Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Gezi olaylarından bu yana Türkiye hakkındaki düzenlenen ilk özel oturumda eleştiri okları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef aldı. AB dönem başkanı İtalya’nın Dışişleri Bakan Yardımcısı Benedetto Della Vedova diplomatik üslupla Ankara’yı eleştirirken, AP üyeleri Türkiye’nin Kopenhag kriterlerinden saptığı mesajı verdiler. Ancak, teşhiste görüş birliği olsa da Ankara’ya karşı bundan sonraki tutum konusunda AP içinde bölünmüşlük yaşanıyor.
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini adına genel kurulda söz aldığını söyleyen İtalyan bakan yardımcısı, 14 Aralık operasyonunu mercek altına aldıklarını belirtip, Türkiye’nin, aday ülke olarak, temel hak ve özgürlükleri mümkün en üst seviyeye taşıma yükümlülüğü olduğunu hatırlattı. Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda sorunlar yaşandığını kaydeden İtalyan yetkili, insan haklarının korunması konusunun Türkiye ile diyaloğun merkezinde yer aldığını ve bu sürecin motorunun da Türkiye’de zemindeki gelişmeler olduğunu söyledi.
Türk hükümetinden geçtiğimiz günlerde Ankara’yı ziyaret eden AB heyeti önünde dile getirdiği yükümlülükleri hayata geçirmesini beklediklerini sözlerine ekleyen Della Vedova, AB olarak, Türkiye'de temel hak ve özgürlükler konusunda dile getirilen kaygılara karşı Türk makamlarından “yapıcı yükümlülük ve işbirliği” beklediklerini kaydetti.
"Türkiye nereye gidiyor?"
AP’nin en önemli siyasi grubu konumundaki Hıristiyan Demokratlar adına konuşan Rumen parlamenter Christian Dan Preda, “Türkiye’nin dostu olarak söz aldığını” ve “kariyerlerini Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkma üzerine oturtmuş siyasilerden olmadığını” belirttikten sonra, 14 Aralık operasyonu ve genel olarak medyaya karşı tutum nedeniyle “endişe duyduğunu” söyledi.
Rumen parlamenter “Türk siyasilerin AB’ye üye olma ve demokratik bir toplum inşa etme niyetleri artık pek net değil. Nereye doğru yol alıyorsunuz?” şeklinde konuştu. Türk iş dünyasının da kaygılı olduğunu belirten Dan Preda, AB ile müzakerelerde “Yargı-Temel Haklar” ve “Adalet, Özgürlük, Güvenlik” konularını içeren 23 ve 24’üncü fasılların açılması çağrısında bulundu.
Yaptırım çağrısı
Hıristiyan Demokratların “gölge Türkiye raportörü” Alman parlamenter Renate Sommer ise Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların “yeni olmadığını” söyleyip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi. Türkiye’nin artık Kopenhag kriterlerini yerine getirmeyen bir ülke olduğunu savunan Sommer, AB’nin bu duruma vurdumduymaz kalamayacağını ifade edip, Ankara’ya karşı yaklaşımını değiştirmesi ve yaptırım uygulaması çağrısında bulundu.
AP Sosyal Demokrat Grubu adına söz alan Hollandalı parlamenter Kati Piri ise 14 Aralık operasyonunun AB içinde Türk hükümetinin demokratik reformlar konusundaki samimiyetinin sorgulanmasına yol açtığını söyledi. Aynı zamanda AP Türkiye raportörü olan Piri, “Ankara bundan böyle reformlara bağlılığı konusunda bizleri ikna etmelidir. AB katılım süreci Türkiye için sağlam kurumlarla çoğulcu demokratik bir sisteme sahip olma yolunda yegane fırsattır” şeklinde konuştu. Piri buna karşılık “medyaya yönelik baskıların Türkiye’yi bu yoldan uzaklaştırdığı ve bunun da Türkiye dostu herkes için kötü bir haber olduğu” görüşünü dile getirdi.
Liberal Grup adına söz alan Hollandalı parlamenter Marietje Schaake, Türkiye'nin üyeliği konusunun “kabusa dönüşmekte” olduğunu savundu. AB'nin Türkiye'yi net biçimde uyarmasını istedi. Komünist Grup adına konuşan Kıbrıslı parlamenter Takis Haciyorgiu, Hamlet’ten alıntı yaparak, “Kokuşmuş bir şeyler var şu Türkiye kraliyetinde” ifadelerini kullandı. Haciyorgiyu, karar almanın yeterli olmayacağını savunup, Türkiye’ye yaptırım uygulanmasını istedi.
AKP'nin grubu da kaygılı
Yeşiller Grubu'nu temsilen konuşan Alman parlamenter Rebecca Harms, Türkiye'de hükümetin her türlü muhalefeti “Erdoğan ve hükümetine yönelik darbe girişimi gibi görmeye başladığı” görüşünü dile getirdi. Türkiye'de AKP'nin de üyeleri arasında yer aldığı Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grubu adına konuşan İngiliz parlamenter Charles Tannock da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştirdi. “Türkiye'nin Ortadoğu’da İslamcılarla yakınlaşmasının Batı’da kaygı yarattığını” söyledi.
AP içinde ilke olarak Türkiye’nin AB üyelik perspektifine sıcak bakan üyeler, mevcut gelişmeler karşısında Ankara ile 23 ve 24'üncü müzakere fasıllarının açılması ve böylelikle Ankara üzerinde nüfuz sahibi olunmasını savundular. Buna karşılık, Ankara'nın AB üyeliği fikrine karşı olanlar Türkiye’ye mali yaptırım uygulanması ve müzakerelerin askıya alınmasını istediler.
Avrupa Parlamentosu konu hakkında Ocak ayında Strasbourg’daki genel kurul oturumlarında bir karar tasarısı oylayacak.