MİT Müsteşarlığı’ndan ayrılıp AKP’ye milletvekilliği adaylığı başvurusu yapan ancak sonra adaylıktan vazgeçen Hakan Fidan’ın hükümet tarafından yeniden MİT’e atanması, hükümetle muhalefet arasında yeni bir gerilim kaynağı oldu. Hükümet, atamanın hukuki olduğunu söylese de muhalefet hem tam tersini söylüyor, hem de partili bir MİT müsteşarının ‘tarafsızlığının ülke güvenliğine zarar vereceğini’ savunuyor. Peki, Hakan Fidan’ın MİT’e geri dönmesiyle yaşanan gelişmeler siyaset ve hukuk dilinde ne anlama geliyor?
“Hukuksuzlukların bir parçası”
Ankara Üniversitesi’nden siyaset bilimci Baskın Oran, Hakan Fidan’ın yeniden MİT’e atanmasını Deutsche Welle’ye değerlendirirken, “Fidan’ın yeniden MİT’e atanması, ülkede yaşanan hukuksuzluğun bir parçasıdır” diyor. Türkiye’de anayasa ve yasalardan daha üstün bir güç olduğunu ve bu gücün de adının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu öne süren Oran, “Evet, bir kez daha görüyoruz ki, o ne isterse oluyor. Neyi, nasıl isterse öyle oluyor. Türkiye’de hukuk işlememekte, Erdoğan kendi hukukunu uygulamaktadır” yorumunu yapıyor. Fidan’ın, milletvekilliği adaylığından vazgeçerken de “ülkenin yönetilemediğinden” hareket ettiğini söyleyen Oran, “Anladık ki, güç başka şey, ülkeyi yönetmek başka şey. Erdoğan ülkeyi yönettiğini zannedebilir ama sadece zanneder. Ama Fidan bunu fark ederken de Erdoğan’ın istediğini yapıyor. Bu da Türkiye’de kamu görevlilerinin ne kadar zor bir durumda olduğunun açık göstergesidir” diyor.
Fidan’ın MİT’in başına geri dönmesinin de tamamen hukuksuz olduğunu söyleyen Baskın Oran, “MİT müsteşarlığı sıradan bir görev değil ama bakınız hükümet onu sıradan bir memuru gibi istediği yere atıyor, gönderiyor. MİT Kanunu ve milletvekili olmak için istifa eden kamu görevlilerini ilgilendiren 298 Sayılı Kanun da Fidan için yapılan işlemin tamamen hukuksuz olduğunu açıkça göstermektedir” görüşünde bulunuyor.
Muhalefet partileri CHP ve MHP de Fidan’ın MİT’e dönmesini bu kanunlara dayanarak hukuksuz bulduklarını dile getirdiler. MİT Kanunu, “MİT fiili kadrosuna atanan personelden, bu teşkilattaki göreve başladıkları tarihten itibaren beş yıl geçmeden istifa edenler veya istifa etmiş sayılanlar, görevle ilişkilerinin kesildiği tarihten itibaren beş yıl geçmedikçe devlet memurluğuna alınamazlar” diyor.
Fidan’ın MİT’te göreve başlamasında da 4 yıl 8 ay geride kalmış durumda. 298 Sayılı Kanun da kamu görevlilerinin seçimi kaybetmeleri halinde Yüksek Seçim Kurulu’nca seçim sonuçlarının ilan edilmesinden sonra eski görevlerine dönebileceklerini söylüyor. Hükümet, “Fidan, seçim sonuçlarının ilanından önce görevine döndü” diyerek, bu kanunun da gerekçe gösterilemeyeceğini öne sürüyor.
“Anayasaya aykırıdır”
Marmara Üniversitesi’nden Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu da Fidan’ın MİT’e geri dönmesinin yasal olup olmadığı sorusunu Deutsche Welle'ye yanıtlarken, Anayasa’nın 70. maddesinde kamu yönetiminin ‘tarafsızlık ilkesi’yle yürütüleceğinin açıkça belirtildiğine gönderme yapıp, “Politik tarafgirlik beyanında bulunmuş Hakan Fidan’ın MİT’e geri dönmesi anayasa aykırıdır” belirlemesini yapıyor. Kamu hizmetinde 2 önemli öğe olduğunu, bunlardan birisinin “MİT gibi özellikli bir kurumun siyasetten uzak durması” diğerinin de “milli istihbarat hizmetinin tarafsızlıkla yerine getirilmesi gerektiği”ni anlatan Kaboğlu, “İşte tüm bu öğeler ihlal edilmiştir. MİT, siyasallaşmıştır ve bu anayasa ihlaliyle gerçekleştirilmiştir” diyor.
Kaboğlu, Hakan Fidan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istekleri doğrultusunda hareket ettiğine ilişkin tartışmalara da dikkat çekiyor ve bu tartışmaların “ülkedeki ciddi bir sorunu gün yüzüne çıkardığına” vurgu yapıyor. “Bu, nasıl bir devlet mekanizması kurulmak istendiğine dair bir sorundur. Devlet yönetimi bakımından uyarıcı bir süreçtir. Anayasanın öngördüğü görev-yetki ve sorumlulukların nasıl başka bir hal aldığını, dahası laçkalaştığını göstermesi bakımından ibret vericidir” uyarısında bulunan Kaboğlu, Türkiye’nin 7 Haziran seçimleri öncesinde doğrudan hükümet eliyle ‘kaosa itildiği’ tespitinde de bulunuyor. Kaboğlu, “Tıpkı diğer devlet kurumları gibi MİT de kamuoyunun gözü önünde rencide edilmiş, MİT aracılığıyla anayasa ihlali yapılmış, toplumun kafası bir kez daha karıştırılmıştır. Hükümetin zaman kaybetmeden anayasayı uygulaması şarttır. Türkiye’de demokrasiden söz etmek bundan böyle çok ama çok zordur” diyor.
Erdoğan’ın “sır küpü”
Tayyip Erdoğan’ın ‘sır küpüm’ dediği Hakan Fidan, 2010’dan beri MİT’in başında bulunuyor. Başından beri çözüm sürecinin kilit ismi olarak görev yapan Fidan en çok 2009’da PKK yöneticileriyle Norveç’in başkenti Oslo’da yaptığı müzakerelerin kaydı internete sızınca dikkat çekmişti. Fidan bu kayıtlarda kendisini “Sayın Başbakanın özel temsilcisiyim” diye tanımlıyordu. 2012’de Fidan’ın KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağrılması da Türkiye’yi dalgalandırmıştı. Bunu önlemek için hükümet kanun değişikliğine giderken, dönemin başbakanı Erdoğan Fidan için “Türkiye’nin geleceği için sır küpü” ifadesini de kullanmıştı. Erdoğan, Fidan’ın AKP adaylığını da uygun görmediğini dile getirerek Fidan ile ilgili tartışmaları alevlendiren isim olmuştu.