Eylül 2016’dan beri Silivri’de tutuklu bulunan gazeteci yazar Ahmet Altan’ın avukatı Figen Albuga Çalıkuşu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) gerekçeli kararını açıklamasının ardından dava dosyasının inceleme aşamasında bulunduğu Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanlığına dilekçe yazarak, müvekkilinin tahliyesini ve beraatini talep etti.
Karara ilişkin değerlendirmelerin de bulunduğu dilekçede AYM’nin düşünceyi, ifadeyi ve basın özgürlüğünü yok saydığı ifade edildi. Konuyla ilgili yazılı basın açıklaması yapan Çalıkuşu, AYM kararının hukuk ve bireysel başvuru hakkı açısından çok talihsiz ve kaygı verici olduğunu söyledi.
Altan’ın bireysel başvurusuna 3 Mayıs 2019 günü oy çokluğuyla ret kararı veren AYM, kararın gerekçesini 26 Haziran 2019 tarihinde açıkladı. AYM gerekçesinde, soruşturma makamlarının değerlendirmeleri ile tutuklama kararı veren mahkemelerin kararlarının “keyfi ve temelsiz” olmadığını savunarak “ifade özgürlüğü ihlâli yoktur” dedi. Ret kararına karşı oy kullanan AYM Başkanı Zühtü Arslan, Başkan Vekili Engin Yıldırım ve üç üye yargıç, “hak ihlâli bulunduğu” yönünde kanaat bildirdi. Karşı görüş bildiren beş yargıç, Altan’ın tutukluluğu nedeniyle “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkı ile “ifade ve basın özgürlüğünün” ihlâl edildiğini belirttiler.
“Ret kararı hukukun temel ve evrensel ilkelerine aykırı”
AYM’nin gerekçesinin yayımlanmasının ardından Yargıtay 16. Ceza Dairesi Başkanlığına yazdığı dilekçede Avukat Çalıkuşu, Ahmet Altan’ın hâlen Yargıtay incelemesinde olan dosyası ile ilgili tahliye ve beraat isteminde bulundu.
Çalıkuşu dilekçesinde, AYM kararının beş tanesi uzmanlığı hukuk olmayan 10 üyenin oyuna karşılık Yüksek Mahkeme’nin başkanının da aralarında olduğu beş üyenin karşı oyu ile alındığını hatırlattı. Çalıkuşu, ret oyu veren 10 üyeden dördünün ise aynı dosya kapsamında değerlendirilen Mehmet Altan’ın bireysel başvurusu ile ilgili daha önce “ihlâl vardır” yönünde görüş bildirdiklerini kaydetti.
Çalıkuşu, Ahmet Altan’ın başvurusuna ret kararı veren 10 üyenin gerekçede bildirdikleri görüşlerin, hukukun temel ve evrensel ilkelerine, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ilke ve görüşlerine aykırı olduğunu söyledi.
“Yüksek mahkemeler iddianın tarafı olamaz”
Dilekçesinde, AYM İç Tüzüğü 57. maddesindeki, “karar aşamasında oyların eşitliği halinde Yüksek Mahkeme Başkanının bulunduğu taraf yönünde karar verileceği” hükmünü de hatırlatan Çalıkuşu, inceleme aşamasında Yargıtay’ın bu hususu göz önünde bulundurmasını talep etti.
Ahmet Altan’ın tutuklanmasına gerekçe yapılan iki saati aşkın televizyon konuşmasının bağlamından koparıldığına dikkat çeken Çalıkuşu, “AYM çoğunluk kararında, soruşturma makamlarının benimsediği ‘cümle çekme ve bağlamından koparma usulünü’ kullanmıştır. Suçlamaya gerekçe yapılan müvekkilin yazdığı yazılara gelince; bu yazıları ismi geçen silahlı terör örgütünün hiyerarşisine dahil olarak ve talimatı ile örgütün amacına hizmet etmek kastı ile yazdığını ispatlar hiçbir kesin, somut ve yasal delil dosya kapsamında yoktur. Soruşturma makamı iddianın tarafıdır. Ama Yüksek Mahkemeler değildir, olmamalıdırlar, olamazlar. Yüksek Dairenizin 15 Temmuz darbesi ile ilgili yerleşik görüş ve uygulaması mevcuttur. Örgütün amacını benimseme, bu amaca hizmet kastı ile hareket etme, hiyerarşik yapıya dahil olma ya da olmadan da talimat ile hareket etme yönünden aranan unsur ve deliller bellidir. Müvekkilin FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütü ile bir irtibatı olduğunu ortaya koyacak ve tek başına kuvvetli belirti sayılacak hiçbir emare yoktur” dedi.
“AYM hukuksal tutarlılığını inkâr etmiştir”
Dilekçesinde müvekkilinin Anayasa’da teminat altına alınan ifade ve basın hürriyetine müdahale edilerek tutuklandığını anımsatan Çalıkuşu, “AYM Genel Kurul çoğunluk kararı, yazarlığı, yazıyı, düşünceyi, ifadeyi ve basın özgürlüğünü yok saymıştır. Hatta suç saymıştır. Müvekkilin sadece yazı ve televizyon konuşması yapmaktan ibaret eylemine suç unsuru yükleyebilecek somut, kesin ve yasal, savunmasının aksini ispatlar hiçbir delil dosya kapsamında mevcut değildir” diyerek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
AYM’nin gerekçeli kararına ilişkin yazılı bir basın açıklaması da yapan Avukat Çalıkuşu, “AYM’nin gerekçesi açıklanan Ahmet Altan kararı, ‘karşı oy’ gerekçelerinden de anlaşılacağı üzere hukuk ve bireysel başvuru hakkı açısından çok talihsiz, bir o kadar da kaygı vericidir. Talihsizdir, çünkü AYM Genel Kurulu bir önceki kararı ile (Mehmet Altan) çelişerek hukuksal tutarlılığını inkâr etmiştir” dedi.
Çalıkuşu, basın açıklamasında, AYM Genel Kurulu’nun çoğunluk kararındaki imza sahiplerinin yarısının hukukçu olmamasının, ve mahkemeye atanan son üyelerin ret yönünde oy kullanan çoğunluk içinde yer almasının, halihazırda yasalaşma aşamasında olan hukuk reformu açısından dikkat çeken ve düşündürücü bir durum oluşturduğunun altını çizdi.
Bireysel başvuru mekanizmasının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden ödünç alınan bir uygulama olduğunu hatırlatan Çalıkuşu, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının siyasileştirilmesinin hem bu kurumun varlığını zedeleyeceğini, hem de ödünç alınmış olan bireysel başvuru hakkını anlamsızlaştıracağını ifade etti.
Çalıkuşu, “Dosya kapsamının gerçeği, Yüksek Mahkemenin başkanı ile birlikte sayfalarca karşı oy yazan dört üyenin karşı oy gerekçelerinde yer almaktadır” dedi.
Avukat Çalıkuşu’nun Yargıtay 16. Ceza Dairesine sunduğu dilekçeye bu bağlantıdan erişilebilir.