IŞİD’in El Kaide örgütüyle sorunları olsa da, bu örgütle hemen hemen aynı tarz ve tavra sahip olduğu görüşünden hareket eden Ankara, Musul’un IŞİD’in eline geçmesiyle birlikte “El Kaide tarzı tehlikeli bir örgütün Türkiye’nin hemen yanıbaşında yoğun faaliyet içine girmesinin” sıkıntısını yaşıyor. ABD, merkezi Irak hükümeti ve Kürt yönetimiyle yoğun bir diplomasi trafiği yürüten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, IŞİD’in durdurulması için uluslararası güçlerin harekete geçmesini istedi.
Ankara ‘birlik' istiyor
Peki Türkiye, Irak’ta yaşanan kaosun daha da büyümemesi, Türkiye’nin de IŞİD’in hedefi haline gelmemesi için ne yapacak? Türk Dışişleri’nde yapılan ilk değerlendirmelerde Ankara’nın hem Bağdat hem de Erbil’le diyaloğunu güçlendirmesi, taraflarla güven ilişkisine dayalı bir diyalogla sorunun üstüne gidilmesi gerektiği görüşü ağır bastı. Kürt yönetimiyle kurulan yakın diyaloğun Bağdat yönetimini rahatsız ettiğini bilen Ankara’nın, önümüzdeki günlerde Bağdat’la da ‘yakın diyalog açılımı’na gitmesi artık an meselesi. Türk diplomatik yetkililer, “Türkiye, Irak’ta yaşanan kaosta kimseyi dışlamadı, üstelik taraflara hep birliktelik tavsiyesinde bulundu. Ancak, Irak’ta hem merkezi hükümet, hem de Kürt yönetimi otorite paylaşımı konusunda yapıcı olamadı. Türkiye, önümüzdeki süreçte taraflarla yoğun diyaloğunu artıracaktır” diyor.
Ankara, IŞİD’in El Kaide ile yaşadığı sorunları da ‘durumun kontrolü’ açısından avantaj olarak görüyor. Türk diplomatik yetkililer Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin ve Irak’ı da kapsayan geniş bir coğrafyada halifelik kurmayı hedefleyen IŞİD’in, El Kaide’yle bağını koparmış ve ona rakip bir örgüt olarak bilindiğine dikkat çekiyor. Bu durumda; Irak merkezi hükümetinin dışladığı gruplardan beslenen IŞİD, ancak Irak’taki dağınıklığın toparlanması durumunda gücünü yitirebilecek. Bunun için de sadece Türkiye’nin değil Amerika’nın da bölgede ‘birlik çağrısını’ güçlendirmesi gerekiyor.
Türk Dışişleri’nde böylesi değelendirmeler yapılırken, Türkiye-Irak Dostluk Derneği Başkanı Mehmet Kapkiç’in mesajları da dikkat çekiyor. Kapkiç, IŞİD’in Suriye’deki kaos ve savaş ortamından güç alarak Irak’ta varlığını artırdığını söylüyor. Yani, sorun sadece Irak’ta değil. Suriye’deki kaos tüm bölgeyi terör örgütlerinin kucağına atacak ölçüde büyüdü. Kapkiç, “Saddam döneminden kalan güçler uyandılar ve Maliki hükümetine de kolaylıkla savaş açabileceklerini gördüler. Çünkü bölgede inanılmaz bir kaos var” diyor. Kapkiç, IŞİD’in temel hedefinin tıpkı adındaki gibi “Irak ve Şam’ı birleştirecek bir devlet kurmak” olduğuna vurgu yaparken, onları bu yoldan çevirmenin tek yolunun da Irak’taki halkların varlık mücadelesine Türkiye başta olmak üzere tüm dünyanın destek vermesi olduğunu söylüyor.
'Defacto'ya izin vermeyiz'
IŞİD’in Musul’u ele geçirmekle kalmayıp, Irak’taki ilerleyişini sürdürmesi Ankara’da devletin zirvesindeki trafiği de hızlandırdı. Dışişleri Bakanlığı, edindiği bilgileri Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı ile paylaşıyor. Musul’dan kaçan yüzbinlerce Iraklı’ya nasıl yardım yapılacağı tartışılırken, ülkedeki Türk vatandaşlarının da tahliyesine dönük çalışmalar yapılıyor. Irak’taki otorite boşluğundan yakınan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de “Boşluk bırakmamak lazım. Bırakırsanız, bu tür şeylerle doldurulur. Defacto gelişmelere müsaade edilemez” açıklaması yaptı. Irak’ta neler yaşandığı konusunda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun kendilerini de bilgilendirmesini isteyen muhalefet partileri; Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün tehlikede olduğunu belirtip, Türkiye ile uluslararası toplumun Irak halkına acilen yardım etmesi gerektiği görüşünde birleşiyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Ocak ayında bir IŞİD konvoyunu vurduğunu duyurmuştu. IŞİD’in Mart’ta YouTube’de bir video yayımlayarak Süleyman Şah Türbesi’ndeki askeri varlığını çekmemesi halinde Türkiye’ye bir saldırı düzenleyeceği haberi de günlerce konuşulmuştu. Şimdi Ankara, bu tehdide karşı üzerinde çalıştığı önlemleri de güncelliyor.
IŞİD’in bugün tüm bölge için tehdit oluşturan bir güce dönüşmesinde Suriye’deki savaşa müdahil olması büyük rol oynadı. Örgüt, Suriye’deki etkinliğini kullanarak kendine sürekli taraftar sağladı ve muhaliflere gönderilen silahlardan da pay topladı. Bu noktada Türk emniyeti ve istihbaratı, Türkiye’nin IŞİD’in hedefi olabileceğine dair bilgi notlarını daha önceden devletin zirvesine bildirmişti. Türkiye’de devletinin zirvesinin IŞİD özelinde Suriye ve Irak’taki gelişmeleri yeniden değerlendirip, somut bir stratejiyi devreye sokmak istediği de Ankara kulislerinde konuşuluyor.