Dünya

Altay tankında siyasi düğüm 

Leopard tanklarının üreticisi Alman Rheinmetall şirketinin, Türkiye'nin Altay tankı projesine katılımı konusunda belirsizlik sürüyor. İşbirliği Alman hükümetinin iznine bağlı.

21 Mart 2018 11:16

Türkiye’nin savunma sanayi alanında mega projelerinden olan Altay adı verilen tank üretiminde gözler yeni Alman hükümetine çevrilmiş durumda. Türk hükümeti, "Altay Tankı" projesini Alman savunma sanayisinin katkısıyla hayata geçirmek istiyor. Ancak son dönemde Berlin ile Ankara arasında yaşanan siyasi gerginlikler, Türkiye’deki iç siyasi gelişmeler ve son olarak da Afrin operasyonunun Almanya kamuoyunda yol açtığı tartışmalar nedeniyle Türkiye’nin istediği işbirliğinin geleceği belirsiz.

Almanya’da yasalara göre silah şirketlerinin ülke dışına satış yapması hükümetin onayına bağlı. Alman savunma şirketi Rheinmetall’in Türkiye’de tank üretimi için Almanya’ya çeşitli makineler, aksam ihraç etmek istemesi durumunda, tıpkı silah satışlarında olduğu gibi, Alman hükümetinden onay alması gerekiyor. Ancak muhalefet partileri, Türkiye’ye silah satışının durdurulmasını isterken koalisyon hükümetini oluşturan partilerden de itirazlar yükselmesi Başbakan Angela Merkel üzerindeki baskıyı artırıyor.

Berlin henüz renk vermedi

DW Türkçe’ye konuşan Alman savunma uzmanı Magdalena Kirchner, bu konuda Alman hükümetinin bugüne kadar olumlu ya da olumsuz olarak algılanabilecek, bağlayıcı herhangi bir tavır takınmaktan kaçındığına dikkat çekti. Kirchner, Eylül ayındaki seçimler sonrasında geçici hükümetin bu konuda kararı yeni hükümeti bıraktığına işaret ederken “Merkel liderliğindeki yeni koalisyon hükümetinin önümüzdeki dönemde bu konuda nasıl bir karar alacağını öngörmek çok güç” şeklinde konuştu.

Merkel üzerinde büyük baskı

Alman hükümetinin kamuoyuna yönelik açıklamalarında, Türkiye’ye silah ihracatında kısıtlama uygulandığına vurgu yaptığını hatırlatan Kirchner, “Ancak son günlerde basına yansıyan haberler, aslında Türkiye’nin birçok talebine de onay verildiği ortaya çıktı. Gerçekten kısıtlamaya gidildi mi, yoksa bu açıklamalar daha çok Alman halkını yatıştırmaya yönelik miydi, tam olarak bilemiyoruz” dedi.

Alman hükümetinin artan kamuoyu baskısı nedeniyle zorlu bir karar alma süreci içinde olduğuna işaret eden Kirchner, Rheinmetall’in takınacağı tavrın da önem taşıdığını söyledi. Kirchner, “Rheinmetall, Altay tankı üretimine BMC ile ortak iştiraki olan RBSS şirketi ile katılabilir. Ama bunu salt ekonomik çerçevede değil, hükümetin onayını gerekli kılan yasal düzenlemeler ve gayet tabii ki de siyasi gelişmeleri gözeterek değerlendirmek durumunda” görüşünü kaydetti.

Son aylarda şirketin genel merkezi önünde, hissedarlar genel kurulu toplantıları esnasında, Türkiye’deki faaliyetleri nedeniyle protesto gösterileri düzenlendiğini hatırlatan Kirchner, “Rheinmetall, Altay tankı projesine katılması halinde Almanya’daki imajının zarar görme riskini de değerlendirmeye almak durumunda” şeklinde konuştu.

Rheinmetall’in Türk muhataplarıyla görüşmeye devam edeceği sinyalini verdiğini ancak 2017 yılında zaten gergin olan ikili ilişkiler dolaysıyla yaşanan güçlüklerin Türkiye’nin Afrin harekatı ile farklı bir boyuta taşındığını söyleyen Kirchner, “Rheinmetall siyasi gelişmeleri de gözardı edemez. Daha birkaç gün önce Federal Meclis’teki tüm siyasi gruplar, Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı‘nın uluslararası hukuku ihlal ettiğini söylediler, harekâta tepki gösterdiler” dedi.

Türkiye alternatiflere yönelir mi?

Leopard tanklarının üreticisi olan Alman Rheinmetall şirketi, bu alandaki teknolojik üstünlüğü, geliştirdiği tankların Türk ordusu tarafından kullanılıyor olması gibi nedenlerle Altay projesi için en iddialı isimlerden biri olarak görülüyor. Ancak Türkiye’de bazı uzmanlar da Altay tankı projesi için Almanya dışındaki ülkelere yönelmek gerektiği görüşünde.

Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Üyesi emekli kurmay albay Yrd. Doç. Dr. Savaş Biçer, Almanya’nın siyasi gerekçelerle Türkiye’nin çok ihtiyacı olan dönemlerde kısıtlamalara gidebileceğini belirterek “Parası ile aldığınız bir sistemi istediğiniz şekilde kullanamayacaksanız, almak ne kadar doğru?” diyor.

“Elbette ihtiyacımız olan savunma sanayi ürününü teknolojisi en üstün yerden almak isteriz” diyen Biçer, Almanya ve ABD’nin tank motoru açısından dünyada lider olduklarını ancak Türkiye’ye yönelik muhtemel kısıtlamaların da kabul edilmemesi, sorun çıkarmayacak tekliflere yönelmek gerektiğini savundu.

"Almanya ile yol alınmalı”

Harp Akademileri Komutanlığı bünyesinde ders veren İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın ise Altay projesinde Almanya ile birlikte yol alınmasının iyi olacağı görüşünde.

Almanya ile birlikte üretilebilecek Altay tankının, dünyadaki en iyi 5 tanktan biri olarak anılmaya aday olabileceğini belirten Prof. Caşın, “Bir kere Türkiye’nin Leopar tanklarında çok ciddi tecrübesi ve yetişmiş personeli var. Aynı zamanda yeni tankın motor kısmındaki sessizlik, hız ve mukavemet gücü konusundaki yetkinliği, diğer tanklara göre ciddi bir üstünlüğe sahip” görüşünü kaydetti.

Ortadoğu’daki tank pazarının yakın gelecekte yüzde 40-60 arasında büyüyeceği, yaklaşık 6 bin yeni tank için toplamda 30 milyar dolara yakın bir pazar oluşacağı tahminini dile getiren Prof. Caşın, diğer zırhlı muharebe araçları ile birlikte, toplam pazarın 250 milyar dolar gibi çok büyük bir rakama ulaşabileceğine dikkat çekti.

Almanya’da yeni hükümetin göreve başlamasıyla ikili ilişkilerde yumuşasa olacağını tahmin eden Prof. Caşın “Son günlerde Merkel-Yıldırım görüşmesi ve dışişleri bakanlarının müzakereleri ve karşılıklı temaslar, bu konuda ortamın önemli ölçüde yumuşatıldığını gösteriyor. Almanya’nın son dönemde PKK’ya karşı aldığı tedbirleri sıkılaştırması da bunun bir göstergesi. Dolayısıyla artık Altay konusunda top Berlin’de” şeklinde konuştu.

Türkiye, ilk etapta 250, daha sonra ise toplam 1000 adet Altay tankı üretmeyi planlanıyor. Toplam ihale bedelinin 10 milyar doları bulması öngörülen Altay tankının, 2020 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girmesi hedefleniyor.

Değer Akal / Aram Ekin Duran

© Deutsche Welle Türkçe