HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, “Kürt dindarlar AKP’de de HDP’de de ikinci sınıftır. Dindar Kürtler dinlerinden de Kürtlüklerinden de vazgeçmek istemiyor. İkisi arasında bir tercihte bulunmak istemiyorlar” dedi.
Türkiye, 16 Nisan'da anayasa referandumuna gitmeye hazırlanırken AKP, son seçimlerde aldığı yüzde 49.5 oyu korumaya çalışıyor. AKP'nin hedefinde ‘dindar Kürt’ oyları da var.
“Makyavel görseydi şapa çıkarırdı"
Kürt dindarların şu anda ciddi bir açmazda olduğuna dikkat çeken Altan Tan, “Türkiye’den ayrılmak istemiyorlar. Hendek, terör ve iç savaş istemiyorlar. Bu yönüyle PKK’ya kızgınlar. Ancak AK Parti'ye dönmeleri için bir sebep de yok” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım’ın bozkurt işaretini değerlendiren Altan Tan, “Bir gün Fetullah Gülen’le iş tutuyorlar, bir gün ABD, bir gün Rusya, bir gün İran, bir gün Esed. Ergenekonculara yanaşıyorlar, lazım olduğu zaman da bozkurt işareti yapıyorlar. Machiavel görseydi şapka çıkarırdı” dedi.
Tan, AKP’nin tutumunu, “Sen benim iyi şeyler yapabilme ihtimalimi sev’ diyor. Tamamen arabesk takılıp gidiyoruz” diye değerlendirirken “Dolasıyla dindar Kürtlerin AKP’ye yönelmesinin ciddi bir nedeni yok ortada. HDP’ye, PKK’ye kızgın olsalar da evet demelerinin ciddi bir gerekçesi yok” dedi.
Altan Tan, referandum öncesinde AKP’nin oylarını istediği ‘dindar Kürtlerle’ ilgili T24’ün sorularına tanımını yaparak yanıt verdi ve oylarla ilgili önemli ipuçlarını gündeme getirdi.
“Kürt dindarlar AKP’de HDP’de ikinci sınıftır”
Tan'ın açıklamaları şöyle:
Dindar Kürt, dini ve milli hassasiyetleri yüksek Kürtlerdir. Kürt dindarların iki önemli özelliği var. Biri İslami hassasiyetleri, diğeri ise Kürt kimlikleriyle ilgili insani, islami, vicdani hak ve hukuk talepleri. Bu yönleriyle, dinlerinden de Kürtlüklerinden de vazgeçmek istemiyorlar.
"Demokratik yeni bir format atamadılar"
Dindar Kürtler uzun yıllar Refah Partisi ve AKP'ye oy verdiler. Ancak Refah Partisi de AKP de iyi niyet temennileri dışında sorunu temelden çözecek köklü yaklaşımlara girmediler. Kürt sorununu, Türkiye içinde de Suriye ve Irak'ta da çözecek bir makro proje üretemediler. Türk İslamcıların bilinçaltlarındaki Türk milliyetçiliği ve egemen ulus psikolojisi maalesef aşılamadı. Kendilerini ümmetçi zannediyorlar; ancak yine maalesef milliyetçiler. Türkiye Cumhuriyeti'nin Türk-Türkçü ana paradigmasını değiştiremediler; Türkiye Cumhuriyeti'ne demokratik yeni bir format atamadılar. Bu durumdan rahatsız olan benim gibi dindar Kürtlerin önemli bir kısmı haklarını elde etmek için dönem dönem HDP geleneğindeki partilere oy verdiler halen de veriyorlar.
"Dini kimliklerini yaşayamıyorlar"
Fakat burada da dini kimliklerini dindarlıklarını yeterince temsil ettiremiyorlar ve yaşayamıyorlar. Yani Kürt dindarların önüne bir ayrım konuyor. Kürtlük mü, din mi, diye karikatürize ederek ifade edersek her iki taraf açısından da bu böyle.
"Partinin ana omurgası sol ve seküler"
Şimdi öncelikle AKP’de, HDP’de bu tespiti kabul etmiyorlar. Ak Parti ‘hayır efendim Kürtlerin Kürtlükleri ile bir sorunumuz yok, herkesin kimliğine saygılıyız diyor. HDP de kimsenin inancıma, mezhebine geleneğine karşı değiliz diyor ama gereğini onlar da yapmıyor. Partinin ana omurgası sol ve seküler. Yönetim kadroları da, parti programı da böyle.
"AKP ve HDP'de ikinci sınıf"
Kürt dindarlar AKP’de de HDP’de de ikinci sınıftır. Programda, yönetimde ve direksiyonda değillerdir. Böyle olunca Kürt dindarlar dönem dönem AKP’ye dönem dönem HDP’ye oy veriyorlar. 7 Haziran seçimlerinde 2 milyon AKP’li HDP’ye oy verdi. 2 Kasım'da bunun 1 milyonu geri döndü. Dindar Kürtler dinlerinden de Kürtlüklerinden de vazgeçmek istemiyor, İkisi arasında bir tercih te bulunmak istemiyorlar.
“Machiavel görseydi şapka çıkarırdı”
(Ne olacak şimdi sorusuna) Şu an Kürt dindarlar gerçekten ciddi bir açmaz içindeler. Türkiye’den ayrılmak istemiyorlar, Hendek, terör ve iç savaş istemiyorlar. Bu yönüyle PKK’ya kızgınlar. Ancak AK Partiye dönmeleri için bir sebep de yok. Çünkü Bozkurt işareti yapan bir başbakan neyi çözecek Türkiye’de? Sürekli dönemsel ve konjoktürel davranış içindeler. Bir gün Fetullah Gülen’le iş tutuyorlar, bir gün ABD, bir gün Rusya, birgün İran, bir gün Esed. Ergenekoncu’lara yanaşıyorlar, lazım olduğu zaman da Bozkurt işareti yapıyorlar. Makyavel ( Floransalı düşünür Machiavel) görseydi şapka çıkarırdı. Bugün referandumda tartışılan ise şahıslar ve olaylar değil. Bir kişiye bu kadar ölçüsüz yetki verilmez. Bu Erdoğan da olsa, Kılıçdaroğlu, Altan Tan olsa da yanlış.
“AKP, MHP ile işim bittikten sonra seninle iyi şeyler düşünebilirim diyor”
Kürtler evet diyerek neyi çözecekler? AKP ne diyor, herhangi bir programı var mı? Kürtlerle ilgili bir projesi var mı? Suriye'de PYD ye PKK ye karşılar peki Suriye Kürtleri için Kürtleri Esed'e teslim etmek dışında ne söylüyorlar? Sadece ‘bana güven gerisini merak etme sen’ diyorlar. Oy ver destek ver bana MHP ile işimi bitirdikten sonra seninle ilgili iyi şeyler düşünebilirim diyor.
"Evet demeleri için ciddi bir gerekçe yok"
‘Sen benim iyi şeyler yapabilme ihtimalimi sev’ diyor. Tamamen arabesk takılıp gidiyoruz. Dolasıyla dindar Kürtlerin AKP’ye yönelmesinin ciddi bir nedeni yok ortada. HDP’ye,PKK’ye kızgın olsalar da evet demelerinin ciddi bir gerekçesi yok.