Gündem

AP başkanlık seçiminde İtalyan Antonio Tajani önde gidiyor

AP başkanlık seçimlerinin ilk turunda, İtalyan muhafazakar aday Antonio Tajani yarışı önde tamamladı. İkinci sırada ise bir diğer İtalyan siyasetçi Gianni Pittella var.

17 Ocak 2017 19:48

Avrupa Parlamentosu (AP), bugün ülkesi Almanya'da siyasete girmek için yeniden aday olmama kararı alan Martin Schulz'un yerine gelecek yeni başkanını seçiyor.

Yapılan ilk turu muhafazakar ve liberallerin ortak adayı İtalyan Antonio Tajani kazandı.

İlk turda 683 geçerli oy kullanıldı. Tajani, bu oyların 274'ünü aldı. İkinci sırada yer alan merkez solun adayı bir başka İtalyan siyasetçi Gianni Pittella'nın oy sayısı ise 183'te kaldı. Diğer dört adayın her biri 43 ile 77 arasında oy aldı.

AP'de 751 sandalye bulunuyor ve ilk üç turunda salt çoğunluğu alan aday başkan seçiliyor. Eğer adaylardan hiçbirisi salt çoğunluğa ulaşamazsa o zaman dördüncü turda en yüksek oyu alan yarışı kazanıyor.

Seçimlerin ikinci ve üçüncü turunun Salı günü öğleden sonra, dördüncü turunun ise akşam saatlerinde yapılması öngörülüyor.

Belçika eski Başbakanı Guy Verhofstadt'ın oylama başlamadan önce yarıştan çekilmesinin, Tajani'nin seçilme şansını artırdığı ifade ediliyor.

Bu seneki başkanlık seçimleri, AP içerisinde büyük tartışma yarattı. Avrupa Halkların Partisi'nin (EPP) aredından parlamentodaki en büyük ikinci grup olan merkez soldaki Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) grubu, EPP ile liberallerin eski Başkan Martin Schulz'un seçildiği dönemde yaptığı anlaşmayı bozdu.

Schulz, Eylül ayında genel seçimlerin yapılacağı ülkesi Almanya'ya dönerek burada siyaset yapmaya karar vermişti.

S&D, Schulz'un yeniden seçildiği 2014 yılındaki oylamada EPP ve liberallerin desteğini almış ve bir sonraki seçimlerde EPP adayını destekleme sözü vermişti.

Avrupa Birliği (AB) yanlısı ana akım partiler arasında yaşanan bu uzlaşmazlığın, Marine Le Pen ve lideri olduğu Fransız Ulusal Birlik ve İngiltere'nin AB'den ayrılma kampanyasının en bilinen isimlerinden Nigel Farage'ın lideri olduğu 20 sandalyeli Bağımsızlık Partisi gibi AB karşıtı oluşumların oynadığı rolün önemi artırmasından endişe ediliyor.