milyoner George Soros'un 1991 yılında Budapeşte'de kurduğu Orta Avrupa Üniversitesi'nin ülkedeki faaliyetlerine devam etme anlaşmasını imzalamayı reddediyor. Orban, Soros'u mülteci krizini tetiklemekle suçlarken, milyarder hayırsever ise bu iddiayı geri çeviriyor.
Yetersiz önlemler
AB kurumları her ne kadar Orban yönetimini protesto etse de, Macaristan'da artan otoriterleşmeye karşı somut adımlar atmakta güçlük çekmekle eleştiriliyor. EVP Eylül ayında AP nezdinde Macaristan'ın demokrasi, sivil haklar ve yolsuzluk konularındaki kötü karnesi nedeniyle bir yaptırım teklifini desteklemiş olsa da, partinin ihracı için yapılan çağrılar şu ana kadar sonuç vermedi.
EVP Başkanı Joseph Daul, Çarşamba günü yayınlanan bildirinin doğrudan Budapeşte'yi hedef aldığını doğruladı ancak grubunun daha sert önlemler almamasını savundu. Daul, "Her ailede haylaz bir çocuk vardır… Ve ben bu haylaz çocuk ile konuşabilmek ve onu ikna edebilmek için aile içinde kalmasını tercih ederim" ifadesini kullandı.
EVP tüzüğüne göre bir partinin gruptan ihraç edilebilmesi için yedi farklı AB ülkesinden üye partilerin oylama yapılması için talepte bulunması gerekiyor.
DW,rtr,AP/ÇÖ,GA
© Deutsche Welle Türkçe