Gündem

Ankara'da milliyetçilerin gözüyle İyi Parti: Meral Akşener umut olabilir mi?

Meral Akşener'in dün Ankara'da İyi Parti'nin kuruluşunu kamuoyuna açıklamasının ardından, milliyetçi tabanın başkentteki uğrak mekanlarında güçlü bir Akşener etkisi hissediliyor. BBC Türkçe'den Fundanur Öztürk, milliyetçi seçmenlere İyi Parti hakkındaki d

29 Nisan 2018 20:30

Meral Akşener'in dün Ankara'da İyi Parti'nin kuruluşunu kamuoyuna açıklamasının ardından milliyetçi tabanın başkentteki uğrak mekanlarında güçlü bir Akşener etkisi hissediliyor.

Kimi vatandaşlar Türkiye'nin İyi Parti'yi iktidara getirmekten başka çaresi kalmadığını savunurken, kimileri yeni kurulan partiyle ilgili bir yargıya varmak için henüz erken olduğunu düşünüyor.

Özellikle AKP-MHP ortaklığına kızgın eski MHP'liler ve mevcut politikalardan bunalmış vatandaşlar İyi Parti'yi umut olarak görüyor.

Ankara'daki milliyetçi tabanın uğrak mekanlarından olan Emirgan Çaycısı'nın sahibi Atilla Yaylagül, müşterileri arasında Akşener'e desteğin belirgin şekilde fark edildiğini söylüyor.

Yaylagül, Akşener'e oy vermeyecek sol eğilimli insanların da AKP'yi bertaraf etmek için Akşener'i desteklediğini söylüyor. Fakat çaycısında sohbet ettiği birçok müşterisinin, kendisi gibi Akşener'e oy vereceğini belirtiyor:

"Çoğu erkeğin yapamayacağı şeyi yapabilecek kapasitede bir kadın olduğunu İçişleri Bakanı olduğu zamanlar hissetmiştim. Yıllar geçse de duruşu hep aklımdaydı. Akşener'in vatanseverliği temsil ettiğini düşünüyorum ve Akşener'in gelmesini çok istiyorum. Meral hanımın memleketin üç beş kişiden ibaret olmadığını göstermesi gerekiyor."

Kendini bildi bileli MHP'yi desteklediğini söyleyen Yaylagül, artık MHP-AKP birlikteliğinden rahatsız olduğunu vurguluyor:

"O kadar erkeğin içindeki tek kadın olan Meral Hanım'ın ahlakına yapılan ithamlar çok çirkindi. Ama Akşener'e hakaret eden insanların, geçmişte (Devlet) Bahçeli'ye 'cibiliyetsiz, züriyetsiz' diyenlerle artık aynı masada oturduğunu gördüm."

Yaylagül, bir değişim partisi olarak gördüğü İyi Parti'nin kadrosuna daha çok gençleri katmasını temenni ediyor ve "Bir dakika bile olsa Akşener ile tanışmak istiyorum. Olmazsa da işi gücü rast gitsin" diyor.

Ankara'da milliyetçi tabanın bir diğer uğrak mekanı ise Demir Kıraathanesi.

Kıraathanedeki vatandaşlar, Türkiye'de iktidara muhalif herkesin korku atmosferi içinde yaşadıklarını söylüyor.

Devlet memuru olduğunu söyleyerek haberde soadının yer almasını istemeyen Yusuf adlı bir seçmen, "50 küsur yıllık hayatımda kendimi hiçbir zaman bu dönemdeki kadar güvensiz hissetmedim. Kendimizden korkmuyoruz, bu adamlar sana işkence etmek için evladına, ailene saldırıyorlar" diyor.

Buna karşılık kıraathanenin bir başka müdavimi Yasin Koç "Korka korka bu hale geldik, düşüncelerimizi söyledik diye ne olacaksa olsun, zaten her şey kötü gitmiyor mu?" diye soruyor.

Salih Işık ise araya giriyor ve İyi Parti'nin amblemini kast ederek, "Türkiye'ye güneş doğdu. Bu güneş kararmayacak" diyor.

Yusuf bu güne kadar MHP'ye, Salih Işık ise Demokrat Parti (DP) kökenli olmasına rağmen CHP'ye oy vermiş. Şimdi hepsi, Akşener'in partisine oy vereceklerini söylüyor. Yusuf, Akşener'i bir umut olarak gördüklerini anlatıyor:

"Türkiye'nin içine düştüğü bu sıkıntılı demokrasi açmazı içerisinde, adaletin işlemez hale gelmesi bizleri çok derinden etkiledi. Son dönemdeki uygulamalar da sanki Türkiye'de bir tek parti iktidarına dönüş gibi bir yapı göstermeye başladı ve MHP bu süreçte çok kötü bir sınav verdi. Açıklanamaz davranışların ve tutumların içerisine girdi. MHP kendi partim ama beni hayal kırıklığına uğrattı."

Işık'a göre ise Akşener'e oy vermek artık Türkiye'nin geleceği için bir 'ihtiyaç':

"Sola yönünü dönmeyecek bir insan olmamama rağmen bu açmazdan kurtulmak için CHP'yi destekledim. Artık Türkiye'nin içinde bulunduğu bugünkü ortamda, gelecek vaad eden yeni bir partiye şiddetle ihtiyaç olduğunu görüyorum. Türkiye tam bir açmaz içerisinde. Meral Hanım Türkiye'nin yetiştirdiği ender gelecek vaat eden bir insan. Bu nedenle Meral Hanıma elbette oy vereceğim."

Demir Kıraathanesi'ndeki bazı vatandaşlar ise İyi Parti'yle ilgili bir kanaat oluşturmak için henüz erken olduğunu düşünüyor ve partinin projelerini görmeyi bekliyor.

İsmini vermek istemeyen 60 yaşında bir bankacı, "Türkiye şu an bir sınav vermektedir. Emperyalizme karşı mücadele ediyoruz ve demokrasi konusunda sıkıntılarımız var. Akşener'e oy verip vermeyeceğimi Türkiye'nin tam bağımsız bir ülke olması için uluslararası sahnedeki tutumu belirleyecek" diyor.

Ömer Köksal da parti programını inceledikten sonra karar vereceğini ama anayasa referandumundaki tutumundan sonra MHP'ye bir daha oy vermeyeceğini söylüyor:

"Bizim dönemimizde hangi mahalle doğduysan o mahallenin ideolojisine takılıp gidiyordun. Ben de o nedenle MHP kökenliyim ama oy verecek parti bulamıyorum. Bahçeli bir bakıyorsun muhalefet oluyor, bir bakıyorsun AKP'ye yandaş oluyor. Daha önce tüm fikirlerde ayrışıyordu, şimdi tüm fikirlerde bağdaşıyorsun. Ne oldu, ne değişti düşünceleri oluştu bende. Şu şartlarda MHP'ye bir daha oy vermeyeceğim."

Turancılar Toplumcu Düşünce ve Eğitim Derneği'nde üniversite öğrencisi "Türkçü gençlerle" bir araya geliyoruz.

Herhangi bir siyasi partiyi desteklemek yerine "Türkçü gençler" yetiştirerek toplumu dönüştürüp, bu yolla siyasi partileri de "Türkçüleştirmeyi" hedefleyen gençler, 2005 sonrasında yaptıkları bir sonraki seçimleri de boykot edeceklerini söylüyorlar.

Hiçbir siyasi partinin kendilerini temsil etmediğini söyleyen gençler, Meral Akşener'in de kendilerini oy vermeye ikna edemediğini anlatıyor.

Turancılar Toplumcu Düşünce ve Eğitim Derneği Recep Ali Gündüz, Akşener'in Türkçü bir siyaset üreteceğine inanmıyor:

"Yeni kurulan parti için Ümit Özdağ Türkçü bir çizgide olacağını iddia etmişti. Ancak yeni partinin kurucular kurulu açıklanınca gördük ki, içinde Ermeni, Kürt, ya da AKP'nin eski isimleri yer alıyor. Bu da İyi Parti'nin bir kitle partisi olduğunu ortaya koydu. Dolayısıyla Akşener'in ise milli bir siyaset güdebileceğine inanmıyorum. Menfaat uğruna Nuh'un gemisine dönmüş oluşumlardan ideoloji beklemek, Türkçülük beklemek çok yanlış."

Gündüz, mevcut atmosferde "kötünün iyisi" görülerek bir siyasi partiyi desteklemenin yanlış olduğunu düşünüyor:

"Biz siyasete karışmıyoruz ve mevcut sisteme tamamen karşıyız. Türkiye'de şu anda Türk milliyetçilerini temsil eden bir siyasi parti yok. Zamanında Tayyip Erdoğan ve AKP'yi ortaya çıkaran sistemin de, aynı şimdi olduğu gibi 'Denize düşen yılana sarılır' mantığı olduğunu görüyoruz.

"Halbuki biz halkı Türkçü yapabilirsek, Türk milletine Türkçülüğü aşılayabilirsek, bütün siyasi partiler zaten oy alabilmek Türkçü politikalar üretecekler. Dolayısıyla bizim şu aşamada bir siyasi parti kurmamıza ya da desteklememize gerek yok."

2014 yılında Ankara'da Genç Atsızlar'la tanışan Ankara Üniversitesi'nde ikinci sınıf öğrencisi Turan Ergün Tekeli de seçimleri boykot ediyor:

"Fikirlerimin hiçbir siyasi parti tarafından temsil edilmediğini düşünüyorum. Türkçülük çizgisinde kabul edemeyeceğimiz tavizler veriliyor. Toplumun Türkçü çizgiye gelmesinde biz gençlerin rolü büyük. Biz de mevcut siyasi partilerden ziyade bu amacımıza odaklanıyoruz."

Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi Asiye Öztürk de Tekeli'ye ek olarak toplumun giderek Türkçülüğe yaklaştığını düşünüyor:

"Üniversiteye başladığımda Türkçü olduğumu söylediğim zaman yadırganıyordum ve abes bir şey yapıyormuşum gibi bakıyorlardı. Ama artık öyle değil, insanlar bu kavrama çok alıştılar ve Türkçülere bakış açıları değişti. 'Bizim sandığımız gibi insanlar değillermiş' atmosferi oluştu."