Tereyağlı kahve üreticisi Bulletproof 360'ın kurucusu, sağlıklı beslenme kitapları yazarı Amerikalı girişimci Dave Asprey, 180 yaşına kadar yaşama hedefiyle vücudu üzerinde sıra dışı deneyler yapıyor.
Kendisini "dünyanın ilk profesyonel biyo-hacker'ı" olarak tanımlayan 45 yaşındaki Asprey, altı ayda bir kök hücre elde edebilmek için vücudundan kemik iliği aldırıp sonra bunları tekrar kendine enjekte ediyor.
(Biyo-hacker, sağlıklı olmak için bilim ve teknolojinin yardımıyla biyolojisine müdahale eden ve bu amaçla birçok insanın çılgınlık olarak gördüğü şeyler yapan insanlar için kullanılan bir tabir.)
BBC'nin sorularını yanıtlayan Asprey, "Bilimkurgudan bahsetmiyoruz. Birilerinin bunu yapması gerekiyor ve bu yolda ölmeye hazırım" dedi.
Kriyoterapi, kızılötesi ışın banyosu ve beyin elektrotları
Ölümsüzlük peşindeki Asprey, kriyoterapi yapıyor, "kızılötesi ışın banyosuna" giriyor ve başına elektrotlar bağlıyor.
Kriyoterapide likit hidrojenle soğutulan odada 2 ila 4 dakika arasında eksi 100 dereceyi aşan soğukta kalınıyor.
Asprey, vücut ve beyin fonksiyonlarını geliştirmeyi amaçlayan bu tür yöntemler için şimdiye kadar bir milyon dolardan fazla para harcamış.
Dave Asprey servetini yedi yıl önce satışa çıkardığı tereyağlı kahve markasına borçlu. ABD ve bazı ülkelerde satılan bu kahvede tereyağının yanı sıra saflaştırılmış hindistan cevizi yağı da var.
Asprey bu kahvenin fiziksel ve zihinsel sağlığı güçlendirdiğini öne sürüyor.
Kahvenin, şimdiye kadar 160 milyon fincan satıldığı belirtiliyor.
Kahvenin başarısından sonra 68 milyon dolarlık yatırım alan Bulletfproof 360, beslenme kitaplarından protein atıştırmalıklarına kadar pek çok şey satan bir gıda ve yaşam tarzı markasına dönüşmüş durumda.
Tıp eğitimi yok
Asprey, tıp ya da beslenme eğitimi görmediği için sektör içinde birçok kişi tarafından eleştiriliyor. Bu kişiler, tereyağlı kahvenin sağlıklı olmadığını da söylüyor.
Dave Asprey, Bulletproof kahve için 2004'te Tibet'e yaptığı bir geziden ilham almış.
1973'te New Mexico'da doğan ve Silikon Vadisi'nde başarılı bir IT yöneticisi olan Asprey yıllar içinde kilo almış ve bir araya 136 kiloya çıkmış. Sonra da sağlığı kötüleşmiş.
Meditasyon öğrenmek için Tibet'e giden Asprey'e Himalayalar'daki bir yürüyüş sırasında Tibet sığırı tereyağı içeren bir kahve ikram edilmiş.
Asprey, "Kahveyi içtikten sonra, o yükseklikte kötü hissetmem gerekirken aksine beynimin güçlendiğini hissettim" diyor. Asprey, California'ya dönüşünde uzun denemelerden sonra kahvenin kendi versiyonunu geliştirmiş.
'4 bin yıllık çılgınlığın bir parçası olmaktan gocunmam'
Asprey, kahvaltı yerine bu kahveyi içmeye başladıktan sonra hayatının değiştiğini ve 45 kilo verdiğini, 2009'da bu deneyimini bloglarında paylaştığını ve üç yıl sonra da kahvesini internet üzerinden satmaya başladığını söylüyor.
İngiltere Diyetisyenler Birliği'nden Aisling Pigott, Bulletproof kahve için "Tavsiye edeceğim bir şey değil. Başka hiçbir besin değeri içermeyen bir yolla fazladan kalori ve yağ alıyorsunuz. Kahveye tereyağı katmanın hiçbir yararı yok. Normal bir kahvaltıdan alacağınız protein, vitamin ve minerallerden mahrum kalıyorsunuz" diyor.
Asprey, bu tür eleştirilerin kendisini kaygılandırmadığını çünkü birçok uzmanın yüksek yağ ve düşük şeker içeren bir beslenme tarzının sağlık için iyi olduğunu söylediğini aktarıyor.
Asprey şöyle devam ediyor:
"Dizlerimde iltihaplı romatizma vardı. Kronik halsizliğim ve bilişsel fonksiyon bozukluğum vardı. İnme ve kalp krizi geçirme riskim vardı. Prediyabetiktim ve hep kötü hissediyordum. Şimdi bunların hepsini çözdüm. Modern diyetlerin aksine benim içeceğim eski bir Tibet geleneğine dayanıyor. Bu nedenle 4 bin yıllık bir çılgınlığın parçası olmaktan gocunmuyorum."