AKP ve MHP Anayasa metninde anlaşma sağladı. Anayasa teklifinin cuma akşamı ya da cumartesi günü Meclis'e sunulması bekleniyor. AKP ile MHP'nin uzlaştığı Anayasa metni 13 maddeden oluşuyor. Metnin son şekli öğleden sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sunuldu. İki parti arasında taslak konusunda hiçbir pürüz kalmadığı belirtildi. Anayasa uzmanları anayasa teklifinin aceleye getirildiği görüşünde. Prof. İbrahim Kaboğlu, "OHAL kaldırılmadan anayasa değişikliği yapılamaz" derken, Prof. Ersin Kalaycıoğlu da, "Bizim için kritik olan konular çevre, iklim değişikliği, adalet ve iktisadi kalkınma olabilir... Anayasa bunların üretiminde ne kadar başarılı olacaktır? Dolayısıyla burada bir demokrasi ile yönetilmeyi veya yönetilmemeyi tercih edeceksiniz" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, önce Demokrasi Girişimi, önceki akşam, Kadıköy’de, ‘Anayasal Geleceğimiz’ konulu 14. etkinliğini gerçekleştirdi. Açılışı eski CHP Milletvekili Sosyal Haklar Derneği Başkanı Melda Onur’un yaptığı etkinlikte, Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu da bir konuşma yaptı.
"Bu acele neden?"
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: “Anayasa aceleye getiriliyor. Geçen hafta, Başbakan, ‘OHAL sırasında referandum olmaz’ dedi. İyi, güzel de sayın Başbakan; sen ki, anayasa sana hiç böyle bir yetki tanımadığı halde anayasa ile uğraşıyorsun, anayasa ile yatıp kalkıyorsun. Rusya’dan bile anayasa konusunda ahkâm kesiyorsun. Geç de olsa OHAL’de yapılamayacağını dillendirdin. Tamam da peki anayasa süreci nasıl yürütülecek OHAL’de? Kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmeler hakkında nasıl bilgi sahibi olacağız? İnsanlar, sokaklarda polisimize coplattırılmadan, tekmelettirilmeden, şiddet görmeden anayasa gösterisi ne zaman yapabilecekler? Anayasa gündemininin ele alınmasının önkoşulu OHAL’in kaldırılması. Bir, OHAL kaldırılmadan anayasa gündeme getirilemez. İki, OHAL kaldırılmadan anayasa değişikliği yapılamaz. Üç, OHAL kaldırılmadan rejim değişikliğini beraberinde getiren bir anaysa değişikliği hiç yapılamaz. Bu konuda çok net olmak durumundayız. Asgari bir kamuoyu oluşmadan anayasaya el sürülemez. Bu acele neden? 12 Eylül yöneticileri bile 2 yıl 2 ay sabrettiler anayasa için. Peki siz neden 2 hafta, 2 ay sabretmiyorsunuz? Nedir aceleniz? Rejim değişikliği bu ortamda meşru olamaz. Getirilecek olan anayasa tarih olarak yeni bir anayasa olabilir. Ama 15 Temmuz anayasası olacak, kazanımlarımızdan geri bir anayasa olacaktır.
"AYM arafta"
Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu: “Yeni bir anayasa yapılsa dahi şu an yaşadığımız OHAL’den farklı bir durum ortaya çıkmayacak. Etkisizleştirilmiş bir yargı, tüm yetkilerin bir elde toplandığı, yasamanın devre dışı bırakıldığı, tek kişilik, kişiselleştirilmiş iktidarı ortaya çıkarmaktan başka bir durumun ortaya çıkmayacağını söylemek mümkün...
Kazanımlarımızın ne kadar gerisinde kaldığımızı, ne kadar geriye gitmekte olduğumuzu ve gideceğimiz yöne ilişkin rejimin ne olduğunu, bu anayasa değişikliği ile beklenen ortam bize çok açık net bir şekilde gösteriyor. Bırakın anayasa değişikliğini, anayasa güvenliğinin de ortadan kaldırıldığını görüyoruz. Yargı denetiminden bağımsız tasfiyelerde amaçlarının ne olduğunu sormak gerekir. Gerçekten sadakatten uzaklaşan cemaatin mensuplarını temizlemek mi amaçlanıyor? Eğer bu yol izlenirse, bir temizlik yapılamayacak, yine (cemaat mensupları) kamu görevlilerine dönebilecekler. OHAL bittiğinde, KHK’ler ortadan kalkacak. Anayasa Mahkemesi’ne şu ana kadar 47 bin başvuru geldi. Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karşısında, konumunu test etme açısından, önemli bir kararın arefesinde. KHK’lere karşı çekingen tutumu devam ettirirse, bireysel başvuru kurumu bir daha düzelme imkânı olmaksızın çökmüş olacak. Önündeki temel sorun bu. Ya işlevsiz yetkisiz bir mahkeme haline gelecek ya da her somut olaya ilişkin hak iddia eden esas denetimi yapacak.”
"Kriterlere dikkat"
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu: “Bir oy vereceksiniz ve oy vermeden önce düşüneceksiniz. Bu anayasa veya yeni siyasal rejim başarılı olur mu olmaz mı? Buna nasıl karar verceksiniz? Dört temel ilkeye bakıyoruz. Bir siyasal rejim olarak kullanıldığında, genel olarak bizim için uygun, adil ve hakça olduğunu düşünüyor musunuz? Meşru olarak kabul ediyor musunuz? Yani temel itibari ile yetki kullanan kişinin veya kurumun yönetme hakkına sahip olup olmaması durumu. Dolayısıyla bu metnin Türkiye’yi yönetme hakkı olmalı mıdır? Buna karar vereceksiniz. Örneğin, Amerikan anayasası 10 kuşak geçmiş hâlâ güncel. Bu yola girmeden önce, toplumun olabildiğince çoğunluğunun anayasa ile özdeşleşmesi, ‘Ben de yapsaydım böyle bir şey yapardım’ demesi gerekiyor. İkinçi ölçüt, o anayasa ile şiddete başvurmadan siyasal uzlaşmayı ne kadar çözebileceğiz? Üçüncü olarak bir hükümet yetkilisi bulunduğu mevkiyi kendi yararına ne ölçüde kullanılmasına fırsat verecektir veya vermeyecektir? Dördüncü konu... ‘Adalet var’ dediğiniz zaman birine uygulayıp diğerine uygulamadığınız bir durum olmaz. Bizim için kritik olan konular çevre, iklim değişikliği, adalet ve iktisadi kalkınma olabilir... Anayasa bunların üretiminde ne kadar başarılı olacaktır? Dolayısıyla burada bir demokrasi ile yönetilmeyi veya yönetilmemeyi tercih edeceksiniz.”