T24 Haber Merkezi
Gonca Tokyol
Üniversite öğrencisi Merve Demirel’in cumartesi günü Ankara Kızılay’daki bir eylem sırasında polis tarafından gözaltına alınışının görüntüleri toplumun birçok kesiminde tepkiye sebep oldu. Demirel, yaşadıklarını “Hakkını aramak isteyen bir başörtülüye yapılan bir taciz var” sözleriyle özetlerken; Ankara Emniyet Müdürlüğü ise Demirel’in direnmesi sonucu basına yansıyan görüntülerin ortaya çıktığını savundu.
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği’nin (TAYAD) eylemi sırasında yaşananlar CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu TBMM gündemine de taşırken; görevli polis memurunun görüntülere de yansıyan şekilde Demirel’e yönelik hareketinin cinsel taciz mi, yoksa cinsel saldırı mı olarak nitelendirileceği kafa karışıklığına sebep oldu.
Cinsel saldırı ile cinsel taciz suçları, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ‘Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar’ı kapsayan 6. bölümünde tanımlanıyor. ‘Cinsel saldırı’ suçuyla ilgili TCK Madde-102’de “Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir” deniyor.
Cinsel taciz ise Madde-105’le düzenleniyor. Buna göre, “Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Bu konuda Yargıtay’ın da emsal bir kararı bulunuyor. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin Aralık 2007 tarihli emsal kararına göre, ‘bele sarılmak’ taciz değil cinsel saldırı olarak nitelendiriliyor. Kararda, “Bele sarılmak fiili ile birbirine benzeyen ve fiziksel temas içeren, objektif olarak şehevî nitelikte bulunan hareketlerin cinsel suç kapsamında yeterli kabul edildiğine göre, ‘mağdurun kalçasının ellemek’, ‘mağdurun göğüslerine dokunmak’ ve benzeri iradi ve şehvet içerikli olduğuna kuşku duyulmayan davranışların cinsel saldırı suçu olacağı söylenebilir” ifadelerine yer veriliyor.
T24'ün görüşüne başvurduğu avukatlar da, polisin cumartesi günü Ankara Kızılay'daki eylem sırasında Merve Demirel'in gözaltına alınmasında yaşananların kanuna göre 'cinsel taciz' değil 'cinsel saldırı' olarak nitelendirilmesi gerektiğini söyledi. TCK Madde 102'deki tanımda, 'vücut dokunulmazlığının ihlali'ne dikkat çekildiğini belirten hukukçular, cumartesi günü yaşananların da cinsel saldırı olarak nitelendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Suç duyurusunda bulunuldu
Öte yandan, CHP’nin avukat milletvekillerinden Sezgin Tanrıkulu ise Demirel’le birlikte ilgili polis memuru hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu sonrasında HDP Milletvekili Gergerlioğlu ile birlikte yaptıkları açıklamada, Demirel’e yapılanların fotoğrafını gördüğünde ‘kanının donduğunu’ söyleyen Tanrıkulu, “Taciz ancak bu şekilde belgelenebilirdi. Çünkü ben kendi deneyimlerimden biliyorum ki, gözaltına alınan neredeyse bütün kadınlar ya gözaltına alınırken, ya gözaltı sırasında ya da cezaevinde tacize uğruyorlar. Ve bunu kanıtla ortaya koymanın imkanı yok” dedi. Kadın tutukluların cezaevlerinde arama sırasında görüşmeye giderken, duruşmaya giderken ve dönerken ‘büyük tacizlere’ uğradığını kaydeden Tanrıkulu, Merve kardeşimiz büyük bir cesaretle bunu ortaya çıkardı, saklamadı; kendini, yüzünü saklamadığı için bu onun ayıbı değil, bu bunu yapanların ayıbı" diye ekledi.
Kamu personelinin kimliğinin belli olduğunu kaydeden Tanrıkulu, “Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün kurumsal olarak bunu meşru gösterme ve koruma çabası bu türlü tacizleri meşru gören zihniyeti de güçlendirmektedir” dedi.