Kayhan Karaca / DW Türkçe
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye ile AB arasında yürütülmekte olan katılım müzakerelerinin, "16 Nisan'da referandumla kabul edilen anayasa değişikliğinin mevcut haliyle yürürlüğe girmesi halinde askıya alınması" çağrısında bulundu.
AP'nin bu kararı bugün Strasbourg'da yapılan oylamada 64'e karşı 477 oyla kabul edildi, 97 parlamenter çekimser kaldı.
AP Kasım 2016'da aldığı bir diğer kararda Türkiye ile üyelik müzakerelerinin "dondurulması" çağrısında bulunmuştu. Müzakerelerin "dondurulması" kavramının hukuksal zemini bulunmuyor. Oysa, müzakerelerin askıya alınması yönünde bugün oylanan karar Ekim 2005'te kabul edilen "Türkiye İçin Müzakere Çerçeve Belgesi"nde öngörülmekte.
Bu belgede "Türkiye'de, Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin ciddi ve sürekli olarak ihlal edilmesi durumunda, Komisyon kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine müzakerelerin askıya alınmasını tavsiye eder" ifadeleri yer alıyor. AP'nin müzakerelerin askıya alınması kararının ana dayanağını bu ifadeler oluşturuyor.
AP Türkiye raportörü Kati Piri, anayasa değişikliği paketinin iptalini değil, hukuk devleti ve temel hak ve özgürlüklerle ilgili Avrupa değerlerine uyarlanmasını istediklerini söylüyor.
AP kararında 15 Temmuz darbe girişimi bir kez daha kınanıyor, sorumluların yargı önüne çıkarılıp, adil yargılanma ilkesi temelinde kendilerinden hesap sorulmasının Türk hükümetinin görev ve sorumluluğu olduğunun altı çiziliyor. Ancak darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL kapsamındaki önlemler için "orantısız" deniyor. Özellikle onbinlerce kişinin işine son verilmiş olması ve tutuklanan milletvekili ve gazetecilerin durumu AP içinde Türkiye'nin imajını olağanüstü olumsuz etkilemiş durumda.
AP bu kapsamda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, "Türkiye'de iç hukuk yolu olmadığı" için Ankara'ya karşı dava başvurusunda bulunmuş tutuklu milletvekillerinin dosyalarını derhal kabul edip işleme koyması ve karara bağlama çağrısında bulundu.
"Türk diasporasını kontrol girişiminden kaçınılmalı"
AP raporu bu yıl "ilk"lere de sahne oldu. Türk kökenlilerin yoğun yaşadığı bazı AB ülkelerinin bu yıl başlarında Türk bakanlara yönelik miting yasakları AP kararına da yansıdı. AP, Ankara'nın AB ülkelerindeki Türk diasporasını kontrol etme girişimlerinden kaçınmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı Avrupalı liderler için "Nazi" benzetmesi de kınandı.
Karara, Hristiyan Demokrat grup üyesi Alman vekillerin girişimiyle Almanya ile İncirlik Üssü konusunda yaşanan kriz de girdi. Alman askerlerinin üsten ayrılmasının NATO müttefiklerinin terörle mücadelesine "darbe vurduğu" görüşü savunuldu.
PKK sembolleri yasaklansın
AP kararında ilk defa, PKK'nın AB terör örgütleri listesinde olduğu hatırlatılarak, bu listede olan örgütlere ait sembol ve işaretlerin kullanımının yasaklanması için AB devletlerine çağrı da yer alıyor.
Ankara'dan tepki
Karar beklendiği gibi Ankara tarafından tepkiyle karşılandı. AB Bakanı Ömer Çelik, karar için "Türk-AB ilişkilerini sabote etmeye yönelik" ifadelerini kullandı. Ankara açısından "yok hükmünde ve geçersiz" olduğunu söylediği kararı "vizyonsuzluk belgesi" şeklinde tanımladı.
Karar ne ifade ediyor?
AP kararının doğrudan bağlayıcılığı veya yaptırımı yok. Doğru. AB'nin karar organı konumundaki AB Konseyi'nin de AP kararını izleme yükümlülüğü bulunmuyor. AB Konseyi ve Avrupa Komisyonu, fasıl açılmasa bile şimdilik üyelik müzakerelerinin kağıt üzerinde de olsa devamından yanalar.
Ancak, AP AB'nin en meşru kurumu. AB karar mekanizmasındaki önemi de her geçen gün artıyor. AP Liberal grup başkanı Guy Verhofstadt gibi geçmişte ülkesinin yönetiminde rol almış veya Alman Sosyal Demokratların lideri Martin Schulz örneğinde olduğu gibi, dün AP Başkanı olup bugün ülkesinin ulusal siyasetinde önemli konumda olan çok sayıda lider bulunduğunu unutmamak gerekiyor.
AP'nin geçen yıl Türkiye ile müzakerelerin "dondurulması" yönünde aldığı karar Hollanda ve Belçika gibi bazı ülkelerin ulusal parlamentoları için örnek teşkil etmişti.
AP'nin aldığı karar sonrası şimdi gözler Avrupa Komisyonu'nun hazırlayacağı Türkiye ilerleme raporunda. Komisyon normal olarak bu yıl sonuna doğru yayımlayacağı Türkiye raporunu ilkbahar 2018'e erteledi. Dolayısıyla Ankara'nın demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti alanlarında reform sürecine dönmek için gelecek yıl ilkbahara kadar süresi var.
Aksi takdirde AP'nin bugün aldığı kararın, Avrupa Komisyonu için örnek oluşturması riski mevcut.